"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 5.4.2001 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine bozma ilamınada uyularak yapılan duruşma sonunda; tazminat isteminin kabulüne dair verilen 18.6.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalılardan ... vd. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise satış vaadine konu taşınmaz bedeli olan 70,000,00 YTL.nin tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece davacıların mülkiyet aktarımı istemlerinin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulü ile 3.638.80 YTL.nin faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir....
Örneğin, bütünleyici parça (TMK md.684), doğal ürünler (TMK md. 685) taşınmaz değildir. Bağlı olduğu taşınmazla beraber satış vaadi sözleşmesine konu teşkil ederlerse de yalnız başına satış vaadi sözleşmesinin konusu olamazlar. Bu tür malların bağlı olduğu esas taşınmaz ile birlikte taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu olabilmeleri bir zorunluluk değil yasal bir sonuçtur. Somut olaya gelince; dava konusu 736 parsel sayılı taşınmaz tapuda kargir ahır ve ev müştemilatı vasfı ile dava dışı kişler adına kayıtlıdır. Talep, 736 parsel sayılı taşınmazda bulunduğu belirtilen kargir ahır ve ev vasfındaki binalara yöneliktir. Satış vaadi sözleşmesine konu olamayacak bir muhdesatın temliki geçersiz olduğundan, muhdesattan kaynaklanan şahsi hakkın temlikine dayanılarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmesi mümkün değildir....
Mahkemece, satış vaadinde bulunan ... ve ...’nin dava tarihinde ölü olmaları, ölüm ile vekalet ilişkisinin sona ermesi anılan kişilerin mirasçılarının da sözleşmeyi kabul etmedikleri, çekişme konusu taşınmazların iştirak halinde olup bu haliyle sözleşmenin ifa olanağının da bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa ikinci kademede tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat isteminin kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesince bozulması sonrasında mahkemece aynı yönde hüküm kurulmuş ve hüküm ise sadece davalılara temyiz edilmiştir. Temyiz edenin sıfatına ve temyizin kapsamına göre uyuşmazlığın tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarih ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (3)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.09.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının kendi iradesi ile vekalet vermeyip aldatılmak suretiyle elinden vekaletname alındığı, karşılığında bedelinin ödendiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı ve yapılan işlemin hayatın olağan akışına uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2014 gününde verilen dilekçe ile tapuda kayıtlı taşınmazda harici satışa dayalı iptal ve tescil, olmadığı takdirde TMK 724. maddesine dayanan temliken tescil, kabul görmemesi halinde ödenen bedelin iadesi talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.09.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava; tapuya kayıtlı taşınmazda harici satış sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde TMK 724. maddesine dayanan temliken tescil, bunun da kabul görmemesi halinde ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Tazminat K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yükleniciden gayrimenkul satış sözleşmesi ile daire satın alan kişi tarafından yüklenici, taşınmazın devrini yapılan şirket ve temsilcisine karşı gayrimenkul satış sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil, aksi takdirde tazminat isteğine ilişkin olup, Tükecitici Mahkemesi sıfatı ile yargılama yapılmıştır. Yapılan incelemede, davalı satış yapan şirket temsilcisi hakkındaki (...), eldeki dava ile benzer nitelikteki bir başka uyuşmazlığın Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 05.10.2017 tarih 2015/18659 Esas, 2017/7249 Karar sayılı ilamı ile incelendiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.02.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, 19.04.2013 tarihinde açılan birleştirilen davada tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davacıların asıl ve birleştirilen davada davalı ... aleyhine açtığı davanın pasif husumet yönünden reddine, davacıların asıl ve birleştirilen davada, ... Belediyesi aleyhine açtığı tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne dair verilen 09.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili tarafından ve duruşmasız olarak temyizi ise davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 12.12.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan birleştirilen dosya davacısı ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.08.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 15.05.2007 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 26.02.2008 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, Dairemizin 23.12.2005 tarihli bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/101Esas sayılı dosyası ile davalılara karşı eldeki dava ile aynı taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat davası açtığı, anılan davada mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin reddine, taşınmazın bedelinin davacıya ödenmesine karar verildiği, aynı neticeyi doğuran sonradan meydana gelmiş olmayan, ilk davada öne sürmediği muvazaa iddiaları ile farklı sebeplerle ikinci kez dava açılmasının hukuken mümkün olmadığı, davacı her ne kadar zararını da talep etmiş ise de taşınmaz bedelinin ödenmesi kararı ile zararın ortadan kalktığı, kaldı ki aynı satış vaadi sözleşmesi ile yapılan bir yargılama ve karar varken sözleşmenin değerlendirilmesi o mahkemece yapılmışken eldeki davada mutlak muvazaanın değerlendirmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....