Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, TMK.nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir TMK.nun 713/2. maddesi “ölüm ve gaiplik yanında tapu kütüğünde malikin kim olduğunun anlaşılamaması ...” halini de düzenlemiştir. Kanunun açık hükmü dikkate alındığında kayıt malikinin tanınmayan, bilinmeyen, adresi belirlenemeyen bir şahıs değil, tapu kütüğünden kim olduğunun anlaşılamaması durumu öngörülmüştür. Tapu sicilinden kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır. Yargıtay İçtihatlarına göre; genel olarak gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir....

    ın' aynı kişi olduklarının ve davacı ...'in de adı geçenin mirasçısı olduğunun her türlü tereddütten uzak duraksamaya yer olmaksızın belirlenmesi ile mümkündür. Mahkemece tüm dosya içeriği ve toplanan delillere göre davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırmayla tapu malikinin davacının murisi ile aynı kişi olup-olmadığı duraksamaya yer vermeksizin belirlenememiştir. Kaldi ki; tapu maliki ...'ın baba ismi tapu kaydında ... ... olarak görünürken, veraset ilamında baba ismi ... olarak görünmektedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın davacıların murisi ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 1.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 1.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 18/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, tapu kayıt malikinin tespiti ve tapu kaydında isim düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, ... adı kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bunun içinde kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun tespiti zorunludur. Eldeki davada davacı, dava konusu taşınmazın kayıt malikinin kendisi olduğunun tespiti ve kayıttaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesini istemiştir. Ancak, eda davası ile birlikte bağımsız bir tespit davasının dinlenebilmesi için diğer genel dava şartları dışında özellikle davacıların bu hukuki münasebetin mevcut olmadığının hemen tespitini talep etmekte hukuki bir yararları bulunmalıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU MALİKİNİN TESPİTİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu malikinin tespiti ve tescil davası sonunda yerel mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları “1293 doğumlu ... oğlu ...”in, ... ve...Sicil Müdürlüklerindeki 5 adet tapu kaydında malik gözüken “... oğlu ...” olduğunun tespitini ve tapuya tescilini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

            Bakanlar Kurulunun 22.7.2013 tarihli ve 2013/5150 sayılı kararı ile kabul edilen, 17.8.2013 tarihli ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesi ile tapu kayıtlarında düzeltmeler için tapu müdürlüğüne başvurma ve yasal yolları tüketme zorunluluğu getirilmiştir. Ancak eldeki davada olduğu gibi tapu kaydındaki kişi ile davacı veya mirasbırakanın aynı kişi olduğunun tespiti talebini içeren tespit davalarında tapu idaresine başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır. Öte yandan, mahkeme kararında gerekçe olarak gösterilen yasal düzenlemenin eldeki davada uygulama yeri yoktur. Hâl böyle olunca, dava esasına girilerek taraf delillerinin toplanması oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir....

              Mahkemece, Tapu Tüzüğünün 28. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgilerin çekişmeli taşınmazın tapu kaydında yer aldığı, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibarıyla davanın, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkin olmayıp, malik görünen kişi ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduğunun saptanması amacına yönelik bir dava olduğu açıktır. Her ne kadar kayıt malikinin doğum tarihi gibi kimlik bilgilerinin tapu kaydında yer alması zorunlu olan bilgilerden olmadığından bu konuda düzeltme kararı verilemese de malik olarak görünen kişi ile mirasbırakanın doğum tarihi ve diğer kimlik bilgileri belirlenmek suretiyle aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır....

                Taraflar arasında görülen tapu kayıt malikinin tespiti davası sonunda, yerel mahkemenin görevsizliğine ilişkin olarak verilen karar davalı .... Genel Müdürlüğü Vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıt maliki ile davacının aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacı,....a 11 parsel sayılı taşınmazın malik ....ile murisleri ..... oğlu ... aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı Vekili, tapu kayıt maliki ....’un nüfus bilgilerine ulaşılamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; dava konusunun çekişmesiz yargı işi, görevli mahkemenin de Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

                  İlk derece mahkemesince, davacının Raziye Şahin mirasçısı olduğu, tapu müdürlüğüne isim düzeltilmesi için yaptığı başvurunun reddedildiği, DSİ Genel Müdürlüğü tarafından Ayşe Ulaş mirasçılarına karşı dava konusu 42 parsel nolu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti için dava açıldığı, 42 parsel nolu taşınmazın kime ait olduğunun tespiti için araştırma yapıldığı, Ayşe Ulaş'ın Yazıkent mahallesinde yaşamadığının, Mehmet kızı Iraz ile Raziye Şahin'in aynı kişi olduğunu tespit edildiği, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin; birbiri ile örtüşen beyanlarında, Iraz isminin Raziye diye söylendiğinin, tapu maliki ile Raziye Şahin'in aynı kişi olduğunun, yerin Raziye Şahin mirasçıları tarafından kiraya verildiğinin, Ayşe Ulaş'ın dava konusu taşınmaz ile ilgisi bulunmadığının beyan ettikleri, Ayşe Ulaş'ın mirasçıları adına dava konusu parsel üzerinde hak iddiasında bulunup bulunmayacaklarını bildirmeleri için ihtarlı davetiye gönderildiği, ihtara karşı beyanda bulunmadıkları, Yazıkent mahallesinde...

                  Hâl böyle olunca; davacının miras bırakanı ... ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.’ gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamanın sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, ancak tespit hükmü yerine bozma öncesi karar aynen tekrar edilmiş verilen karar, davacının talebi üzerine tavzih ile düzeltilerek tespite ilişkin verilen karar, Dairece; ‘...Hâl böyle olunca; bozmaya uymakla oluşan kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak davacı mirasbırakanı ... ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.’gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı....

                    UYAP Entegrasyonu