Hukuk Dairesinin 11/06/2021 tarihli ve 2020/1007 Esas, 2021/650 Karar sayılı kararı ile davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, dava tarihi olan 06/07/2018 ile kadastro tespitinin kesinleştiği 1988 ve 1989 yılları arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
Dava niteliği itibarı ile kadastrodan önceki sebebe dayalı olarak kadastro sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemine yöneliktir. Mahkemece, esasa girilerek tespitin tapu kaydına dayalı olarak yapıldığı ve taşınmazın sınırlarında değişiklik olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 01.09.1975 tarihi ile dava tarihi olan 02.04.2012 günü arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olması nedeniyle davanın esasına girilmeden, maddi hukuka ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekmekte ise de red kararı sonucu itibarı ile doğru olduğundan hükmün gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlgili Hukuk 3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmünü içermektedir. 3.3. Değerlendirme Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar ketmi verese olarak hukuki nitelendirme yapılmış ise de, taşınmazların evveliyatında davalılar adına tapulu olduğu, davanın kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu gözetilerek, bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. VI. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, 20/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....
Dava, harici satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK'nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Dava konusu olan 7, 255, 264, 270, 273, 274 ve 350 nolu parsellerin tapu kayıtları ve kadastro tutanakları incelendiğinde 1980 yılında yapılan kadastro tespitinden sonra tutanakların 1981 yılında kesinleştiği, davacı yanın dayandığı zilyetliğin devri sözleşmesinin 05.10.1979 tarihli olduğu , tutanakların kesinleşme tarihi olan 1981 yılından, davanın açıldığı 11.06.2010 tarihine kadar kadastrodan önceki hukuki sebepler bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. fıkrasındaki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından, bu hukuki sebep bakımından davalılar ..., ... ve ... dışındaki davalılar yönünden davanın reddi doğrudur....
adına tespit ve 1985 tarihinde tescil edilen çekişmeli taşınmaza ait kaydın TMK'nın 713/2. fıkrasında yer alan hukuki sebebe dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 2. fıkraları gereğince hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Bir başka ifade ile; davanın 4721 sayılı Medeni Kanun'un 713/2. maddesi hükmüne dayalı olarak açıldığı, davacılar tarafından esasen açıkça kadastro sonrası sebebe dayanıldığı anlaşılmakta olup 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinin somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 14.05.2019 gün ve saatte temyiz eden ... vd. vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 389 parsel sayılı 20250 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... mirasçıları davacı ... ve iştirakçileri adına tespit ve 03.09.1984 tarihinde tescil edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm kadastro tespiti sonucu oluşan sicillere karşı kadastrodan önceki sebebe dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı kararı gereğince inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.01.2012 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.03.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı ve kadastro komisyon kararı hilafına yapılan tescil sebebiyle tapu iptali, tescil ve tazminat istemlerine ilişkindir. Davalılar, iyiniyetli kayıt maliki olduklarını ve zamanaşımı bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece kayıt malikleri iyiniyetli olduğundan bahisle dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere davada kadastrodan önceki bir nedene dayanılmıştır....
Gerekçe ve Sonuç Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 08/09/2021 tarihli ve 2021/645 Esas, 2021/642 Karar sayılı kararı ile davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, dava tarihi olan 02/10/2019 ile kadastro tespitinin kesinleştiği 17.03.1992 tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine, davalı ... Sicil Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılarak davalı ... Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine ve davalı ......
Mahkemece, “davanın kabulü ile dava konusu ........104 ada 14 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine dava konusu taşınmazın 2128,41 m²'lik kısmının ..............’in kullanımında ve zilyetliğinde olduğunun şerh verilmesine” karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından süresinde, istek dışına çıkılarak Mahkemece hüküm kurulduğu gerekçesiyle esastan ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava, kadastrodan önceki zilyetlik ve eklemeli zilyetlik ve hibe hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 15. maddesi gereğince mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır....