Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İzah edildiği üzere, her ne kadar davalı tarafından haciz konulduğu tarihte tapu kaydı üzerinde herhangi bir şerh bulunmuyor ise de icra müdürlüğünün yazısına rağmen tapu müdürlüğü tarafından yazı gözden kaçırılmak suretiyle sehven haciz şerhi işlendiği tapu müdürlüğünün, icra dairesi müdürlüğüne yazdığı cevabi yazıdan sabit olmakla davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu ve mülkiyet hakkının korunması gerektiği kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile davaya konu haciz şerhinin terkinine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Şöyleki; Dava konusu taşınmazın üzerinde haciz şerhleri olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın tapu kaydında şerh sahiplerine husumet yöneltmeden dava açmıştır. Mahkemece, şerh sahiplerinin davaya katılımı sağlanmaksızın, husumet yaygınlaştırılmadan yokluklarında dava görülüp sonuçlandırılmıştır. Bu nedenle karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Taraf teşkili, davanın görülebilme koşullarından olup, mahkemece re'sen (kendiliğinden) yapılması gereken işlemlerdendir. O halde, dava konusu taşınmazın tapu kaydında icra dosyalarında haciz alacaklıları belirlenerek davaya katılımları sağlanarak husumet yaygınlaştırılmalı, tarafların ileri sürecekleri delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Kabule göre de, 28.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi ile Orman Genel Müdürlüğünün 492 sayılı Harçlar Kanununa göre, alınan harçlardan muaf olduğu hususu gözetildiğinde Orman Yönetiminden harç alınması yerinde değildir....

    Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında tapu maliki muris Nazif Güler'in hissesinde yer alan ipotek ve haciz şerhlerinin bedele yansıtılmaması, 2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut şerh ile birlikte idare adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. paragrafında yer alan “ödenmesine” ibaresinden sonra gelmek üzere ”tapu kaydında mevcut ipotek şerhinin malik Nazif Güler'in payı bakımından hükmedilen bedele yansıtılmasına,” cümlesinin eklenmesi, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. paragrafında yer alan "davacı ......

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU: TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: ... Köyü'nde bulunan 1471 ada 35 parsel sayılı 9818 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve müşterekleri adına tarla vasfıyla tescil edilmiş olup, taşınmazın tapu kaydına, 1336,08 metrekarelik kısmının orman sınırı içinde kaldığı şerh edilmiş, ayrıca ... hissesine ... Belediye Başkanlığı lehine haciz şerhi konulmuştur. Davacı ... İdaresi, taşınmazın dava dilekçelerine ekli krokide koordinatları ile belirtilen bölümünün kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, bu kısmın tapusunun iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescili ve tapu kaydındaki şerhlerin terkini talebiyle dava açmıştır....

        Tapu kütüğüne esas itibanyla mülkiyetin veya sınırlı ayni hakların iktisabına veya bunların kaybedilmelerine ilişkin tesciller yazılır. Geniş anlamda tescil ise kütüğe yazılan her husustur. Nitekim kütükte mülkiyet, rehin ve irtifak haklan sütunları dışında bir de "şerh" ve "beyanlar" adı altmda iki sütun daha vardır. Ancak bir hususun şerh veya beyanlar sütununa yazılması taşınmazın ayni hakka ilişkin statüsünde bir değişiklik meydana getirmez. Şerhten amaç; ilişkin bulunduğu hukuki durumu üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. TMK'nun 1009 ila 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğü'nün 54 ila 66. maddelerinde düzenlenen şerhler, üç amaca yönelik bir tapu işlemidir. Şahsi hakların kuvvetlendirilmesini, malikin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını ve muvakkat (geçici) tescilin tapu kütüğüne yazılmasını sağlar....

        Nitekim çok kısa bir süre sonra 10.04.2006 ve 17.04.2006 tarihlerinde tapu kayıtları üzerine hacizler uygulanmış olup, gerek ...’a temlik edildiği ve gerekse davacı ...’e temlikin yapıldığı tarihlerde tapu kaydı üzerine haciz işlemi uygulanmış durumdadır. Bir taşınmazı satın alan ya da satış vaadi sözleşmesindeki hakları temlik alan şahsın, satın aldığı taşınmazın tapu kaydındaki durumunu, haciz bulunup bulunmadığını araştırıp soruşturması, hayatın olağan akışına uygun bir davranış olup, davacının tapudaki haciz kaydını bilmediğini ileri sürmesi, tedbirli bir alıcıdan beklenecek bir davranış değildir....

          Davalı ... vekili; tapu kaydındaki şerhin terkininin mahkeme kararı veya ilgililerin rızası ile olacağını, lehine zilyetlik şerhi bulunan kişinin öldüğünü, husumetin mirasçılarına yöneltilmesi gerektiğini, tapu sicil müdürlüğünün pasif husumet ehliyetinin olmadığını, hak düşürücü sürelere uyulmadan dava açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu 3431 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı olan "Zilyade ... ... oğludur" şeklindeki şerhin silinmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydındaki şerhin terkini isteğine ilişkin olup, bu tür davalarda husumet kural olarak şerh lehtarına yöneltilerek dava açılır....

            Gerçekten, çekişmeli hakların korunmasına ilişkin mahkeme kararları malikin tasarruf yetkisini kısıtlar ve şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı da ileri sürülebilir. Türk Medeni Kanununun 1027.maddesine göre de, tapu siciline işlenen bu tür şerhlerin tapu memuru tarafından ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça kaldırılması mümkün değildir. Tapu sicilindeki anlamını ve geçerliliğini yitiren şerhlerin terkini ancak mahkeme kararı ile yapılabilir. Somut uyuşmazlıkta konulan şerh HUMK.nun 101 ve devamı maddeleri uyarınca konulmuş ihtiyati tedbir şerhi değil, tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına dair şerh olduğundan yasanın 1027.maddesi hükmünce kaldırılması görevli ve yetkili mahkemeden talep edilebilir. Mahkemece açıklanan doğrultuda inceleme yapılarak çekişmenin esası hakkında karar verilmesi yerine istemin yazılı olduğu şekilde doğru olmadığından karar bozulmalıdır....

              Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava tapu kaydındaki şerh ve beyanın kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk A. Tapu kütüğüne esas itibarıyla mülkiyetin veya sınırlı ayni hakların iktisabına veya bunların kaybedilmelerine ilişkin tesciller yazılır. Geniş anlamda tescil ise kütüğe yazılan her husustur. Nitekim kütük sahifesinde mülkiyet, rehin ve irtifak hakları sütunları dışında bir de “şerh” ve “beyanlar” adı altında iki sütun daha vardır. Ancak bir hususun şerh veya beyanlar sütununa yazılması taşınmazın ayni hakka ilişkin statüsünde bir değişiklik meydana getirmez. Şerhten amaç; ilişkin bulunduğu hukuki durumu üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. Dolaysıyla kanunun belirlemediği bir hak tapu kütüğüne şerh edilemez....

                Vize Kadastro Mahkemesinin 2004/50 Esas sayılı dava dosyasında davacılar tarafından aynı tapu kaydına dayanılarak 2/B uygulaması nedeniyle 27088.09 m2 miktar ve tarla niteliğinde Hazine adına tespit gören 101 ada 564 parselle ilgili tespite itiraz edildiği ve davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Dava niteliği itibariyla tapu kaydındaki şerhin iptali davasıdır. Bu tür davalar kural olarak lehine şerh konulan kişi ya da kurumlara karşı açılır. Bu nedenle, davanın Tapu Sicil Müdürlüğüne karşı açılması doğru değildir. Mahkemece, kararın gerekçesinde bu yöne değinilmemekle birlikte, dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmesi yerinde olduğundan sonuç itibarıyla doğru bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 11.03.2008 günü oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu