Davalı ..., çekişme konusu taşınmazların değerini ödeyerek satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, tapu devrinin daha sonra yapıldığını, diğer davalı ile davacılar arasındaki iç ilişkiyi bilmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Tazminat isteği bakımından davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece, "...Borçlar Kanununun 37. ve 398. maddelerinde öngörülen unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması, ondan sonra önce iptal ve tescil konusundaki isteğin gözetilmesi, iptal ve tescilin mümkün görülmemesi halinde davalı ...'in, hükmü temyiz etmediği nazara alınarak, usulü kazanılmış hak hükümleri de dikkate alınmak suretiyle, tazminat talebinin sonuca bağlanması " gereğine değinilerek bozulmuş, Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonucunda tazminat isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili ve davalı ... vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/06/2010 tarih ve 2010/72 – 2010/266 sayılı kararıyla, 4318 parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yer olduğu gerekçesiyle, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, verilen bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 24/03/2011 tarihinde kesinleşmiştir. 4322, 4323 ve 4324 parsel sayılı ve 300,00’er m² yüzölçümündeki taşınmazlar tapuda “arsa” vasıflarıyla davacı şirket adına kayıtlı iken, Orman Yönetimi ve Hazine vekili tarafından açılan tapu iptal ve tescil istemli davalar nedeniyle, ... 2....
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de, dava konusu taşınmazların kadastro sonucu davacılar ve murisleri adına tapuya kaydedildiği, daha sonra tapu iptal davası sonucu taşınmazların orman olduğundan bahisle tapusunun iptal edildiği, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır. Tapusu iptal edilen taşınmazın arazi niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal ve tescil ilamının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi olan 25/07/2014 tarihi esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulması doğru değildir....
Davalı ..., taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, ancak satın aldığı dönemde memleketinde olduğundan taşınmazın İstanbul’da bulunan mirasbırakan adına tescil edildiğini, sonrasında murisin taşınmazı adına devrettiğini; davalılar ... ve Kıymet, öncesinde davalı kardeşleri ... aleyhine açtıkları muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davası sonucunda miras paylarını aldıklarını, kendilerine husumet yöneltilmemesi gerektiği belirterek davanın reddini savunmuşlar, diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı ... yönünden tapu iptal-tescil isteğinin reddine, diğer davalılar ... ve ...yönünden davanın kabulü ile dava konusu 5 ve 7 nolu bağımsız bölümler bakımından iptal-tescile, dava konusu 9 nolu bağımsız bölüm yönünden ise tazminat isteğinin kabulü ile 37.500,00 TL’nin davalı ...’tan tahsiline karar verilmiştir....
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/12/2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, tazminat talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 27/04/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili, bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, mümkün olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalılardan ...'...
CEVAP: Davalı T7 vekili cevap dilekçesinde özetle; Terditli olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında ilamın icrası için kesinleşme şartı aranmayacağını, tapu iptali ve tescil telebinin reddi halinde alacak istemli olarak terditli açılan davalarda yapılan yargılama sonucu ilk derece mahkemesinin tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar vermesi durumunda ilamın taşınmazın aynına ilişkin olmaktan çıktığını, takip dayanağı ilamın taşınmazın aynına ilişkin ilam olmadığı gibi ilam içeriği incelendiğinde tazminata yönelik olduğunun anlaşılacağını beyan ederk davacı yanın haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : ERMENEK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/12/2013 NUMARASI : 2012/1-2013/754 Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil,tazminat davası sonunda, yerel mahkemece iptal tescil isteğinin reddine tazminat isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ve davalı Ayşe vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .........................'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava,ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup; yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, davacıların ve davalı Ayşe'nin mirasbırakanı H.. K..'...
HUKUK DAİRESİ Dava, sözleşmeden kaynaklanan tapu iptal tescil olmadığı taktirde tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan niteliğine ve özellikle temyizin kapsamının reddedilen tapu iptal ve tescil talebine de yönelik olduğunun anlaşılmasına göre hükmü temyizen inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin görevsizlik ilamı ile Dairemize gönderilmiş olduğundan, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21. maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 10/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Davacı, oğlu ile ticaret yapan davalı ...'ı çekişme konusu 1932 parsel sayılı taşınmazını teminat olarak gösterip bankadan kredi alabilmesi amacıyla vekil tayin ettiğini, ancak davalının taşınmazı diğer davalı ...'e devrettiğini, satış iradesinin bulunmadığını, herhangi bir satış bedeli ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ederek kendisini zararlandırdıklarını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., herhangi bir savunma getirmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.10.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil ikinci kademede tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin yüklenici yönünden kabulüne dair verilen 24.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 11.10.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözleri ve açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....