DAVANIN KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil, Alacak KARAR TARİHİ :17.11.2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 17.11.2021 İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.04.2018 tarih 2014/366 E. 2018/447 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı kooperatif vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye ... tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelen tarafın yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında Kubilaybey Mahallesi 147 ada 13 parsel sayılı 217.65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle ... oğlu ... adına tespit ve 08.11.1999 tarihinde tescil edilmiş; satış nedeniyle 23.08.2005 tarihinde ... oğlu ... adına intikal etmiştir. Davacılar ... ve ......
Mahkemece yapılan yargılama sonunda tapu iptali ve adına tescili davasının reddine, tazminat talebi yönünden davanın kabulüne, 53.113,30 TL bina değeri ile 4.000,00 TL ağaç değeri olmak üzere 57.613,30 TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı ... mirasçıları, davalı ..., ... mirasçıları ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının tespitten önceki satın almaya dayalı olarak dava açmış olmasına ve çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 1988 tarihi ile eldeki davanın açıldığı 12.05.2012 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunmasına göre, davacı vekilinin tapu iptali ve tescil istemine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan ve kararın 1. bendinde geçen “tapu iptali ve...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.11.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ile tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne dair verilen 16.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.07.2013 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazların 1341 tarihli tapu kaydı ile Hazineden satın alındığı halde; 1972 yılında kesinleşen kadastro sırasında 221 ve 851 parsel numarası ile Hazine adına tespit ve tescil edildiği, tapu kayıtlarının iptali istemiyle davacılar tarafından açılan davanın, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/76-101 sayılı kararı ile 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımının geçmiş olduğu gerekçesiyle reddedilerek 26/04/1989 tarihinde kesinleştiği, davacıların sebepsiz zenginleşme olgusunu bu tarihten itibaren öğremiş olduklarının kabulünün gerekeceği, somut olayda 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/123 sayılı dosyasında tapu kaydının iptaline karar verilmemiştir. Sözü edilen dava, çekişmeli 549 parselin tapu kaydında bulunan "orman sınırı içinde kalmıştır" şeklindeki şerhin silinmesi davası olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Tapu kaydı henüz iptal edilmediğine ve mülkiyetin kaybından sözedilemeyeceğine göre, davacının şu aşamada tazminat isteme hakkı bulunmamaktadır. Her ne kadar orman şerhi tapu maliki davacının tasarruf yetkisini kısıtlar nitelikte ise de ve idare tarafından tapu iptali - tescil davasının açılmasını beklemeye gerek olmadan, tapu maliki tarafından da kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan bölümün, maliki olduğu parselden ifrazı ve bu bölümün mülkiyetinin kaybı nedeniyle doğacak zararın tazminini istemeye engel bir durum bulunmamakta ise de davacının böyle bir talebi bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava harici satıma dayanan tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki satım sözleşmesinin TMK. 706. ve TBK'nun 237, Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekle uygun olmaması nedeniyle tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmiş olması yerindedir. Yine taraflar arasında düzenlenen 23.01.2018 tarihli protokol, aynı tarihli alacağın temlikine dair noterlikte yapılan sözleşme ve soruşturma dosyası içeriği ile taşınmaz satımına ilişkin düzenlenen faturaların tarihi ve içeriği dikkate alınarak ilk derece mahkemesince davacı tarafın satım bedelini ödendiğini ispatlayamaması nedeniyle tazminat davasının reddine karar verilmiş olması da yerinde olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-KONYA .... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'nin ... Esas,.......
"İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.08.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, asli müdahale davasında 04.03.2013 tarihli dilekçe ile davalılar aleyhine mülkiyetin davalılardan ...'a ait olduğunun tespiti, tapu kaydının korunması talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın asli müdahale davasının kabulüne, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine dair verilen 05.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi asıl davada davacı, asli müdahale davasında davalı ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.11.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ve karşı davalı ... vekili ile karşı taraftan davalı ve karşı davacı ... vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Mahkemece, davanın TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat davası olduğu kabul edilerek, 10 yıllık zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın 1960 yılında yapılan kadastro sırasında belgesizden, 508 parsel numarası ile 27.500 m² yüzölçümüyle zeytinlik ve tarla niteliğiyle gerçek kişi adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra Hazine tarafından, davacıların miras bırakanı olan tespit malikleri aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının sonucunda, ......