Davalı vekili; davanın açılabilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, davacının ödediği meblağın taşınmazın gerçek değeri olmadığını, idarece tespit edilen bedelin ödenmesi gerektiğini ve Düzenleme Ortaklık Payına ilişkin kesinti yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne 5243 ada 12 parselin davalı adına mevcut tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamı 4 pay kabul edilerek birer paylarla davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiş. Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763- 864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir....
Davalı adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığını ancak yürürlüğe girmediğini, taşınmazları bedeli karşılığı satın aldığını, inşaat şirketinin ise babalarının verdiği sermaye ile iki erkek kardeş tarafından kurulmadığını,bu sözleşmeye dayanarak daha önce bir talep ve dava açma yoluna gidilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 2010/13321-18015 Davacı 26.4.1984 tarihli noterde onaylatılan adi ortaklık sözleşmesine istinaden ortaklık payı ve sözleşmeye uyulmaması nedeniyle cezai şart alacağının tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını ancak uygulanmadığı savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.03.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 28.07.2009 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davaya karşı çıkmamış, rahatsızlığı nedeniyle tüm ihtiyaçlarının davacı tarafından karşılandığını, ondan para alarak borçlarını kapattığını, taşınmazların da davacıya satışının vaat olunduğunu belirtmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUARAZANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Dava, abonelik sözleşmesinin feshinden kaynaklı muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 21.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 22.01.2015 gün ve 2014/9187 Esas, 2015/844 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın 609 parsel yönünden kabulüne, diğer parseller yönünden reddine karar verilmiştir. Dairemizin 22.01.2015 tarih 2014/9187-2015/844 sayılı ilamıyla; 609 parsel numaralı taşınmazın elbirliği ortaklığı halinde kayıtlı olduğu ve ortaklık çözülene kadar sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığından davanın reddi gerekeceğinden bahisle hüküm bozulmuştur....
Dosyaya getirtilen önceki mülkiyet durumlarını gösterir tapu kaydına göre, uyuşmazlık konusu taşınmaz 02.02.1988 tarihi itibariyle ... ... ... adına önceki malikin satışı ile tescil edilmiştir. Noterde düzenlenen “ortaklık sözleşmesi” başlıklı belge de aynı tarihi taşımaktadır. O tarih itibariyle taşınmazın sözleşme yanları ... ..., ... ve ... tarafından bölünmüş biçimde kullanıldığı da açıktır. Sözü edilen taşınmaz 1988’den 18.01.1994 tarihine kadar ... ... adına kayıtta kalmış ve bu son tarih olan 18.01.1994 günü itibariyle ... ...’a temlik edilmiştir. Bu temlik tarihi itibariyle daha önceki tarihli olan “ortaklık sözleşmesinin” yapılan temlik açısından inançlı işlem niteliğinde olduğu açıktır. Tapu Sicil Müdürlüğünün 06.12.2005 günlü yazısında yapılan açıklamaya göre 27.04.2004 tarihi itibariyle davalı ...’ın 1012 parselde 2/3 hisseyi adında tutarak 1/3 payını davacı ...’ya satışı hususunda başvuruda bulundukları, ne var ki, taşınmazın bulunduğu ......
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının taşınmaz bedeli yönünden talebinin kabulü ile; talep artırım dilekçesi dikkate alınarak 1.817.723,96 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ..... Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine, yukarıdaki sebeplerle de davalı ... tapu iptali yönünden sorumluluğunun olmaması nedeniyle davalı ... ..... Gayrimenkul Geliştirme A.Ş.yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının tapu iptali ve tescil talebinin REDDİNE, 2-Davacının taşınmaz bedeli yönünden talebinin KABULÜ ile; talep artırım dilekçesi dikkate alınarak 1.817.723,96 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ..... Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine, 3-Davalı ... ........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.09.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 02.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 29.03.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı ... vekili Av. .... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, kabul edilmediği takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davalı ......
Ayrıca, birleştirilen tapu iptali ve tescil davasında davacıların tanık deliline dayandıkları, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davaları açısından ... ve ... tarafından bildirilen tanıklarının dinlendiği, ancak tapu iptali ve tescil iddiaları açısından tanıklarının dinlenmediği anlaşılmakla, birleştirilen tapu iptali ve tescil davasının davacılarının bildirdiği veya bildireceği tanıklarının dinlenmesi, toplanan tüm deliller ile tanık beyanları bir arada değerlendirilmek suretiyle öncelikle tapu iptali ve tescil isteği açısından olumlu-olumsuz bir karar verilmesi, daha sonra elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davalarının değerlendirilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir....
Her ne kadar mahkemece adi ortaklık sözleşmesinin açılan önceki davada, bu davanın davacısının kusuru nedeniyle fesih edildiği ve yine davacının açtığı tapu iptal ve tescil davasının da reddedildiği gerekçe gösterilmek suretiyle dava reddedilmiş ise de, sözleşmenin feshine ilişkin davada adi ortaklık ilişkisinin tasfiye edilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca tapu iptal ve tescil davası taşınmazların 3. kişiler 2011/10028-12186 satışı nedeniyle reddedilmiştir. Bu hali ile, dava tarihi itibariyle ortaklığın sonlandırılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece taraflar arasındaki adi ortaklığın “ sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarih itibariyle “ tasfiyesi zorunludur....