Hukuk Dairesinin 2016/21042 esas, 2018/12203 karar sayılı ve 07/05/2018 tarihli ilamı) Somut olayda; davacının dava dilekçesinde temliken tescil talebine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açtığı, dava dilekçesi ile birlikte tapu iptal ve tescil talebine ilişkin olarak 1.000,00.-TL üzerinden dava değerini gösterdiği ve harcını da bu bedel üzerinden yatırdığı, tapu iptal tescil davası yönünden dava değerinin yargılama aşamasında 7.854,00.-TL dava değeri olduğu anlaşılması karşısında; davacı tarafça harç ikmali yapılmadan davaya devam edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı/davalı vekili tarafından, davalı/davacı aleyhine 17.07.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal birleşen dava ile taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kabulüne, tapu iptali ve tescil isteminin reddine dair verilen 16.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar/davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 07.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dava, mülkiyet hakkından kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal, birleşen dava ise Türk Medeni Kanununun 725. maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 09.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi; "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" şeklindedir. Somut olayda; birleşen davada davacı dilekçesinde, tescile konu edilen yapıların 1950'li yıllarda yapıldığını belirtmiştir. Dosyaya gelen kayıtlara göre yapıların bulunduğu 991 parsel numaralı taşınmaza ilişkin tespit 1961 tarihinde yapılmış ve tutanak 21.11.1962 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise, 03.12.2004 tarihinde 3402 Sayılı Kanununun 12/3 maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü süreden sonra açılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.09.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi; birleştirilen dosya davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine 02.07.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 12.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-birleştirilen dosya davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal, karşılık dava ise Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacının tapu iptali ve tescil, tazminat isteğine ilişkindir. Davalılar vekili, dava konusu villanın davacıya teslimi için süre öngörülmediğini, davacının dayandığı sözleşmeye göre 200.000,00 TL borcu bulunduğunu, harici olarak düzenlenen sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının satış sözleşmesi gereğince ediminin tamamını ifa ettiğinin kabul edilemeyeceği, davacı adına tescil şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.2.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 1.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... imar uygulaması sonucu oluşan 15 ada 47 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki binanın, imardan önceki tapu kaydına göre kendisine ait 15 ada 8 parsel içinde kaldığını, imar ile 15 ada 8 ve davalı hazineye ait olan 15 ada 9 parsel sayılı taşınmazların tevhit edilerek 15 ada 47 parsel olarak müşterek şekilde taraflar arasında tapuya tescil edildiğini belirterek, taşınmaz üzerindeki binanın arsa değerinden yüksek olması nedeniyle Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanılarak temliken tescil isteminde...
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 25/12/2012 NUMARASI : 2009/63-2012/653 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.02.2009 ve 30.09.2011 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, taşkın yapı nedeniyle temliken tescil ve birleştirilen davada tapuda hisselerin düzeltilerek tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, temliken tescil isteminin reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 25.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı R.....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı, TMK'nın 706, BK'nın 213 (6098 sayılı TBK'nin 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89 uncu maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. TMK'nın 706 ncı maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı TBK'nın 237 nci maddesinde "Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır." şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.07.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat, birleştirilen davada davacı ... tarafından verilen 22.11.2007 tarihli dilekçe ile de tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davacının dava ve birleştirilen davadaki tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne dair verilen 13.07.2009 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ...vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.04.2011 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ...vekili Av..... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.02.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil kabul edilmediği takdirde tazminat, birleştirilen dava ile davacı tarafından davalı ... aleyhine 26.03.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil kabul edilmediği takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 06.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleştirilen dosya davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 07.04.2015 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....