Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 2....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/216 Esas, 2000/232 Karar sayılı kararı ile 3703,09 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp devletin hüküm ve tasarrufunda olan yerlerden olduğu gerekçesi ile tapu kaydının iptali ile tespit harici bırakılmasına karar verildiği, bu kararın temyiz edilmeksizin 30.06.2003 tarihinde kesinleştiği, 1807 nolu parsel Belediyenin 07.01.1997 tarihli ve 2 sayılı encümen kararı ile imar uygulamasına tabi tutulduğu, düzenlenen ayırma çapı ile 1084,91 m2'lik kısmı uygulama içerisine alındığı ve mahkeme kararında kıyıya terk edilen miktar olan 3703,09 m2'lik kısmı uygulama dışı bırakıldığı, daha sonra verilen iptal kararı gereğince 11.07.2006 tarihli ve 29 sayılı encümen kararı ile geri dönüşüme tabi tutularak yeniden imar uygulaması yapıldığı ve bu uygulamada parselin 16.33, m2'lik kısmının imar uygulama sahasına dahil edildiği ve 4771,67 m2'nin uygulama dışı bırakıldığı, 1807 nolu parsel 2010 yılında 3402 sayılı Yasa'nın 22-a maddesi gereğince uygulama çalışmalarına...

      Belediye Başkanlığı adına tespit gördüğü, 1960 yılında açılan tespite itiraz davası sonucunda 481 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 292.151,00 m2’lik kısmına ilişkin tespitin iptali ile bu bölümün kıyı kenar niteliği ile tescil harici bırakılmasına,55.903,00 m2’lik kısmının tespit gibi ... Belediye Başkanlığı adına tesciline karar verilmiş ve 29/04/2014 tarihinde kesinleşmiştir.Kadastro tespitine itiraz davası devam ederken 1995 yılında 481 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 247.200,00 m2’lik kısmı imar uygulamasına dahil olmuş; davacılar imar uygulaması sonucu oluşan 77.777,00 m2’lik 3412 ada 1 parsel sayılı taşınmazda hissedar olmuşlardır. Dosyada bulunan tescil bildirim beyannamesine göre 100.854,00m2 yüzölçümlü 481 ada 1 parsel sayılı taşınmaz idare adına kayıtlı iken 88.711,84 m2’lik kısmı kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından kıyıya terk edilmiş geriye kalan 12.142,16 m2 idare adına kayıtlı iken imar uygulaması sonucu oluşan 3412 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ......

        Mahallesi 142 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde tapu kaydı ile tapulama tutanağının, 2. Dava konusu taşınmazın oluşumu sırasında, geldisinden bedelsiz yola terk edilen bir yer olup olmadığı, var ise buna ilişkin Belediye Başkanlığından ve Tapu Müdürlüğünden alınacak bilgi ve belgelerin, 3. Dava konusu taşınmazın 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca, onaylanmış kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığının Sakarya Valiliğinden sorulduğuna dair belge ile bu hususa ilişkin paftası getirtilip pafta üzerinde, onaylı kıyı kenar çizgisine göre konumu ve kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmı ile alanını da belirterek tespit eden fen bilirkişisinden alınmış ek raporun, 4....

          den intikal eden hisselerin iptali ile tapudan terkinine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile Türk Medeni Kanunu'nun 715 ve 999. maddelerine dayalı olarak açılmış tapu kaydının iptali ile sicilden terkinine ilişkindir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı karşısında; 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun "kıyı kenar çizgisini" belirleme yöntemine ilişkin 5 ve 9.maddelerinin uygulanmasına yorum getiren ve görülmekte olan davalarda dikkate alınması zorunlu bulunan 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında "kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin İdari Yargı'ya ait olduğuna; ancak 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43. maddesinde; ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.'' 3.2.2. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesinde ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur....

              Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: 1.Dava konusu edilen taşınmazın ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde tapu kayıtlarına ilişkin Tapu Müdürlüğünden alınan resmî yazının, 2.Dava konusu taşınmazın 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca, onaylanmış kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığına ilişkin Sakarya Valiliğinden alınmış resmî yazı ile bu hususa ilişkin pafta getirtilip üzerinde, onaylı kıyı kenar çizgisine göre taşınmazın konumunu ve kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmını ve alanını gösterir şekilde fen bilirkişisinden ek rapor alındıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi gerekir....

                HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Dava; Hazine tarafından, dava konusu taşınmazın, ... Gölü kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer olduğu iddiasıyla tapu iptali ve taşınmazın kıyıya terki istemiyle açılmış olup, davaya dayanak kıyı kenar çizgisi kararının 06.02.2003 yılında kesinleştiği ve tespitten sonraki hukuki nedene dayalı olarak dava açıldığı anlaşılmakla, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Gerçektende, davalı Şirketin, niteliği kıyı olduğu belirlenen yere şezlong, gölgelik, büfe ve wc kurmak suretiyle tasarrufunda bulundurduğu sabittir. Hemen belirtilmelidir ki; kıyıda ne gibi muhtesatların yapılacağı ve prosedörü 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Yasada belirlenen prosedürün dışında..... tarafından dava konusu yerin kiralanması, davalı Şirketin kıyıya şezlong, gölgelik, büfe ve wc yapmasını haklı kılması mümkün değildir. Müdahaleye konu yerin 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı ve davalı şirketin bu alana şezlong, gölgelik, büfe ve wc suretiyle müdahale edildiği belirlendiğine göre, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde red kararı verilmesi doğru olmamıştır....

                    a ait 02/03/2015 tarihli raporunda A hafi ile gösterilen 89,75 m2'lik ve B harfi ile gösterilen 32,38 m2'lik kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısımlarının davalı adına olan tapusunun iptali ile kıyıya terkine, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile Türk Medeni Kanunu'nun 715 ve 999. maddelerine dayalı olarak açılmış tapu kaydının iptali ile sicilden terkini isteğine ilişkindir. Anayasanın 43 ve 3621 sayılı Kıyı Yasası'nın 5. maddesine göre kıyılar; Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır....

                      UYAP Entegrasyonu