Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın kadastro tespitinden evvel 1970 yılında vefat ettiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın iddia ve karşı savunmaların kısıtlanması niteliğinde olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2....

    Temyiz Nedenleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların davacılar ve davalıların kök mirasbırakanı ...’dan intikal ettiğini, kök mirasbırakan ...’ın ölümü ile geride çocukları ..., ..., ... ve ...’ın kaldığını, daha sonra mirasçılardan ...’nin mirasçı bırakmadan öldüğünü, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede kadastro çalışması yapılırken kendi mirasbırakanları ...’in yer almadığı kök mirasbırakan ...’a ait veraset ilamına göre davalılar adına tespit ve tescil işleminin sağlandığını, bu nedenle ikame edilen davanın kadastro öncesi nedene dayanmadığını, bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararının bozulmasını istemişlerdir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2....

      İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3.3. Değerlendirme Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, davacı kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle eldeki davayı açtığına ve dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 2006 yılından, davanın açıldığı 30/11/2019 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. VI....

        rağmen mahkemece davanın kadastro tespitinden önceki hukuksal sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak algılandığı ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi gereği hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile davanın reddine karar verildiğini, satış senedine dayalı sözleşmelere ilişkin açılan tapu iptali ve tescil davalarının hak düşürücü süre ve zaman aşımına tabii olmadığını, mahkemenin dava türünde hataya düştüğünü" öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, kadastro tespitinden önceki nedene dayalı tapu iptal ve tescil davası bulunmamaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun ....01.2014 gün ve ... sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay .... Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek .... Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.....2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, gerçek kişiler arasındaki kadastro tespitinden önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteminden kaynaklanmaktadır. Hazine, taşınmazın mera sayılan yerlerden olduğu, tapusunun iptali ve mera olarak sınırlandırılıp özel siciline yazılması savıyla davaya katılmıştır. Yönetsel yapıdaki değişiklik nedeniyle Çınar Asliye Hukuk Mahkemesi ve Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemelerince karşılık olarak verilen yetkisizlik kararları kesinleşmiş, davacı vekili davaya bakacak yetkili mahkemenin belirlenmesini başka bir deyişle yargı yerinin belirlenmesini istemiştir. 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulunun 23.01.1992, 01.03.2004, 07.03.2008 ve 26.01.2009 günlü kararları uyarınca yargı yerini belirleme görevi Yargıtay Yüksek 17. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır....

            Bu nedenle dava kadastrodan önceki nedene dayalı dava olmayıp kadastrodan sonraki nedene dayalı dava olmakla 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinin olayda uygulanması doğru bulunmamaktadır. Kaldı ki, kadastro tespitinden önceki nedene dayanılmış olsa bile; bilindiği üzere, 7269 sayılı Yasa uyarınca yapılacak afet kadastro işlemlerinin o tarihte yürürlükte bulunan 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahrir Kanunu'na göre yapılması öngörülürken; özellikle "kadastro ilanlarının yapılması" ve doğacak anlaşmazlıkların "mahalli mahkemelerde" çözüme bağlanması bakımından, 2613 sayılı Yasa'nın temel düzenlemelerinden uzaklaşıldığı, zira gerek yargı yeri belirlenmesi, gerekse kadastronun işleyişi ile ilgili ilanlara, yasa hükmü gereği yer verilmediği anlaşılmaktadır. Nitekim; 2613 ve 766 sayılı mülga tapulama kanunları, kadastro tutanaklarının kesinleşmesi için ilan edilmesi; itiraz halinde de komisyon kararlarının bizzat tebliğlerini zorunlu kılmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, 1994 tarihinde yapılan kadastro tespitinden sonraki 1997 tarihli sözleşme ile haricen satın almaya dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Tespitten önceki nedene dayanılmamaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.01.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.09.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı olarak açılan davalarda 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması gerekir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ...Köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 48 parsel sayılı 664 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, sit alanı içinde kaldığı ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle, bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve 08.06.1993 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiş, tapu kaydının beyanlar hanesinde...’ün zilyetliğinde olduğu ve 3. derece arkeolojik ve doğal sit alanında kaldığı şerh verilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle 29.12.2014 tarihinde dava açmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu