Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KAYIT MALİKİ TESPİTİ Yanlar arasında görülen kayıt malikinin tespiti davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, kayıt maliki ile davacının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişikin olup; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK'nın) yürürlüğü zamanında Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...

      oğlu ... ’in aynı kişi olduğunun tespiti iken; mahkemece yine davacıların mirasbırakanı olan ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1032 Esas sayılı veraset ilamındaki ... oğlu ... ile dava konusu taşınmazların kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, taleple bağlı kalınarak kayıt maliki ... oğlu ... ’ in, davacıların murisi ... oğlu ... ile aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Taraf vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Davacı, 2632, 2635, 2636, 2637 ve 2638 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ... oğlu ...'ye ait olduğunu, kadastro tespiti sırasında söz konusu taşınmazların malikinin ... oğlu ... olarak tespit edildiğini, bu hususta ilgili tapu sicil müdürlüğüne yapılan başvurularının sonuçsuz kaldığını ileri sürüp miras bırakanı ile kayıt malikinin aynı kişi olduklarının tespiti ile malik hanesinin ..., ... oğlu olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı Tapu Müdürlüğü, davanın reddini savunmuştur....

          Bu saptama yapılırken; nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır. Somut olayda, duruşmada dinlenilen tanıklar davacıların iddialarını doğrulamışlardır....

            İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı Tapu Müdürlüğü vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde; yerel mahkemenin eksik incele neticesinde karar verdiğini, dava konusu tapu kayıtlarındaki Ali kızı Eşşe ile davacı murisinin aynı olduğunun tespiti talebinin çekişmeli yargı işi olduğunu ve Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu ayrıca ilgili taşınmazlarda keşif yapılarak tanık ve mahalli bilirkişiler keşif esnasında dinlenilmesi gerektiğini, aksi takdirde mülkiyetin el değiştirmesi ihtimali söz konusu olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER: Dava; mirasçılık belgesi, nüfus kayıtları, taşınmaza ait tapu kayıtları, kadastro komisyon kararları ve tüm dosya kapsamı. GEREKÇE:Dava tapu kaydında malik olarak gözüken kişi ile murisin aynı kişi olduğunun tespiti ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir....

            CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Dava yoluna başvurulmadan önce tapu müdürlüğüne başvurarak hatalı işlemin düzeltilmesini talep etmek zorunda olduğunu, tapuda kimlik bilgilerinin düzeltilmesi ve tespit davalarında kimlik bilgileri düzeltilirken, tespit yapılırken tapu malikinin değişmemesi, mülkiyet hakkının nakli sonucunun meydana gelmemesi gerektiğini, bu itibarla dava konusu kişi ile kayıt malikinin aynı kişi olduğunun açıklıkla belirlenmesinin, bu hususun nüfus müdürlüğü, Cumhuriyet savcılığı aracılığı ile taşınmazın bulunduğu yerden ve ilgili idarelerin kayıtlarından araştırılmasının gerektiğini, tapu dayanak kayıtları ile birlikte kimlik bilgilerinin birbirlerini teyit etmelerinin sağlanması gerektiğini, haksız açılmış davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...

              Bunların arasında yer almayan doğum tarihinin düzeltilmesi mümkün değil ise de çelişkili durum devam ettiği sürece tapu kaydında işlem yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu kayıt maliki ile davacının aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir tespit kararı verilmelidir. Somut olayda; davacı dava konusu taşınmazların tapulama tutanağında isim, soy isim ve baba adının doğru olarak yazıldığını ne var ki nüfus kaydında 1938 olan doğum tarihinin 1932 olarak geçtiğini ileri sürmüştür. Bu farklılık sebebiyle tapuda işlem yapılamayacağından mahkemece yapılması gereken iş, davacı ile tapu kayıtlarında malik olarak görünen şahsın aynı kişi olup olmadığını belirlemek, aynı kişi olduğunun anlaşılması halinde ise “tapu kayıt maliki Hüseyin kızı ... ile davacının aynı kişi olduğunun ve tapu kayıt malikinin doğum tarihinin 1938 olduğunun tespitine” şeklinde bir hüküm kurmak olmalıdır....

                Yine, tapu sicili ekindeki kadastro tutanağı, tedavül(el değiştirme) ve bunlara esas kayıt ve belgelerden tapu malikine ilişkin bilginin mevcut olması durumunda da bilinmeyen kişi olarak kabul edilmez. Somut olaya gelince, kayıt maliki olan İsmail oğlu ...'ın kadastro tespit tutanağında nüfus bilgilerinin verilmiş olduğu, yukarıda açıklandığı üzere kayıt malikinin tanınmıyor olması onun bilinmeyen bir kişi olduğu anlamına gelmediği gibi tapu kaydına esas belge ve kayıtlarda malike ilişkin bilgilere yer verilmesi halinde kayıt malikinin bilinen bir kişi olduğunun kabulünün gerekeceği açıktır. Hal böyle olunca, kayıt malikinin bilinen bir kişi olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir....

                  UYAP Entegrasyonu