Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 4390 parsel sayılı taşınmazına komşu 4132 parsel sayılı taşınmazın malikinin mirasçılarından ... tarafından yapılıp, ... tarafından kullanılan bina ve bahçesinin taşınmazına taşkın olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesini ve yapının kal’i ile 15.000 TL tazminatın davalılardan alınmasını istemiştir. Davalılar, davaya cevaplarında ve karşı davalarında tazminatın hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının kullanıma itiraz etmediğini, iyiniyetli olduklarını ve yıkımın fahiş zarar doğuracağını belirterek davanın reddini savunmuş, taşkın kısımların ifraz edilerek adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kabulüne, tazminat isteminin kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Davacı 1596 sayılı parselin 12/48 paylı maliki olduğunu,davalının 1595 sayılı komşu parselin maliki olarak inşa ettiği binanın taşınmazına taştığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini ve taşan kısmın yıkılmasını istemiştir. Davalı yaptırdığı ölçüm neticesine binasını inşa ettiğini,bina inşa edilirken davacının itiraz etmediğini savunarak taşan kısım için temliken tescil istemiştir....

      a intikal ettiğini, tespit ve kadastro maliki ...’un sağlığında 1.300 m2 olarak ...'e adi yazılı senetle söz konusu yeri sattığını, müvekkili ...’in 1978 yılında buraya kendi parasıyla ev ve eklentisi olan ahırı inşa ettiğini, 537 veya 538 parsel olarak tespit gören taşınmazın imar uygulaması sonucu 252 ada 6 parsel olarak tapuya tescil edildiğini beyanla dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tescilini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine; Birleştirilen 2010/229 Esas sayılı dava dosyası bakımından; davanın kabulü ile 252 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapusunun iptali ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hükmü davacı ... temyiz etmiştir. TMK’nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur....

        ye geçirildiği ve üzerinde bina inşa olunduğu anlaşılmakla tapu iptali ve tescil davası talebinin reddine ve bu yerin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, (B17) harfi ile gösterilen 382.69 metrekare mesahalı yerin 612 ada 13 parsel dahilinde kalıp yerin idari yolla ...'ye geçirildiği ve üzerinde bina inşa olunduğu anlaşılmakla tapu iptali ve tescil davası talebinin reddine ve bu yerin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, (B18) harfi ile gösterilen 10.24 metrekare mesahalı yerin 612 ada 12 parsel dahilinde kalıp yerin idari yolla ...'ye geçirildiği ve üzerinde bina inşa olunduğu anlaşılmakla tapu iptali ve tescil davası talebinin reddine ve bu yerin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, davalı ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.10.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK’nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacının ... ili, ... ilçesi, ......

            Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir....

              Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.02.2019 tarih, 2018/5478 Esas ve 2019/2283 Karar sayılı ilamıyla, “Davacının kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapmasını haklı kılacak neden ispatlanamamıştır. Davacının iddiaları herhangi bir belgeye dayanmamakta ve soyut kalmaktadır. Temliken tescil talebinin kabul koşulları oluşmamış olmasına ve davanın reddine karar verilmesi gerekmesine karşın yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına karşı, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

                Davacının temliken tescil talebi ile ilgili olarak davacı lehine yasal koşullar oluşmadığından tapu iptali davasının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır. Yine tapu malikinin taşınmazdan men-i'ne dair talebin reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. ** Davacının ikincil talebine gelince; yapı giderinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Arsa maliki olan kişiler bir araya gelip kooperatif çatısı altında arsalarını birleştirmişler ve bina yapmışlardır. Yapı maliyetini üye aidatı şeklinde toplamaları günümüzde karşılaşılan bir durumdur. Ancak burada arsa sahipleri tapu devri yapmamak ve arsa maliki olarak kalmakla beraber, kooperatife üye olup, kooperatifler hukuku çerçevesinde usulünce belirlenen aidatı toplayıp bina yapmışlardır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.02.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.02.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma pulu yokluğu nedeniyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava konusu 162 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tamamı kendi adına kayıtlı iken 1992 yılında üzerine 5 katlı bina yaptığını, daha sonra davalının 1998 de açtığı tapu iptali davası sonucunda taşınmazın 1/3’nü adına tescil ettirdiğini, taşınmazın tamamı kendi adına kayıtlı iken iyi niyetle yapmış olduğu bina nedeniyle davalının 1/3 payının bedeli karşılığında iptali ile adına tescilini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu