Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemiyle değerlendirme yapılarak gerçek değer belirlenmelidir. Mahkemece dava konusu tapunun iptal tarihi de dikkate alınarak bilirkişi kurulu tarafından emsal karşılaştırmasına göre m2 birim fiyat belirlenerek, iptal edilen tapunun değeri 1.887.701,25 TL olarak tespit edilmiş ve bu değer üzerinden karar verilmiştir....

sayılı parseller bakımından yapılan hesaplama, tapu kayıtlarının iptal edildiği tarihlerdeki yüzölçümleri ile mütenasip şekilde yapılmakla birlikte, 1112 (tapu kaydı iptal tarihinde 485,00 m2), 1114 (tapu kaydı iptal tarihinde 371 m2) ve 1133 (tapu kaydı iptal tarihinde 15.920,00 m2) sayılı parsellerin tazminat hesabında, tapu iptal/tescil hükmünün verildiği tarihteki yüzölçümleri yerine, yenileme kadastrosu sonrasındaki yüzölçümlerine göre sonuca gidilmesi, -Davacıların kök murisi Hakkı Tiryaki'nin 1112 ve 1114 sayılı parsellerde 1/6'şar, 1133 sayılı parsel de ise 1/3 oranında hissesi bulunduğu eski tarihli tapu kayıtlarından anlaşılmakla beraber, 1295 ve 1115 sayılı parsellerdeki hisselerinin ne oranda olduğuna dair eski tarihli tapu kayıtlarının dosyaya getirtilerek bilirkişi hesaplamalarının doğruluğunun araştırılmaması, -Başvurma harcı, peşin harç ve tamamlama harcının tamamının davacıya iadesi gerekirken, yargılama giderlerinden sayılıp davada haklılık oranına göre taraflara paylaştırılması...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL,KAYYIM KARARININ KALDIRILMASI Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, kayyım kararının kaldırılması davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, 5737 sayılı yasanın 17. maddesine dayalı olarak açılan tapu iptal, tescil ve kayyımlık kararının kaldırılması isteğine ilişkindir....

    Asliye Hukuk ve ... İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ihalenin feshi ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, İİK'nun 134/4. maddesi uyarınca ihalenin feshi davalarında görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu ve görevin kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İcra Hukuk Mahkemesi ise, ihalenin feshi talebinin İcra Mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle bu talebin tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerektiği, ancak tapu iptal ve tescil talebinin malvarlığına ilişkin davalardan olması sebebiyle 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebi yönünden görevsizlik kararı vermiştir....

      Davalı taraf ise; taşınmaza ilişkin tapu kayıtlarının bulunduğu, Asliye Hukuk Mahkemesi ilamı ile adlarına tescil edildiği ve iyi niyetli olarak tapudan iktisap ettiklerini bildirmişlerdir. Mahkemece davacıların dayandığı eski tarihli tapu kayıtlarının da söz konusu Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile iptal edildiği kabul edilmiş ise de; söz konusu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/239 esas sayılı ilamı ile davalı tarafa ait olan ve geldisi Şubat 325 tarihli tapulara giden tapular ile Hazine tapusu mükerrer kabul edilerek şahısların tapusu daha eski tarihli bulunduğundan Hazine'nin nizalı parsele uygulanan 2.1.1964 tarih ve 750 sıra numaralı tapu kaydı ile 1964 tarih ve 751, 752, 776 ve 777 sıra numaralı tapu kayıtları iptal edilmiş, davacıların dayandığı eski tarihli tapular iptal edilmemiştir....

        Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir. Tazminat isteğine dayanak 1017 ada 8 parsel sayılı taşınmaz “arsa” niteliğiyle ve 535,28 m² yüzölçümüyle davacıların murisi ... adına tapuda kayıtlı iken, Orman Yönetimi tarafından açılan tapu iptal ve tescil istemli dava nedeniyle ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/03/1984 gün ve 1981/686 – 1984/178 sayılı kararı ile 1017 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman sınırları içinde bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar 29/03/1985 tarihinde kesinleşmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.05.2011 gün ve 2011/149 E. – 2011/281 K. sayılı kararı ile 5359 ada 6 sayılı parselin tamamının kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle, tapu kaydı iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin 04.10.2011 tarihinde kesinleşmiştir. - 2 - 2016/14531 - 2018/3657 İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle, tapu iptal kararının kesinleştiği tarih esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin TMK'nın 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 10/05/2018 günü oybirliği ile karar verildi....

            tapu kaydının iptali ile, taşınmazın iptal edilen kısmının davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

              Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda değinilen ilkeler gözetilmeksizin soyut ifadelerle gerekçe gösterilmeden davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmiş, karar bu kere Dairece; “davacı ...'nin elinden vekâletnamenin hile ile alındığı ve vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak 18.000.-TL değerine olan taşınmazı 2.000.-TL bedelle satarak davacının zararlandırıldığı;kaldı ki bu bedelin bile ödenmediği saptandığına göre tapu iptal ve tescil davasının kabulü gerekir....

                Asliye Hukuk mahkemesinin 2015/152 Esas, 2016/377 Karar ve 18/04/2016 tarihli ilamı ile tapusunun iptal edilip orman vasfı ile hazine adına tesciline karar verilmiş olduğunu, kararın derecattan geçip kesinleştiğini, kesinleşen bu karar üzerine müvekkili lehine 1/3 oranında malik olduğu taşınmazın tapu kaydının bir kısmının iptal olup müvekkilinin mülkiyetinden çıktığını, müvekkilinin tapu kaydının bir kısmının iptal olmasıyla birlikte müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, iptal edilen alanda müvekkiline ait muhtesatların bulunması sebebiyle müvekkilinin mağduriyet yaşadığını, uzun süredir müvekkilinin mülkiyetinde bulunan söz konusu taşınmazın 45.010,47 m2 sinin mahkeme kararı ile birlikte iptali ile birlikte müvekkili hissesine düşen 1/3 oranındaki 15.003,49 m2 'lik kısmı tapusundan çıktığını ve böylelikle uzun süredir tasarruf ettiği taşınmazın bu kısmından mahrum kaldığını, tapu kaydına itimat eden müvekkilinin taşınmazın iptal edilen kısmında sabit yapılar inşa ettiğini ve...

                UYAP Entegrasyonu