Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/525 Esas sayılı dosyasında alacaklının taraf olmaması sebebiyle ve alacaklı tarafından açılan şikayetçiler aleyhine açılan tapu iptal tescil davasının henüz sonuçlanmamış olması, davanın borçlu ile şikayetçiler arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanması ve haczin de aynı sebeple uygulanmış olduğu dikkate alındığında şikayetçiler vekili tarafından haczin kaldırılmasının talep edildiği tarih itibarı ile de henüz ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/564 (Bozmadan önce 2011/806) E. sayılı dosyası sonuçlanmadığından haczin kaldırılması talebinin reddine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığından ve ayrıca ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden 2014/564 E. sayılı dosyasından haczin kaldırılmasını gerektirir bir karar verilmesi halinde icra memurluğundan haczin kaldırılması her zaman talep edilebileceğinden ... 1....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; tapu iptal ve tescil ilamı gereğince şikayete konu taşınmazın şikayetçi 3. kişi adına tesciline karar verilmesi üzerine taşınmazın şikayetçi adına tapuya tescil işleminin 20.02.2015 tarihinde yapıldığı, haczin ise daha önceki bir tarih olan 22.4.2013'te uygulandığı, TMK'nın 705. maddesindeki, mülkiyetin mahkeme kararı ile tescilden önce kazanılacağına dair düzenleme gereğince tescil işleminin kurucu değil bildirici olduğu, tapu iptal ve tescil kararının 29.01.2007 tarihinde kesinleştiği, haciz tarihinin kesinleşme tarihinden sonra olması nedeniyle haczin kaldırılması gerektiği belirtilerek, şikayetin kabulü ile 24.01.2020 tarihli İcra Müdürlüğü kararının kaldırılmasına ve tapunun 19 parselinde kayıtlı taşınmazdaki haczin fekkine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; tapu kaydındaki vakıf şerhinin kaldırılması davasından kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 1.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 1.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, şikayetçi üçüncü kişinin, hacze konu taşınmaz hakkında açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptaline ve şikayetçi adına tesciline karar verildiği kararının 20.12.2015 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Haciz tarihi olan 26/05/2014 tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olduğu tapu kaydından anlaşıldığından ve mahkeme kararında haczin kaldırılması yönünde bir hüküm de olmadığından, şikayetçi, icra mahkemesine başvurarak haczin kaldırılmasını talep edemez. O halde mahkemece istemin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın tapu kaydına 20.03.2014 tarihinde haciz şerhi işlendiği, mahcuz taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporunun borçluya 09.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun bu tarihte haczi öğrendiği halde 7 günlük şikayet süresinden sonra meskeniyet şikayetini 22.09.2014 tarihinde yaptığı görülmektedir. O halde, mahkemece şikayetin süreden reddi gerekirken, işin esası incelenerek şikayetin kabulü ile haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Ancak; Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında yer alan haczin bedele yansıtılmasına karar verilmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. paragrafının sonundaki (ödenmesine) kelimesinden sonra gelmek üzere (Dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Merkez Mahallesi ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazların tapu kaydındaki hacizlerin bedele yansıtılmasına,) kelimelerinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Bilindiği gibi, tapu kaydındaki dayanağı kalmadığı ileri sürülen kayıtların terkini ilgilisinin oluru, yetkili makamın yazısı veya mahkeme kararı ile olanaklıdır. Somut olayda; ortaklığın giderilmesi davasının davacısı tapu kaydındaki şerhin terkini için tapu müdürlüğüne başvuruda bulunmuş, ancak istemi karşılanmadığından ortaklığın giderilmesine karar veren mahkemeden istemde bulunmuştur. Bu istemin tapudaki şerhin lehtarlarına yöneltilecek bir davada ileri sürülmesi gerekir. Çünkü orta yerde bir tarafın başvurusu ile mahkemenin bir hakkın doğumuna, değiştirilmesine, sona ermesine veya korunmasına karar verilmesi hali olarak tanımlanan çekişmesiz yargı işi yoktur. Bu nedenlerle davacı ...’ın istemi bir dava gibi değerlendirilmemiştir. Diğer yandan, HUMK'nın 427. maddesinde de açıkça belirtildiği gibi usule ve esasa ilişkin nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir....

                Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yargıtay içtihatları uyarınca tapu iptal tescil davasında mahkemece haczin kaldırılmasına hükmedilmemişse, haczin kaldırılmasının icra mahkemesinden istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, Yargıtay içtihatları emsal gösterilerek şikayetçinin şikayetinin reddine karar verilmiştir....

                Tescil kararı hacizden sonra kesinleştiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımadığından, haczin kaldırılması istemi 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir (Yargıtay 12. HD'nin 11.02.2020 tarihli, 2020/559 E, 2020/1181 K. sayılı içtihadı). Uyuşmazlık aynı zamanda, İİK'nun 106 – 110 maddeleri gereğince haczin kaldırılmasına ilişkin ise de, şikayetçi 3. kişi olup, ilk derece mahkemesi kararının kesin nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır (Yargıtay 12. HD'nin 10.03.2022 tarihli, 2021/8798 E, 2022/3018 K. Sayılı içtihadı)....

                Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir. Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürü re’sen gözetmelidir. Satış talebi, bu sürelerden sonra ise, reddetmelidir. (Baki Kuru, İcra El Kitabı, s.520). Satış isteme sürelerinin geçmesine karşın, tapu sicilinde şeklen varlığını sürdüren haciz, İİK'nun emredici nitelikteki anılan maddelerine aykırı bir durum yaratır. Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi süresiz şikayete tâbidir....

                UYAP Entegrasyonu