HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - İPOTEĞİN FEKKİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, görme engelli olduğunu ve okuma yazma bilmediğini, davalı ...’ın davalı abisi İbrahim’in icra tehdidi altında olduğunu, adına kayıtlı 13 numaralı bağımsız bölümü devretmesi halinde bankadan kredi temin edebileceklerini söylemesi üzerine taşınmazı bedelsiz olarak onların isteği doğrultusunda davalı ...’a devrettiğini, davalı bankadan kredi çekildiğini ve taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, ne var ki banka borcunun ödenmediğini, taşınmazın icra kanalıyla satışa çıkartıldığını, saffet ve hulusundan faydalanan davalılar tarafından kandırıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil ile banka tarafından işlenen ipoteğin fekkini istemiştir....
Tüketici Mahkemesi'nin 2020/175 E. sayılı dosyasında 24.11.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, aksi kanaatte ise taşınmaz bedeli kadar teminat alınmasına, istinaf yargılaması harç ve giderleriyle vekâlet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tapu kaydı, Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, Fatura, Teslim tutanağı, Delil listesi sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve ipotekten ari tescil, ipoteğin fekki, kira tazminatı istemine ilişkindir....
Taşınmaz daire niteliği ile davalı Teknik Yapı....A.Ş.adına tapuda kayıtlı olup davacı ile davalı Teknik Yapı AŞ.arasında 23/02/2015 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi akdedildiği, taşınmazın tapu kaydında davalı bankanın alacaklı, davalı Teknik Yapı...A.Ş.'nin borçlu olduğu 13/07/2016 tesis tarihli ipotek tesis edildiği sabittir. İpotek lehtarı banka ile ipotek borçlusu davada taraf olup davacı tarafça tapu iptali ve tescil, ipoteğin fekki talep edilmiştir. Dava taşınmazın aynına ilişkin düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup dava konusu taşınmazın devredilmesi ve elden çıkarılması, davalılarca cebri icra yoluyla satılması durumunda ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkabileceği, verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin de ortadan kalkabileceği ve davacının hak kaybına uğrayabileceği ihtimal dahilindedir....
ın 102 parsel sayılı taşınmazını davacı banka lehine ipotek ettirerek taşıt ve tarım kredileri kullandığını, açılan tapu iptali ve tescil davasında taşınmazın kaydına, 3.kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulduğunu, ancak tapu iptali ve tescil davası ile ihtiyati tedbir kararının haksız olup, ihtiyati tedbirin bankanın mağduriyetine neden olduğunu ileri sürerek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir. Mahkemece, ipoteğin kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni hak olduğu, bu işlemin mülkiyeti aktaran devir ve temlik niteliğinde işlem olmadığı, tapu kaydında ki ipotek şerhi görülerek ihtiyati tedbir tesis edildiğinde ipotek alacaklısı davacının ... Medeni Kanununun 1023.maddesindeki korumadan yararlanacağı, ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi de söz konusu olmadığından ......
DAVA : İpoteğin Kaldırılması (ödünç sözleşmesinden kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/09/2021 KARAR TARİHİ : 07/04/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2023 Afyonkarahisar... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... esas .../... karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine mahkememize gönderilen (menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması talepli) dava dosyası mahkememizin .../... esas sırasına kaydedilmiş, menfi tespit/istirdat talepleri ve ipoteğin kaldırılması talepleri birbirinden bağımsız ayrı nitelikte davalar olduğundan ipoteğin kaldırılması talepli dava .../... esas sayılı dosyadan tefrik edilerek mahkememizin .../... esas sırasına kaydedilmiştir. Eldeki bu dosyada ipoteğin kaldırılması davası yargılama konusudur....
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde ipotek borçlusu ... adına olan tapunun iptali ile müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, satış geçersiz sayıldığından ve tapu iptal edildiğinden ipoteğin müvekkilleri açısından bağlayıcılığı bulunmadığını ileri sürerek taşınmaz üzerinden ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili; müvekkili bankanın diğer davalının kullandığı kredi nedeniyle tapu kütüğüne güvenerek ipotek tesis işlemini yaptığını, ipoteğin tesis edildiği tarihte diğer davalı ...'ın dava konusu taşınmazın maliki olarak göründüğünü savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı davacıların vekili ile davalı ... arasında dava konusu taşınmazın satışının 06.06.2011 tarihinde yapıldığı, ancak vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle ... aleyhine tapu iptali tescil davası açıldığı, ... 10....
maddesinde tapu sicilindeki kayda iyiniyetle güvenerek ayni hak elde edenin iktisabının geçerli olacağının düzenlendiği, davaya dahil edilen bankanın davalı ... ... tapu kaydında malik olmasına güvenerek kredi verdiği ve bunun karşılığında ise tapu kaydına ipotek koyduğu, paranın ödenmemesi üzerine yapılan icra takibi sonucu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile alacağına karşılık olarak dava konusu taşınmazı satın aldığı, tapu kaydında iktisabında iyi niyetli olduğu gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı arsa sahipleri vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı arsa sahipleri ile davalı yüklenici ... ... arasında 05.07.2007 tarihli noterden düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş olup, bu sözleşme gereğince davacılara ait ... ili .....
Somut olayda temel olarak ipoteğin paraya çevrilmesinin hukuka aykırı olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Nitekim davalı tarafın ipoteği paraya çevirmeden önce bir ihtar keşide ettiği, ve ödeme için süre verdiği, davacı tarafın ödeme yapmaması üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Süren takip sırasında takibe yönelik herhangi bir dava yahut menfi tespit iddiası da söz konusu değildir. O halde davacı taraf ipoteğin paraya çevrilmesinin kötü niyetli olduğunu ispat etmedikçe tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacaktır. Esasen davacı taraf ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte borçlu olmadığını ileri sürmüş değildir. Bu itibarla cebri icra yoluyla yapılan satış ve mülkiyet naklini geçersiz kılacak bir talebin dinlenmesi doğru değildir. Taşınmazın üçüncü kişilere de satıldığı nazara alındığında malik olmayan kişilere yönetilen tapu iptali ve tescil talebi kabul edilemez....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan 12/11/2021 tarihli ara kararı ile; dosya kapsamına göre somut olayda davacının davalı taşınmaz maliki T4 aleyhine davalı T3'un halefi ve T3'daki şahsi hakkına dayalı olarak tapu iptal tescil isteminde bulunulduğu anlaşıldığından yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden bu aşamada ihtiyati tedbir talebinin reddine, yönelik karar verilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Arsa, arsa payı kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2023/227 E., 2023/508 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, asıl ve birleştirilen davada, eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 18.01.2024 tarihli ve 2024/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....