maddesiyle de güvence altına alınan mülkiyet hakkının, mülkün değerine karşılık gelen makul bir meblağ ödenmeden, mülkten mahrum bırakmak, mülkiyet hakkına aşırı bir müdahale oluşturmakta olduğu nazara alınarak, tapu işlemlerinin kadastro tesbit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hataların da TMK m. 1007 anlamında Devletin kusursuz sorumluluğu kapsamında olduğu kabul edilerek, davacı gerçek kişiye ait 2884 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının bir kısmının iptal edilmesi nedeniyle tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/295 E. - 2010/70 K. sayılı ilamıyla taşınmazın tamamının tapusunun iptaline ve orman vasfı ile tesciline karar verildiği, yenileme kadastrosu sırasında taşınmazın 487 ada 1 parsel sayısı, 969,83 m2 yüzölçümü ve orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiği, tapu iptal ve tescil hükmünün 23/12/2010 tarihinde kesinleştiği, 14/05/2015 tarihinde ise eldeki dava açıldığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....
kaydıyla şimdilik 10.000 TL geçici talep sonucu oluşturmak suretiyle iş bu davayı açma zarureti doğduğunu, tapu iptal kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir....
üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri esas alınarak bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahibinin gerçek zararının saptanması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi raporuna dayalı verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır....
Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/04/2008 tarihinde kesinleşen 2006/150-2007/387 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile tescil dışı bırakılmasına karar verildiği, eldeki davanın ise 06/03/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....
-TL olarak kabulüne, tapu iptal kararının kesinleşme tarihi olan 19/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Tazminat isteğine dayanak 5524 ada 7 parsel sayılı taşınmaz, arsa niteliğiyle ve 499,38 m² yüzölçümüyle davacı gerçek kişiler ile dava dışı ... ve gerçek kişi adına hisseli olarak tapuda kayıtlı iken, ... 2....
Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamaları sonucu yeni imar parsellerine giderek malikleri adına tescil edildiğini, ancak yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı Hazine vekili temyiz etmiştir. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır....
Davacılar tarafından dava konusu 1214 (889 ada 52) parsel yönünden davalı ... aleyhine açılan davada tereke adına tapu iptal ve tescil talep edilmesinde ve dava dışı mirasçı ...'in de muvafakatı alınarak tüm mirasçıların davada yer alması sağlanıp yazılı şekilde tapu iptal ve tescil kararı verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, davalı ... aleyhine, dava konusu 4110 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel ile 4112 ada 3 ve 274 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar bakımından açılan davada, davacılar pay oranında tapu iptal ve tescil talep ettikleri buna karşın davaya muvafakat eden ... tarafından usulüne uygun açılmış bir davanın da bulunmadığı gözardı edilerek davada taraf olarak yer almayan ... lehine de hüküm kurulması doğru değildir....
Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....