Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11/04/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde intifa hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Ancak; 1-Dosyada bulunan dava konusu taşınmazın tapu kaydından, davalılar ... ve ...'ye ait 2/12'şer olan paylarının üzerinde ... lehine intifa hakkı tesis edildiği anlaşıldığından, intifa hakkı sahibinin de davaya dahil edilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Taşınmazın kamulaştırılması halinde, mülkiyetin yerini mahkemece saptanan kamulaştırma bedeli alacağından, tespit edilen bedelin 4/12 (2/12+2/12) hissesine karşılık gelen paranın bir bankaya vadeli olarak yatırılarak bunun nemasının (faiz gelirinin) intifa hakkı sahibine bu hak sona erinceye kadar ödenmesi gerektiği düşünülmeden mahkemece infazda tereddüt yaratacak şekilde davalılar ... ve ... payları üzerindeki ... lehine tesis edilmiş olan intifa hakkının bu davalılara ait kamulaştırma bedelinin neması üzerinden yürütülmesine, dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarında ... lehine tesis edilmiş intifa hakkının kaldırılmasına karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

      tevhit ile 3344 parsel sayısını alan 2037 ve 2038 parsel sayılı taşınmazları davalılar ile birlikte aldıklarını, kendisine ait 1/3 payında davalılar adına tescil edildiğini, bu hususun davalılar ile düzenledikleri “Arsa sahipleri arasında yapılan protokol”de de yer aldığını ileri sürerek tapu iptal tescil isteğinde bulunmuş, ayrıca taşınmaz üzerinde bulunan 3 numaralı binanın kendisine ait olduğunun tespitini istemiştir. Yine davacı ... ile ... ... 3344 parsel sayılı taşınmaz üzerinde intifa hakkı sahibi olduklarını davalıların intifa hakkı kullanımlarını engellediğini iddia ile elatmanın önlenmesi talebinde bulunmuşlardır. Davalılar, davacı ...’ın taşınmazda 1/3 pay sahibi olduğunu ancak kendisine yasal engeller nedeniyle tapuyu veremediklerini, bu nedenle intifa hakkı tesis ettiklerini davacının taşınmazın kullanımına ilişkin anlaşmaları ihlal ettiğini, anlaşmaya uyar ise tapuyu devredeceklerini savunmuşlardır....

        Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, mülkiyet hakkı sahibi tarafından açılan tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, içinde akaryakıt tesisi ve ekleri bulunan 477 ada 4 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, tapu kaydında davalı şirket lehine intifa hakkı tesisi edildiğini, bayilik sözleşmelerine bağlantılı olarak kurulan intifa hakkının bayilik sözleşmesinin feshi üzerine ve Rekabet Kurulunun Tebliği uyarınca 18.9.2010 tarihinde sonlandırılması gerekirken intifa hakkının davalı tarafından 16.3.2011 tarihinde terkin edildiğini, böylece zarara uğramasına neden olunduğunu ileri sürüp 18.09.2010-16.03.2011 tarihleri arasında mahrum kalınan işletme kar kaybına yönelik tazminat istemiştir....

          Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 794.maddesi gereğince intifa hakkı hak sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlayan, tapu kütüğüne tescil ile kurulan tescil işlemi tamamlanınca da herkese karşı ileri sürülebilen, kişi ile sıkı sıkıya ilişkili haklardandır. İntifa hakkının sona ermesinin nedenleri Türk Medeni Kanununun 796.maddesinde sıralanmıştır. İntifa hakkı bir süre ile sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü ya da tüzel kişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünü ile harap olması sebebiyle artık ondan yararlanmanın mümkün bulunmaması durumlarında sona erer. Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkı tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir....

            Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir (TMK m.795). 3. İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796). 4. Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir....

              DELİLLER: Tapu kaydı, bilirkişi raporu, 18/08/2011 tarihli 20150 yevmiye nolu resmi senet, SGK kişi reçete listesi, sunulan ve toplanan delillerin dosyada bulunduğu anlaşılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, intifa hakkının terkini istemine ilişkindir. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin yerleşik kararlarında da belirtildiği şekilde intifa hakkı TMK 794. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir....

              Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir malvarlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Türk Medeni Kanununda müşterek mülkiyette paydaş olan kişinin intifa hakkının özelliği gereği payı üzerinde intifa hakkı kurabileceği kabul edilmiştir. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir....

                Somut olayda, dosya içerisinde alacaklı şirket tarafından borçlu şirket lehine tahliye taahhüdüne konu taşınmaz üzerinde intifa hakkı tesis edildiğine dair 05.04.2021 tarihli tapu resmi senedi bulunduğu görülmüştür. TMK'nun 794. Maddesi uyarınca intifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. Aynı kanunun 795. Maddesinde de, "İntifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmaz üzerindeki yasal intifa hakkı tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, durumu bilenlere karşı ileri sürülebilir. Tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürülebilir" şeklinde düzenleme mevcuttur....

                Kuşkusuz intifa hakkı ancak tapu siciline tescil suretiyle kurulabileceğinden anılan belgelerin davalıya sağladığı hak yararlanma hakkından öte değildir. Kısaca, sözü edilen belgeler intifa hakkı tesisi için yeterli bulunmamaktadır. Ne var ki, az önce açıklandığı üzere 45 sayılı parsel üzerinde davalılardan ...’e ait muhdesat şerhi bulunduğundan bu şerhin terkini temin edilmeden davalıların elatmasının önlenmesi istenemez. Davanın reddedilmesi açıklanan sebeple doğrudur. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının temyiz itirazlarının reddi ile sonuç bakımından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 9.3.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu