Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.08.2015 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptal ve tescil, mümkün olmazsa tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptal ve tescil isteminin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 17.03.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekillerince talep edilmiştir....Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin talebinin kabulüne dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacı ile davalı ...'...

    Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.04.2015 gününde verilen dilekçe ile inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kabulüne dair verilen 29.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....

      Mahkemece, tapu iptali tescil isteminin biçimine uygun sözleşme bulunmadığından reddine, bakım alacağı istemi yönünden İş Mahkemesi’nin görevli olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hükmü davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine göre ve biçimine uygun sözleşme bulunmadığından davacı vekilinin tapu iptal tescil istemine ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, ölünceye kadar bakma nedenine dayalı tapu iptali tescil, bu istem yerinde görülmediği takdirde bakım alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davacı istemlerini kademeli olarak ileri sürmüştür. Kademeli davalarda ilk önce asıl talep hususunda inceleme yapılır, bu istem yerinde bulunur ise kademeli talebin incelenmesine gerek kalmaz. Asıl talep yerinde görülmezse, o zaman kademeli talep incelenir. Davacının tapu iptal ve tescil istemi reddedilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.04.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptal tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 23.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 10.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.06.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptal tescil yönünden reddine tazminat yönünden kabulüne dair verilen 01.02.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yerel mahkemece, Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 25.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/383 E., 2021/233 K. sayılı dosyası ile terditli olarak tapu iptali ve tescili bunun mümkün olmaması durumunda taşınmazların bedeli kadar tazminat istemli davası açıldığını, 14.09.2021 tarihinde gayrimenkullerin davalılar üzerine kayıtlı olmaması sebebi ile gayrimenkul bedelleri kadar tazminat ödenmesi kararı verildiğini, kararın taraflarınca temyiz edildiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 367. Maddesine göre taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemeyeceğini, takip konusu ilamın incelenmesinde, tapu iptal ve tescil davası olduğunu, dava dilekçesinde öncelikle tapu iptal ve tescil, bunun kabul edilmemesi halinde ise tazminata karar verilmesi şeklinde terditli talepte bulunulduğunun anlaşıldığını, mahkemece tazminata hükmedilmiş ise de temelde dava, gayrimenkulün aynına taalluk ettiğinden ilamın kesinleşmeden takibe konulmasının mümkün olmadığını belirterek takibin iptalini talep etmiştir....

            Somut olaya gelince; tapu tahsis belgesi iptal edilmiş olup, iptalinin iptali için davacı tarafından idari yargıya başvurulması sonucu da davanın reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle artık geçerli tapu tahsis belgesi bulunmadığı anlaşıldığından tapu iptali ve tescil talebinin reddi gerekir. Ancak davacının tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat talebi olduğundan, ikinci kademedeki (terditli) tazminat isteğinin araştırılıp incelenmesi, tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.06.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal, tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptal, tescil isteminin kabulüne dair verilen 25.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle esasen karşı dava konusu yapılmayan varsa vekaletsiz ... görmeden kaynaklanan alacağa ilişkin ayrıca dava açılabileceğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 15.05.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                tazminat istemli bir dava olduğunu, bir an için tapu iptal tescil davası olduğu kabul edilse bile, dava tapu iptal tescil istemi yönünden kesinleştiğini, gayrimenkulün aynına taalluk eden bir dava yahut tartışma yok iken, UYAP üzerinde dayanak ilama ilişkin davanın Tapu İptal ve Tescil Davası olarak kaydedilmiş olması hasebiyle, kesinleşmeden icra edilemeyecek ilamlardan olduğu kabul edilerek davacının şikayet başvurusunun kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek, istinaf taleplerinin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                Ferağın verilmemesi üzerine davacının 19.3.1992 tarihinde dava açarak tapu iptal tescil, olmaz ise tazminat talebinde bulunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonunda bu dava ile de tazminat talebi olmayacağı ve diğer gerekçelerle davanın reddine karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kesinleşen bahsi geçen dava dosyasında, davacı kendisine satışı vaad edilen taşınmazın sözleşmede belirtilen miktardan daha az olduğu gerekçesiyle tapu iptal tescil olmaz ise tazminat talebinde bulunmuş olup, 12.11.1993 tarihli duruşmada davacı vekilinin de taşınmazın tamamına yönelik tazminat talebinde bulunduğuna dair bir beyanıda bulunmamaktadır. Bahsi geçen mahkeme kararında da davacının tapu iptal ve tescil talebinde bulunamayacağı belirtilerek bu dava ile birlikte tazminat talebinde bulunulamayacağı, bir başka deyişle tapu iptal ve tescil davası ile tazminat talebinin aynı davada ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu