Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

çizgisinin eldeki davada belirlenen kıyı kenar çizgisi ile çelişip çelişmediğinin göz önünde bulundurulması, dava konusu taşınmazın tamamen veya kısmen kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, raporda kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmın renkli olarak belirtilmesi ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. 5....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Terkin, Müdahalenin Meni ve Kal Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, 1513 ada 12 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının 3621 sayılı Kıyı Kanunu'na göre kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığını belirterek dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ile taşınmaz üzerindeki binanın kıyıda kalan kısmının kal-ine karar verilmesini istemiştir. Bir kısım davalılar vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuş, diğer davalılar savunmada bulunmamışlardır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali, Terkin, Elatmanın Önlenmesi, Yıkım Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın tavzih talebinin reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, 3246 parsel nolu taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalan bölümünün tapusunun iptalini, davalıların el atmasının önlenmesini, binanın kalini talep etmiştir. Dava tapu iptali, terkin, el atmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, davacı vekilinin 25.10.2017 tarihli tavzih talebi mahkemenin 27.04.2018 tarihli ek kararı ile reddedilmiş, bunun üzerine mahkemenin tavzih talebinin reddine ilişkin ek kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Dava konusu kıyı kenar çizgisine konu taşınmazın tesis kadastrosu sonrası oluştuğu, tapu kaydının hatalı tutulmasından kaynaklı zararın bulunmadığı, tapu kaydı oluştuktan sonra Uzunçayır baraj gölü inşaasına başlandığı, 2016 yılında ise kıyı kenar şerhinin tapu kayıtlarına işlendiği, davanın tapu sicilinin tutulmasından dolayı uğranılan zarar kapsamında kalmadığı anlaşılmıştır. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, somut olayda fiilen el atmanın değil yalnız idari bir kararın söz konusu olduğunu, bu gibi hallerde idari yargının görevli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, "Dava konusu taşınmazın halen davacı üzerine kayıtlı olduğu, mahkememizce yapılan keşif neticesinde fen bilirkişisinden alınan rapor, belediye cevabi yazısı ve kıyı kenar çizgisi tespit komisyonunca onaylı koordinatlara göre dava konusu taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının anlaşıldığı, kıyı kenar çizgisini gösterir haritanın dosyaya getirtildiği, kıyı kenar çizgisinin kesinleştiği, fen bilirkişisince kesinleşen kıyı kenar haritası ile davaya konu parselin çakıştırılarak duraksamaya yer vermeyecek biçimde çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının tespitinin yapıldığı, bu alana kamulaştırmasız olarak el atıldığı, yukarıda bahsi geçen 20....

        Yukarıda anlatılanlar ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın halen davacı üzerine kayıtlı olduğu, mahkememizce yapılan keşif neticesinde fen bilirkişisinden alınan rapor, Belediye cevabi yazısı ve kıyı kenar çizgisi tespit komisyonunca onaylı koordinatlara göre dava konusu taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının anlaşıldığı, kıyı kenar çizgisini gösterir haritanın dosyaya getirtildiği, kıyı kenar çizgisinin kesinleştiği, fen bilirkişisince kesinleşen kıyı kenar haritası ile davaya konu parselin çakıştırılarak duraksamaya yer vermeyecek biçimde çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının tespitinin yapıldığı, bu alana kamulaştırmasız olarak el atıldığı, yukarıda bahsi geçen 20....

        Somut olayda, jeolog, jeomorfolog, harita mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen ... tarihli raporda, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre dava konusu parselin 4,35 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirlendikten sonra, bilirkişi kurulunca oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre ise anılan taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında (kara tarafında) kaldığı bildirilmiş; ancak, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile bilirkişi kurulu tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni açıklanmamıştır. Bu nedenle, İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile mahkemece oluşturulan bilirkişi kurulunca ... tarihli raporda belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedenleri hakkında anılan raporu sunan bilirkişilerden bilimsel gerçeklere ve maddi bulgulara dayalı, denetime açık ek rapor alınması gerekir....

          Somut olayda, Jeolog, jeomorfolog, harita mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen 14.05.2015 tarihli raporda, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre dava konusu parselin 131,16 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde, 1.884,84 m2'sinin ise kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı belirlendikten sonra bilirkişi heyetince oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre anılan taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında (kara tarafında) kaldığı bildirilmiş; ancak, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile bilirkişi heyeti tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni üzerinde durulmamıştır....

            Somut olayda, jeolog, jeomorfolog, harita mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen 06.01.2015 tarihli raporda, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre, dava konusu parselin 9,89 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde, 849,11 m2'sinin ise kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı belirlendikten sonra, bilirkişi heyetince oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre, anılan taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında (kara tarafında) kaldığı bildirilmiş; ancak, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile bilirkişi heyeti tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni üzerinde durulmamıştır....

              Somut olayda, jeolog, jeomorfolog, harita mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen 06.01.2015 tarihli raporda, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre dava konusu parselin 54,99 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde, 608,01 m2'sinin ise kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı belirlendikten sonra bilirkişi heyetince oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre anılan taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında (kara tarafında) kaldığı bildirilmiş; ancak, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile bilirkişi heyeti tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni açıklanmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu