Hukuk Dairesinin 05/03/2021 tarihli ve 2021/457 Esas - 2021/577 Karar sayılı kararında özetle; Dava, harici satışa (şahsi hakka) dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih 564- 586 sayılı kararı ile belirlenen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren geçerli olan Hukuk Daireleri iş bölümü kararı gereğince; " Aşağıda yazılı davalar gibi şahsi haklara dayalı ve taşınmaz mallarla ilgili davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar: a) Satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve el atmanın önlenmesi davaları,b) Yükleniciden haricen satın alınan bağımsız bölüme ilişkin olup, 30.09.1988 tarihli 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına dayalı tapu iptali ve tescil davaları,c) Tahsis kararlarına dayalı el atmanın önlenmesi ve tapu iptali ve tescil davaları,d) İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları (05 02 1947 tarihli 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)," ile ilgili uyuşmazlıklara 22....
Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Bu durumda, harici satış sözleşmelerinin akdedildiği tarihte tapuda kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazlar için düzenlenen harici satış sözleşmelerinin haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmeyeceği açıktır. Öte yandan; taraflar arasında harici satış sözleşmesinin mevcut olduğunun davalı tarafından kabul edilmiş olması vakıayı ikrar olup, davanın kabulü anlamına gelmeyeceği kuşkusuzdur. Davacı, iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde ödediği bedel yönünden tazminat talebinde bulunmuştur. Kural olarak, 10.07.1940 tarihli ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler....
den satın aldığını, "1999/865-2004/429 sayılı dosyada davalı ... aleyhine açılan ve ihbar edilen sıfatıyla Hazinenin de bulunduğu davada Eyüp 1.Asliye Hukuk Mahkemesince 9.12.2004 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına" karar verildiğini beyan ile bu defa Sulh Hukuk Mahkemesinde satıcı ...'ün kayyumu sıfatı ile ... aleyhine açılan davada tapu iptali ve 273 ada 12 nolu parselde 4 nolu bağımsız bölümün iptalen davacı adına tescili istenmiştir. Davalı Hazine vekili görev ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalı kayyum ... Defterdarlığının satış vaadi sözleşmesinde satış vaadinde bulunan değildir. Satış vaadinde bulunan dava dışı ...'dür. O halde, davada husumet davalıya düşmeyeceği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili kararı temyiz etmiştir. Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup dava 23.11.2005 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/06/2018 tarihinde verilen dilekçeyle harici satım sözleşmesine ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 12/10/2018 tarihli hükmün İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, harici satım sözleşmesine ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın taraflar arasında tapu dışında (haricen) yapılan sözleşmenin geçerli olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince istinaf talebinde bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada ... 4. Sulh Hukuk ve 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 05.01.2005 tarihinde 20.000.000.000.- TL. değer gösterilerek asliye hukuk mahkemesinde açılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada ... Sulh Hukuk ile 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 30.07.2004 tarihinde 5.000.000.000.-TL. değer gösterilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali-tescil istemidir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir....
DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel talebi, ayrıca maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosyanın daha önce dairemize geldiği ancak davalı tarafın istinaf harcını eksik yatırması sebebiyle dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiği, harcın tamamlanarak dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. Mahkemece dava konusu harici satış sözleşmesinin geçersiz olduğu, resmi şekilde düzenlenmediği, tapulu taşınmazlarının satış ve devirlerinin TMK 706. Maddesi, Borçlar Kanunu 213, Tapu Kanunu 26. Noterlik Kanunu 60/3 ve 89 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça sonuç doğurmayacağı kabul edilerek davacının tapu iptal ve tescilinin reddine karar verilmiş ve isabetsizlik görülmemiştir. Davacının bedele ilişkin talebi yönünden taraflar arasında Kartal 14....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Asıl ve birleşen davanın tarafları ... mirasçılarıdır. Asıl davada, 04.11.1985 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 403 sayılı parselin muris muvazaası suretiyle davalıların murisi ...’ya satışının vaat edildiği ileri sürülerek satış vaadi sözleşmesinin iptali dava edilmiştir. Birleşen davada ise, ... mirasçıları 04.11.1985 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece asıl dava kabul edilmiş, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası reddedilmiştir. Görüldüğü üzere, asıl davada muris muvazaasına dayanıldığından ve sözleşmenin bu nedenle iptaline karar verildiğinden hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil, 1.Hukuk Dairesine aittir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetinin naklinin hüküm ve sonuç doğurabilmesi için sözleşmenin 4721 ... ... Medeni Kanunu’nun 70, 6098 ... ... Borçlar Kanunu’nun 237, 2644 ... Tapu Kanunu’nun 26 ve 1512 ... Noterlik Kanunu’nun 89 uncu maddesi uyarınca resmî biçim koşuluna uyularak yapılması zorunludur. 3. Değerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.10.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.05.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesi uyarınca 10 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....