Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.nun 713/2. fıkrasında yer alan “maliki 20 yıl önce ölmüş…” hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 2.fıkraları gereğince tapunun hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. TMK.nun 713/2. fıkrasında yer alan “…ölmüş…” ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle mahkeme kararının irdelenmesi gerekmektedir. Somut olayda çözümlenmesi gereken öncelikli sorun; eldeki temyiz incelemesinin yapıldığı aşamada yerel mahkemenin kararına dayanak oluşturan hükmün TMK.nun 713/2. fıkrasındaki; “…ölmüş…” sözcüğünün Anayasa Mahkemesince iptaline ilişkin kararı ve bu karar yayımlanana kadar hükmün yürürlüğünün durdurulması kararının eldeki davaya etkisinin ne olacağı hususudur....

    Ancak yukarıda da belirtildiği gibi olayları açıklamak taraflara; nitelendirme hakime ait olup davacı tarafın açıklamalarına göre dava; inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup mahkemece hile hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmesi ve bu nedenle hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, eldeki davanın inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak değerlendirilip bu kapsamda inceleme ve araştırma yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı nitelendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye ve çekişmeli taşınmazda mirasbırakana ait ½ payın mirastan mal kaçırma amaçlı olarak ikinci eşi ...’ye temlik edildiği saptanarak davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine....

        Tespit edilen dava değerine göre tamamlanması gereken nispi harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilerek karar verilmesi doğru değildir. 3-Davacı vekili, 29.01.2014 tarihli dilekçesinde, davanın, tapulu taşınmazların olağanüstü zamanaşımı nedeniyle kazanımına ilişkin tapu iptal ve tescil davası olduğunu, 17.02.2014 tarihli dilekçesinde, zamanaşımı ile iktisapta genel kuralın, taşınmazın tapulu olmaması olduğunu ancak TMK 713/2 maddede bunun istisnasının düzenlendiğini ve esasa beyan dilekçesinde ise, kayıt malikinin 1969 yılında öldüğünü, tapunun hukuki değerini yitirdiğini açıklamıştır. 6100 sayılı HMK’nun 26. maddesi uyarınca hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlıdır. H.M.K'nun 33. maddesine göre ise, olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir....

          -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksul nedenine dayalı tapu iptal, birleşen dava, aynı hukuksal nedene dayalı tescil isteğine ilişkin olup mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davacıların açtıkları tescil davasının tapu iptal davası ile birleştirilmek ve tarafların miras bırakanı ... ... tarafından davalıya yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu benimsenmek suretiyle kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının,bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine....

            Dava, TMK'nin 713/2. fıkrası kapsamında yer alan maliki 20 yıl önce ölmüş ve bu nedenle tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi hukuksal sebebine dayalı olarak TMK'nin 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan, mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescili davasıdır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Ancak kanunun açıkça izin verdiği ayrık durumlarda tapulu bir taşınmazın tamamının veya belli bir payının koşulları oluştuğu takdirde olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün olabilir. Kanunda düzenlenen ayrık hallerden biri de, TMK'nin 713/2. maddesidir....

              nin erkekten ayrılmak istediği fakat erkek tarafından kabul edilmemesi ve erkek tarafından tehdit edilmesi üzerine davacı kadından yardım istediği, kadının bu birlikteliği 2014 yılının Aralık ayında bu şekilde öğrendiği ve 20.02.2015 tarihinde boşanma davasını açtığı yapılan yargılama ve dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Kadının zina eylemini 2014 Aralık ayında öğrendiği ve dava dilekçesini 20.02.2015 tarihinde verdiği anlaşıldığına göre, hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Toplanan delillerden, davalı erkeğin zina yaptığı anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesi uyarınca zina hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası ve Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası uyarınca boşanmaya karar verilmesi gerekirken zina hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma talebinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından davalı-karşı davacı erkeğin kabul edilen boşanma davası, TMK m.166/1 de düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası hakkında hüküm kurulmaması, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarı ve vekalet ücretine yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafndan ise, davacı-karşı davalı kadının kabulüne karar verilen zina (TMK m. 166/1) hukuksal sebebine dayalı boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 25.06.2018 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekli Av. ... geldiler....

                  Türk Anayasa sisteminde benimsenen iptal kararının geriye yürümezliği kuralının getiriliş amacı, kazanılmış hakları ve hukuksal güvenliği ortadan kaldırıcı ya da toplumun adalet anlayışını zedeleyici sonuçlar doğurmasından kaygı duyulmasını önlemek, Devlete olan güven duygularını sarsmamak, Devlet yaşamında hukuk kargaşasına neden olmamak, hukuk güvenliğini ve istikrarını sağlamak olarak özetlenebilir. Bu bakımdan iptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesi, kabul edilen önemli bir ilkedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi; 12.12.1989 gün ve 1989/11 Esas, 1989/48 Karar sayılı kararında, “Türk Anayasa sisteminde Devlete güven ilkesini sarsmamak ve ayrıca Devlet yaşamında bir karmaşaya neden olmamak için iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralı kabul edilmiştir. Böylece hukuksal ve nesnel alanda sonuçlarını doğurmuş bulunan durumların iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadar ki dönem için geçerli sayılması sağlanmıştır.” denilmek suretiyle konunun önemi vurgulanmıştır....

                    Nitekim Anayasa Mahkemesi de, 12.12.1989 gün ve 1989/11 Esas, 1989/48 Karar sayılı kararında iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralını kabul etmek suretiyle, hukuksal ve nesnel alanda sonuçlarını doğurmuş bulunan durumların iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadar ki dönem için geçerli sayılması sağlanmıştır. Tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; TMK'nın 713/1 ve 2. fıkralarına dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında, koşullarına uygun olarak 20 yıllık zilyetlik süresinin tamamlandığı anda mülkiyetin kazanıldığının ve zilyet lehine kazanılmış (müktesep) hak doğduğunun kabulü gerekmektedir. Şu halde, Anayasa Mahkemesince yürürlüğün durdurulması kararının verildiği 17.03.2011 tarihi ya da davanın açıldığı tarihten hangisi önce ise, o tarihe kadar kazanma koşulları tamamlanmışsa, tapunun iptaliyle zilyet adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu