HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2084 KARAR NO : 2023/689 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARAİSALI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2021 NUMARASI : 2020/32 ESAS, 2021/9 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21/01/2021 tarih ve 2020/32 Esas, 2021/9 Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Adana ili Karaisalı ilçesi Güvenç köyü Kemer mevkii 245 parsel sayılı taşınmazı 23/09/2009 tarih 2809 nolu yevmiye ile satın aldığı, davacının aldığı söz konusu gayrimenkul orman sayılan yerleden olduğu gerekçesi ile Orman Genel Müdürlüğü tarafından dava açıldığını, yapılan yargılama sonunda ise orman vasfında olduğuna karar verilerek orman...
Ayrıca TMK.nun 644. maddesi ise Sulh Hukuk hakiminin müdahalesi ile elbirliği mülkiyetinin ortadan kaldırılabileceğine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Yasayla eklenen ek 3. madde gereğince Tapu Sicil Müdürlerine verilen yetkide bu mealdedir. Hal böyle olunca bu durum tapu sicillerinin oluşturulmasıyla yakından ilgili olup kamu düzeni ile ilgilidir. Mahkemece ve Dairece re’sen göz önünde tutulması gerekir. Açıkladığım gerekçelerle yerel mahkeme kararı bu sebeplerle bozulmalıdır. Bu nedenlerle Dairenin sayın çoğunluğunun bozma gerekçelerine katılamıyorum. 08.11.2010...
Mahallesi, Çaytarla Mevkiinde kain 3, 4, 5, 6 pafta 468 ve 469 parsel sayılı taşınmazların 26.10.1965 tarihinde tapulama tespitinin yapılarak tapulama tutanağı düzenlendiğini, Anayasa Mahkemesinin 04.07.2018 tarihli ve 2018/2682 başvuru sayılı kararında 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği devletin kadastro tespitine dair tüm tapu sicillerinin tutulmasında sorumlu olduğu, tapu sicilinin doğru tutulmasından dolayı tapu siciline bağlı çıkarların ihlali halinde kusursuz sorumluluk ilkesinin bulunduğunu, bu kapsamda 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği bireysel başvuruda bulunan şahısların Hazine aleyhine dava açabileceklerini, bu nedenle henüz başvuru yollarının tüketilmemiş olduğuna dair karar verdiğini, işbu tazminat davasına konu Kayseri ili, ......
DAVALILAR : MİRASÇI/(LAR) : DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : 16/08/2016 KARAR TARİHİ : 27/01/2023 BİRLEŞEN DAVADA (Ankara 10 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/251 Esas ) DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : MİRASÇI/(LAR) : DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : 04/04/2017 KARAR TARİHİ : 17/04/2017 Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Asıl dava ve Birleşen dava yönünden; Davacı tarafından açılan Tazminat ( Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasında davanın takip edilmemesi nedeni ile 24/10/2022 tarihinde başvuruya bırakılmış olup, davacı tarafça dosyanın işlemden kaldırılmasından sonra 3 aylık yenileme süresinin geçmesine rağmen usulüne uygun yenileme talebinde bulunulmamış olduğu anlaşıldığından HMK'nun 150/5.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verileceği sonucuna...
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması kamu düzeni ile ilgili olup bazı prensiplere bağlıdır. Bunlardan ilki tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliliği), bir diğeri Hazine'nin kusursuz sorumluluğu ve sonuncusu ise sicilin geçerli bir hukuki nedene dayanması, başka bir ifade ile illetten mücerret olmamasıdır. Gerçekten de, sicilin dayanağının geçerli bir hukuki sebebinin bulunmaması onu TMK'nın 1025. maddesinde belirtilen yolsuz tescil durumuna düşürür. Birinci el konumundaki edinenin iyiniyetli olması neticeyi değiştirmez. Ne var ki; sicil kaydından sicillerin aleniliği ve güvenirliliği prensiplerine dayanarak edinen iyiniyetli iktisap eden yani ikinci el konumunda bulunan kişinin iktisabının korunacağı TMK'nın 1023. maddesi gereğidir. Öte yandan, ikinci el konumundaki müktesibin sicilin dayanağını teşkil eden belgeleri incelemek zorunluluğu bulunmadığı da tartışmasızdır....
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup, bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin aleniliği, diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması; bir başka ifadeyle illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebinin olması zorunludur. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden ve noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden; çekişme konusu 723 ada 9 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın 21.10.2011 tarih ve 381 yevmiye numaralı kayıtla ... Belediyesi adına tam payla 27.09.2011 tarih 163 sayılı ihdas işlemine ilişkin Encümen Kararı ile 1150 ada 2 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın ise 24.01.2012 tarih 420 yevmiye numaralı kayıtla ... Belediyesi adana tam payla 20.12.2011 tarih 239 sayılı ihdas işlemine ilişkin Encümen Kararına dayanarak oluştuğu anlaşılmaktadır....
Tapu sicillerinin tutulması ve doğru sicil oluşturulması kamu düzeniyle ilgili olduğundan mahkemece bu hususun re'sen gözetilmesi gerekmektedir. Hâl böyle olunca; mahkemece infaz kabiliyeti olacak şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi isabetsizdir. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bilindiği üzere, tapu sicillerinin tutulması ve oluşturulması kamu düzeni ile ilgili olup hakim doğru sicil oluşturmakla görevlidir. Nevar ki, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılamaksızın neticeye gidilmiştir. O halde, davalıların bu yöne değine temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,16.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
dan alınan 30/03/2019 tarihli raporda, 05/09/2010-05/09/2011 tarihleri arasını kapsayan ... nolu işveren sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında; 17/03/2011 tarihinde işyerinde işveren emir ve talimatı altınta yaptığı işten kaynaklı gerçekleşen iş kazasında yaralanan davacı şirket sigortalı işçilerinden dava dışı ...'ın kazadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine yönelik dava sonrası alınan hükümle icra işlemini başlatması ve icraya ödeme yapmak zorunda kalınması nedeniyle, sigortalının teminat kapsamı dahilinde kendi sigortalısına rücuen tazminat istemli görülmekle olan dosyada, davacı şirket tarafından yapılan maddi ve manevi tazminat ödemesinin teminat kapsamında bulunması, sorumluluğun kendi sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı tutulması kıstaslarının birlikte değerlendirilmesinde, gerçekleşen iş kazasında davacı şirketin kusurunun %80 alınması halinde 25.662,88 TL toplam tazminat, 315,34 TL faiz olmak üzere 25.978,22 TL rücu hakkının bulunduğunu, Adana 5....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nce istinaf isteminin davacı yönünden reddine, davalı Hazine yönünden kabulü ile HMK'nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı düzeltilmek suretiyle esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir....