Hukuk Dairesinin 09.06.2021 tarihli ve 2021/526 Esas 2021/568 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur. 2. Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerin tekrarı ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir. 3.Gerekçe 3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Anılan Kanunun 12/3 maddesi: “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. Kadastroya dayanılarak yapılan planlar, kesinleşen tutanaklar ve bunlara dayalı yapılan tesciller resmi senet niteliğinde olup Kanunda belirtilen 10 yıllık süre içerisinde açılacak davalar ile bunların aksini kanıtlama olanağı tanınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, 10 yıllık süre içerisinde açılacak davada davacının mutlaka kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanması zorunludur. Diğer bir anlatımla, davacı kadastrodan önceki bir hakka dayanmalıdır. Bu hak ayrıca mülkiyet hakkı, sınırlı ayni hak, şerhler veya beyanlar hanesinde gösterilmesi gereken bir hak olmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİTTEN ÖNCEKİ HUKUKİ SEBEPLERE DAYALI -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2015 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, 2797 Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 16. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 22.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda Kızılisalı Köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 371 parsel sayılı 669.58 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın çekişmeli taşınmazın ifrazının mümkün olmaması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, kadastro sırasında, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün, kendisine ait 106 ada 372 parsel içinde tespit gördüğü iddiasıyla dava açtığına göre, kadastrodan önceki hukuki sebebe dayanmıştır....
Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerin tekrarı ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kadastro sonucunda Mardin ili, .... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 358 parsel sayılı 15.125,48 metrekare yüzölçümlü taşınmaz susuz tarla vasfıyla ceddinden intikalen ve taksimen malı olup 20 yılı aşkın zamandır zilyetliğinde olduğu belirtilerek ... adına tespit ve tespite Hazine tarafından itiraz edilmesi üzerine Mardin Bölge Tapulama Müdürlüğünün 23.05.1983 tarihli itirazın reddine dair kararına karşı dava açılmadığından 27.07.1983 tarihinde tescil edilmiştir. Dava 20.03.2020 tarihinde açılmıştır. 3.2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece; " davanın kadastro öncesi nedene dayılı tapu iptal ve tescil davası olduğu, 3402 sayılı kanunun 12/3 maddesi uyarınca kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren 10 yılın geçmesi ile kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak tapu iptal ve tescil davası açılamayacağı, dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının son olarak 16/10/1984 tarihinde kesinleşmesi ile artık 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu," gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu ve dava konusu parselin belgesiz zilyetliğe dayanarak 1957 yılında kadastro tapusunun oluşturulduğu, yapılan araştırmada taşınmazın öncesinin orman toprağı niteliğinde orman sayılan yer olduğu belirlenerek birleşen dosyada karşı davacı kişilerin orman kadastrosuna itiraza ilişkin davaları reddedildiğine göre orman kadastrosunun 14.11.1999 tarihi itibariyle kesinleşmiş sayılacağı ve davacı ... Yönetiminin de bu 1999 yılında kesinleşen orman kadastrosuna göre iptal ve tescil davası açtığına göre Orman Yönetiminin kadastrodan sonraki nedene dayandığı, yasalarımızda kadastrodan sonraki nedenlere dayanarak tapu iptali ve tescil davası açılamayacağın ilişkin bir hüküm bulunmadığına, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi kadastrodan önceki nedene dayanarak iptal ve tescil istenemeyeceğini hükme bağladığına göre, usul ve yasaya da uygundur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.05.2005 gününde verilen dilekçe ile tahsise dayalı tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.03.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesi ve iktisap sağlar zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali, tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, dava reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava dilekçesinde dayandığı tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin İdari Kararın iptali için açtığı dava reddedildiğinden tapu tahsis belgesi ileri sürülerek tescil istenemez....
Yerel Mahkemece, önceki kararın kaldırılmasından sonra yapılan yargılama sonucunda; dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanağının 17/04/2001 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen kadastro tutanakları üzerinden 10 yıl geçtikten sonra bu tutanaktaki tespitlere ve kadastrodan önceki sebebe dayalı olarak dava açılamayacağı ve davacının 6/40 oranındaki hissenin haksız olarak davalı adına tescil edildiği yönündeki iddiasının kesin ve inandırıcı deliller ile ispatlanamadığı gerekçesiyle davacıların tapu iptali ve tescil ve tazminat davasının reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar T23 mirasçıları T10 ve arkadaşları vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ZİLYETLİĞE DAYALI -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; mükerrer kadastrodan kaynaklanan (3402 sayılı yasanın) iptal tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 16.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.9.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....