davası açtığını, mahkemece açılan davanın kabul edildiğini, davanın yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanması nedeniyle taşınmazda baştan itibaren malik olduğunu, taşınmazı da malik sıfatıyla kullanmaya devam ettiğini, mahkeme kararından önce haciz şerhlerinin tapuya işlendiğini ileri sürerek tapu kaydındaki davalılar adına olan 15 adet haciz şerhinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/753 Esas sayılı dosyasında açılan tapu iptal ve tescil davasında, dava konusu 103 ada 3 parsel taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiğini ve hükmün 03.11.2015 tarihinde kesinleştiğini, hüküm verilirken taşınmaz üzerindeki haciz ve şerhlere ilişkin hüküm kurulmadığını belirterek; bu nedenle taşınmazın Hazine adına tescilinin sağlanamadığından tüm şerh ve hacizlerin terkinini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, ... İli Merkez İlçesi .... Köyü 103 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki her türlü haciz, şerh ve takyidatların kaldırılmasına, İİK'nin 28. maddesi gereğince hüküm özetinin Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Mahallesi, 5879 ada, 17 parsel, A Blokta kayıtlı, kat irtifakı kurulu 3- 9- 11- 12 ve 22 nolu bağımsız bölümlerin tapu kaydındaki davalı T8'den kaynaklı şerh ve kısıtlamalar ile birlikte davalı T8 adına aynen taksimi ile tesciline, Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Yenigün Mahallesi, 5879 ada, 17 parsel, A Blokta kayıtlı, kat irtifakı kurulu 16 nolu bağımsız bölümün tapu kaydındaki davalı T8'den kaynaklı şerh ve kısıtlamalardan ari olarak davacı T2 adına aynen taksimi ile tesciline, Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Yenigün Mahallesi, 5879 ada, 17 parsel, A Blokta kayıtlı, kat irtifakı kurulu 10 nolu bağımsız bölümün tapu kaydındaki davalı T8'den kaynaklı şerh ve kısıtlamalardan ari olarak davacı Hüseyin Yıldırım adına aynen taksimi ile tesciline, Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Yenigün Mahallesi, 5879 ada, 17 parsel, A Blokta kayıtlı, kat irtifakı kurulu 17 nolu bağımsız bölümün tapu kaydındaki davalı T8'den kaynaklı şerh ve kısıtlamalardan ari olarak davacı Serkan Yıldırım adına...
Tapu Sicil Tüzüğünün 55/d maddesinde de şerh için kira sözleşmesinin sunulması yeterli görülmüştür. Hemen belirtmek gerekir ki, şerh anlaşması kira sözleşmesinden ayrı düzenlenmiş ise bu sözleşmenin de ibrazı gereklidir. Tüzükte şerh için kişisel hak sahibi ya da kayıt malikinin başvurusu açısından özel bir düzenleme getirilmemiş, kiracıya yetki verilmesi koşulu da aranmamıştır. Ayrıca, Borçlar Kanununun 255 ve parelelindeki 277. maddeleri şerh için şerh anlaşmasını yeterli görmüş, ayrıca yetkilendirme koşulu öngörmemiştir. Somut olayda; davacı 01.01.2009 - 31.12.2009 dönemine ilişkin kira ilişkesinin varlığından söz ederek tapu kaydındaki kira şerhinin usulsüz işlemlere dayanarak tapuya yazıldığını ileri sürmektedir. Terkini istenen kira sözleşmesi şerhine ilişkin sözleşme ise 01.01.2010 başlangıç tarihli ve 5 yıllıktır. Sözleşmenin tarafları ise davacı ve davalı şirket olup kira sözleşmesi ile birlikte şerh anlaşması da yapılmıştır....
Tapu Müdürlüğüne sunarak tapu kaydına şerh edilmesini talep ettiğini, ancak sözleşmenin sehven satış vaadi sözleşmesi olarak şerh edildiğini ileri sürerek tapu kaydındaki "satış vaadi sözleşmesi" şerhinin terkin edilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacı vekilinin sunduğu 24.06.2014 tarihli dilekçede, davalının dava konusu alacakları ödediğini bildirdiği anlaşıldığından davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, davalının başvurusu ile tapu kaydındaki şerhin terkin edildiği anlaşıldığından davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, gerekçede sehven davalının dava konusu alacakları ödediğinden bahisle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 27.08.2012 tarih 2006/1197 sayılı haciz şerhi olması nedeniyle mahkeme kararının infaz ettirilemediğini, davalı ...’un haciz tarihinde bu hissede hak sahibi olmaması nedeniyle haciz şerhinin dayanağının bulunmadığını belirterek dava konusu taşınmazın 3/10 hissesindeki ... İcra Müdürlüğünün 27.08.2012 tarih 2006/1197 sayılı haciz şerhinin terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Türkiye Halk Bankası A.Ş. vekili, dava konusu taşınmaza konulan haciz işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, haczin konulduğu tarihte davalı ...’un dava konusu taşınmazda hak sahibi olmadığına dair tapu kaydında herhangi bir şerhin bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....
Davalı Tapu İdaresi vekili temyiz dilekçesinde; davalı idare, işlemin tarafı değildir, davanın husumetten reddi gereklidir. Hazine'nin hasım olarak gösterilmesi gerekirken tapu idaresinin hasım gösterilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Satış işleminin geçersizliği ileri sürülmüş ise de bu iddia yersizdir. Davacı Banka özenli davranma yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Dava dışı şirket ise vergi borcunun bulunduğunu bildiği halde durumu davacıdan gizlemiştir. Haciz şerhi sonradan değil, derhal işlenmiştir, şeklinde beyanda bulunarak hükmü temyiz etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1009 uncu maddesi uyarınca; "...şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir....
DELİLLER : İddia, savunma, tapu kayıtları , bilirkişi raporu ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, miras payının devri sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil ile tapu kaydındaki haciz ve takyidatların kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı; eldeki davada davalı kardeşinin miras payını satın aldığını ileri sürerek satın aldığı payın tüm haciz ve takyidatlarından arındırılmış şekliyle adına tescilini talep etmiş, davalı ise davayı kabul etmiş olup; mahkemece yazılı şekilde karar verilmiştir....
Nitekim “kişisel hakların şerhi” başlıklı TMK’nin 1009. maddesinde arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer hakların tapu kütüğüne şerh edilebileceği hükme bağlanmıştır. Vaad alacaklısına kişisel bir hak sağlayan satış vaadi sözleşmelerinin TMK’nin 1009. ve Tapu Kanunun 26. maddeleri uyarınca tapu kütüğüne şerh edildiği tarihten sonra taşınmazda ayni hak kazanan kişilere karşı ileri sürülebilme olanağı kazanmaktadır. Çünkü kişisel hakkın tapuya işlenilmesiyle sonradan hak kazanan üçüncü kişiler bu konuda uyarılmış olur. Tapu Kanununun 26. maddesinde “Şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmez ise iş bu şerh tapu müdürü veya memuru tarafından re’sen terkin olunur” hükmüne yer verilmiştir....
Bilindiği üzere, tapu kaydındaki şerhin terkin edilmesi istekli davada pasif davalı sıfatı şerh lehdarına aittir. Bu nedenle tapudaki şerh lehdarı davada yer almadan talep doğrultusunda haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, davacıya süre verilerek haciz lehtarı hakkında da dava açması ve eldeki dava ile birleştirilmesi ve haciz şerhinin kaldırılıp kaldırılmayacağının değerlendirilmesi, dava açılmaması halinde sadece iptal tescile karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Davalıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İstanbul 14....