Turizm A.Ş. adına üst hakkı tesis edilmiş, bu üst hakkı da 03.08.2009 tarihinde.. Faaliyetleri ve Turizm Yatırımları A.Ş.ne devredilmiştir. Parselin kat irtifaklı 417/100000 arsa paylı 103 numaralı bloktaki 204 numaralı bölümünde konaklama tesisi+müstakil apart niteliğinde 14.04.2006 tarihinde başlamak ve 01.11.2040 tarihine kadar geçerli olmak üzere H.. E.. lehine 626.120 TL bedelle intifa hakkı tesis edilerek tapuya tescil edildiği görülmektedir. Dava, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken davalı Hümeyra adına tapuya tescil edilmiş intifa hakkı değeri ile intifa hakkı tesis edilen konaklama tesisi+müstakil apart niteliğindeki yapıya yapılan tadilatlarla ilgili olarak değer artış payı ve katılma alacağı talebine ilişkindir. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 s.lı TMK'nun 235/1. m)....
, TMK’nin 652. maddesi kapsamındaki talepler (tapu iptali ve tescil,mülkiyet, intifa, oturma, aile konutu şerhi verilmesi) yönünden mahkemenin görevsizliğine, talebin görev sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli ve yetkili mahkemenin ......
Davacı,maliki olduğu 763 parsel sayılı taşınmazını oğlu olan davalının "tek oğlu olması nedeniyle taşınmazı devretmesi gerektiği,kendisine bakacağı ve başka bir garantiye ihtiyacı olmadığı"; 5/8 oranında paydaşı olduğu ....ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki payını ise "inşa edilecek dairelerden biri için lehine intifa hakkı vereceği" yönünde vaadde bulunarak aynı akitle temlik ettiğini, ancak davalının kendisine bakmadığı gibi kat irtifakı ile adına tescil edilen .... ada 4 parselde bulunan 1,3 ve 5 nolu dairelerden lehine intifa hakkı tesis etmediğini, davalının kendisini 02.08.2008 tarihinde dövmeye teşebbüs etmesi üzerine kandırıldığını anladığını ileri sürerek tapu iptali ve tescile olmazsa tazminata karar verilmesini istemiştir....
ile davalı- birleştirilen dosya davacısı ... vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, elatmanın önlenmesi, birleştirilen dosyada dava Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı ..., dava konusu taşınmazda intifa hakkı sahibi olduğunu, davalı tarafından taşınmazın bir kısmına haksız olarak ev, ahır, sulama tesisi ve eklerinin inşa edildiğini belirterek elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalı ... ise, birleştirilen dava ile taşınmazda intifa hakkı sahibi ve asıl dosyada davacı ...'ın taşınmazın önceki maliki olduğunu aynı zamanda babası olan ...'ın rıza göstermesi sonucu dava konusu taşınmazın kendisine bırakılacağı inancı ile iyiniyetle bina ve eklerini inşa ettiğini, daha sonra babası ...'ın taşınmazı tapuda kardeşi...'...
üzere, intifa hakkının tapu sicilinden terkini için gereken harçlara taşınmazın malikinin katlanmasının gerektiği düşünüldüğünde, taşınmaz maliki için intifa hakkının bedel gösterilerek terkin edilmesi halinin intifa hakkının bedelsiz terkin edilmesi halinden daha lehe olduğunun anlaşıldığını, başka bir deyişle, taşınmaz maliki intifa hakkının süresinden önce ivazsız terkin edilmesi halinde daha fazla tapu harcı ödeyeceğinden taşınmaz maliklerinin intifa hakkının süresinden önce terkin edilmesi hallerinde tapu müdürlüğüne intifa hakkının bedel karşılığında terkin edildiği hususunda beyanda bulunduklarını, taşınmaz maliklerinin bir an önce intifa hakkını tapu sicilinden terkin edebilmeleri için taşınmaz maliklerine veya taşınmaz malikleri tarafından yetkilendirilen kişiler adına intifa terkinini sağlayabilmeleri için müvekkiline vekaletname düzenlettirdiklerini, intifa hakkının terkini işlemi için tüm işlemlerin taşınmaz maliklerinin yetkilendirdiği kişiler tarafından yapıldığını, dava dosyasına...
Belirtilen gerekçelerle yeniden yargılama gerekmediğinden dairemizce 6100 sayılı HMK 353/1- b-2.md.gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davalılardan Kamil adına olan tapunun iptaline,talep gibi 1/2 kuru mülkiyetinin davacı adına,1/2 kuru mülkiyetinin davalılardan Ceylan adına tesciline ve tümü üzerine davacı lehine intifa hakkı tesisine karar vermek gerekmiş,davanın anlaşmalı boşanma davasından kaynaklı tapu-iptal tescil-intifa hakkı tesisi isteğine ilişkin olup maktu harca ve maktu vekalet ücretine tabi davalardan olması da dikkate alınmak suretiyle(Yargıtay 2.HD. 2016/23541 E-2018/4779 K.sayılı 10.04.2018 tarihli ve 2017/5051 E-2018/13228 K.sayılı 21.11.2018 tarihli kararında kabul edildiği üzere)aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
İntifa hakkı 01.01.2002 tarihinden sonra kurulmuş ise, 4721 sayılı TMK'nın 700. maddesi uyarınca “Bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder.” Somut olaya gelince; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 5115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında Lütfi oğlu ... adına 1/71 hissenin intifa hakkının olduğuna dair açıklama bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece; adı geçen intifa hakkı sahibinin davada taraf olması sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, intifa hakkı sahibinin hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ayrıca davalı ... ... vekili temyiz dilekçesinde dava konusu taşınmaz hakkında ... 2....
Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkı tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse veya yarar ortadan kalkmış ise malik bu hususları ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının süresinden önce sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır....
Mahkemece yapılan yargılama alınan bilirkişi raporu neticesinde, taraflar arasında 19/06/2008 tarihli sözleşme imzalandığı, 17 yıllık intifa hakkı tesis edilmesinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 18/09/2015 tarihinden sonra imzalanmış olması nedeniyle grup muafiyetinden yararlanma süresinin 29/05/2013'e kadar olduğu, bu tarih itibariyle sözleşmenin sona ermiş kabul edilmesi gerektiği, bu durumda intifa hakkının kalan süresinin 4388 gün olduğu, intifa hakkı karşılığında davalıya verilen bedelin kısmen sebepsiz kaldığı, bu kısım yönünden iade borcunun doğduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava intifanın kullanılmayan süresine ilişkin intifa bedelinin tahsili davasıdır. Davalı cevap dilekçesinde davacının intifa hakkını kendi rızasıyla kaldırdığını , akit tablosu içeriğine göre bedel talep edemeyeceğini savunmuştur....
Öte yandan intifa hakkı sınırlı ayni haklardan olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 794. ve devamı maddelerinde intifa hakkının, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabileceği, aksine düzenleme olmadıkça bu hakkın sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlayacağı, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulacağı, taşınmaz üzerindeki yasal intifa hakkının tapu kütüğüne tescil edilmiş ise herkese karşı ileri sürülebileceği ve hak sahibinin ölümü ile sona ereceği düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda ....09.2014 tarihinde başlatılan takipte aynı gün ihtiyaten haczine karar verilen meskeniyet şikayetine konu ... parselde tapuya kayıtlı ... nolu bağımsız bölüm üzerinde, 99 yıllığına .... .....lehine kurulan intifa hakkının 09.09.2011 tarihinde tapuya tescil edildiği görülmektedir....