"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16.03.2012 gün ve 2012/2850-3852 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalıların murisi...un 11.01.1979 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 688 parsel sayılı taşınmazdan 400/1525 sehimini yani hissesine mahsuben 400 m2 yeri kendisine satmayı vaat ettiğini belirterek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Davalı ..., zamanaşımı nedeniyle davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine ve harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacılar vekili, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ 1)UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede dava konusu, 5, 10, 20, 26, 37, 45, 48 ve 52 parsel sayılı taşınmazların kaydının pasif olduğu anlaşıldığından belirtilen bu parsellerin hangi nedenle kapatıldığının ilgili tapu müdürlüğünden sorularak gittiği parsellere ilişkin güncel tapu kayıtlarının ilgili tapu müdürlüğünden getirtilerek cevabi yazı ve güncel tapu kayıtlarının dosya arasına alınması için, 2)Satış vaadi sözleşmesine konu 17, 31, 58, 68, 76, 84, 91 ve 96 parsel sayılı taşınmazların toplulaştırma işlemi sonucu hangi parsellere gittiğini tapu müdürlüğünden sorularak cevabi yazının dosya arasına alındıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize...
Hukuk Dairesince her ne kadar davanın satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali olduğu belirtilmiş ise de burada davacı satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak adına tapu iptali ve tescil talebi bulunmamaktadır. Davacının istemi icra müdürlüğünden aldığı İİK 94 maddesindeki yetkiye dayalı olarak taşınmazın davalı borçlu adına tesciline müteakip alacağına kavuşmaktır. Bu durumda uyuşmazlık dairemizin görev alanına girmemektedir. 01/09/2020 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararında 17. Hukuk Dairesinin görev alanını belirleyen bölümün 9. maddesinde açıkça 2004 sayılı İİK'nın 94 maddesine göre alınan yetkiye dayalı davalar nedeni ile verilen hüküm ve kararlara bakacağı düzenlendiğinden eldeki davaya bakmakta dairemiz görevli değildir. Dava, İİK'nun 94.maddesine göre alınan yetkiye dayalı açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Mahkemece, satış vaadi sözleşmesindeki satış bedelinin davacı tarafından davalıya ödenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22.maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213.maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 (önceki Medeni Kanun 634) ve Noterlik Kanununun 89.madde hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini istiyebilir....
Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde ... ve güveni koruma, toplam düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Yukarıda açıklandığı üzere davacılar, dava konusu payı 5.8.1991 tarihinde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıklarını, sözleşme tapuya şerh edilmiş olduğu halde davalının kötüniyetle söz konusu payı satın aldığını belirterek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece davalının taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten satış vaadi sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
( Muhalif ) (Muhalif) K A R Ş I O Y Davacı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş mümkün olmaması halinde bedelin tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı ... duruşmada ve cevap dilekçesinde taşınmazı davacıya sattığını, bedeli aldığını ve taşınmazı teslim ettiğini belirterek diğer davalıya yapılan satışın vekili tarafından yapıldığını ve ikinci satıştan haberdar olmadığını beyan etmiştir. Davalı ..., tapu kaydına güvenerek taşınmazı satın aldığını ve hükmen tescil kararı ile adına tescil edildiğinden davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; tapu iptal ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Dava resmi biçimde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile harici satım sözleşmelerinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 89.maddeleri uyarınca taşınmaz mülkiyetini nakleden sözleşmeler resmi şekil şartına tabi olup, resmi şekilde yapılmayan taşınmaz mülkiyetini aktaran sözleşmeler geçersizdir. Bu açıklamalar doğrultusunda davacılar, davalı ... ile yapılan 12.6.1984 tarihli noter satış vaadi sözleşmesine dayandıklarından ...’nın 541 sayılı parseldeki payının davacılar adına tesciline ilişkin kararda yasaya aykırılık yoktur. Ne var ki davacıların tescil için dayandığı harici satım sözleşmeleri mülkiyet aktarımı için yeterli olmamakla birlikte davalılar ... mirasçıları kararı temyiz etmediklerinden bu kişiler yönünden inceleme yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Temliken Tescil, Haricen Satın Almaya Dayalı Tazminat K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.10.2007 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından davalı aleyhine 28.05.2006 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 23.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa alacak isteğine ilişkindir....
Davalı sözleşmenin 20 yıl önce yapıldığını ve taşınmazdan elinde yer kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı 31.07.1986 tarihinden, dava tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyize getirmiştir. Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 12.04.2007 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Davada 07.01.1993 günlü biçimine uygun düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Gerçekten, bu sözleşmede satımı vaad edilen dava konusu taşınmazların 100.000 TL değerinde olduğu yazılıdır....