Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin sonundaki (verilmesine) kelimesinden sonra (Tapu kaydındaki haciz şerhinin, payında şerh bulunan davacı için hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı idareden peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harçlarının istenildiğinde iadesine, 23.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra Müdürlüğünün 2009/4122 Esas sayılı takip dosyası üzerinden 29.09.2009 ve 17.10.2011 tarihli haciz şerhlerinin konulduğu, mahkemece 29.09.2009 tarihli haciz şerhinin terkinine karar verilmesine rağmen 17.10.2011 tarihli haciz şerhinin terkinine karar verilmediği görülmüştür. Öte yandan, tapu kaydına 17.10.2011 ve 12.09.2014 tarihli haciz şerhlerinin işlendiği sırada tapu kaydında dava konu satış vaadi şerhi mevcuttur. Bu durumda mahkemece, taşınmaz maliki tarafından terkini talep edilmediği için tapu sicilinde varolmaya devam eden şerh etkisini devam ettireceğinden ve tapu kaydına bir taraf lehine satış vaadi şerhi işlenerek aleniyet kazandıktan sonra mevcut şerhe rağmen başkaca kısıtlamalar işlenmişse bunlara değer tanınmayacağından, tapunun aleniyet prensibi gereği sonradan konulan şerh sahiplerinin daha önce konulan şerhi gördükleri kabul edileceğinden, dava konusu taşınmazın tapu kaydına, davalı alacaklı ... lehine Kastamonu 3....

      Mahkemece satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istemi kabul edilmiş, şerhin kaldırılmasına ilişkin dava red edilmiş, hükmü dava ile davalılardan kamu alacaklısı hazine temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine özellikle davacının dayanağı 4.12.1998 tarihli biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh verilerek, 3.kişiler bakımından da aleniyet kazandırılmadığına, vergi alacaklısı idarenin, satış vaadi borçlusunun borcu nedeniyle tapu kaydına koydurduğu haciz şerhi, davacıyı da bağlayacağına göre; davacının tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Davada Hazine 3 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydındaki 26.9.2001 günlü haciz şerhinin kaldırılmasını teminen taraf olarak gösterilmiştir. Hazine yönünden davanın müddeabihi 26.9.2001 günlü haciz miktarının dava konusu bağımsız bölümün rayiç bedelini aşmayacak tutarıdır....

        Davaya asli müdahil olarak katılan ... dava konusu taşınmaz kaydına 11.02.2011 tarihli haciz talebinin tapu sicil müdürlüğüne aynı tarihte ulaştığı buna ilişkin tutanaklarının bulunduğunu, haciz şerhinin kaydına işlenmediğini fark eden borçlu malikin davalı eşinden danışıklı açılan boşanma davası ile boşandığı ve bu davada 2.000.000.00 TL maddi 1.000.000.00 TL manevi tazminat ödemeyi kabul ettiği, boşanma ilamı ve icra takibinin kısa sürede kesinleştirilerek 08.03.2010 tarihli haczin kayda işlendiğini bu haczinde danışıklı olup kendi alacaklarını boşa çıkarma amacını taşıdığını ileri sürerek tapu kaydındaki hatalı şerhin düzeltilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı iyi niyetli olduklarını savunarak davaların reddini talep etmiştir. Mahkemece davacı ve asli müdahilin istemi kabul edilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Dava tapu kaydındaki haciz şerhlerinin hatalı yazıldığı iddiasına dayalı düzeltme istemine ilişkindir....

          TOPLANAN DELİLLER: Tapu Kayıtları, müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "... Uyuşmazlık tapu kaydındaki şerhin terkini isteğine ilişkin olduğundan bu davalarda husumetin kural olarak şerh lehtarına yöneltilmesi gerekmekte ise de tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan belirtmenin kimin yararına konulduğu yani lehtarının tespit edilemediği anlaşılmakla Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.09.2013 tarihli 2013/14- 93 Esas, 2013/1364 sayılı ilamında belirlendiği üzere işbu davanın bu kayıtları tutmakla yükümlü tapu müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiği kanaatine varılarak tapu müdürlüğünün davalı olarak yer almasının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 14. HD. 2016/18252 E. 2020/6812 K.)...

          İcra Müdürlüğünün 2004/166 (eski 1999/2159) Esas sayılı dosyasından 25.06.2000 tarih ve 5681 yevmiye sayılı haciz şerhinin işlendiği, 26241 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davacı şirket tarafından 10.08.2011 tarihinde haciz şerhleri ile birlikte ... Eğitim Sağlık Tekstil Gıda ve Tic. A.Ş'den satın alındığı anlaşılmıştır. Tapu kaydındaki dava konusu haciz şerhi, davacının satın alma tarihinden önce mevcuttur. Tapunun aleniyet prensibi gereği ilgililerin taşınmazın tapu kaydındaki şerhleri gördükleri kabul edilir. O halde mahkemece, davacı şirketin dava konusu taşınmazı haciz şerhleri ile yükümlü olarak satın alması nedeniyle davanın reddine karar verilmelidir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

            Haciz şerhinin usulsüz kaydı hallerinde ilgilisinin terkine olur vermemesi durumunda taşınmaz maliki, şerhin terkinini dava edebilir. Ancak, taşınmaz kaydındaki haciz şerhlerinin her zaman yasal prosedürüne göre terkin edilmesi mümkün olmayabilir. Bu hacizi koyan ilgili makamın, taşınmaz malikinin ya da haciz lehtarının ilgisizliğinden kaynaklanabilir. Bu gibi durumlarda tapu kaydında duran haciz şerhi yolsuz kayıt haline gelecektir. Somut olayda da; tapu kaydına işlenen haciz şerhlerinin dayanağı ve akibeti saptanamamış, kimlerin yararına konulduğu belirlenememiş bu nedenle de tapu sicil müdürlüğü tarafından davacının istemi karşılanamamış, sorunun dava yoluyla giderilmesi istenmiştir. Bilindiği gibi, tapu sicil müdürlüğü tapu kayıtlarının düzenli tutulması ile sorumludur. Kayıttaki hatalardan bireylerin hak ve işlem güvenliğini sağlamakla yükümlü olan Devlet sorumludur....

              Tüm bu açıklanan hakların şerhi koşulların bulunması halinde şerh tapu müdürlüğünce konulabileceği gibi hükmen de tapuya yazılabilir....

                Bütün bu açıklamalardan sonra mahkemece yapılması gereken iş, davaya müdahil olarak katılan ...’ın davanın açıldığı tarihten sonra çekişme konusu taşınmazın tescil gerekmeksizin maliki olduğunu gözetmek, davacıya HUMK'nun 186.maddesindeki hangi seçeneği tercih ettiğini sorup saptamak, bunun sonucuna göre gerekirse müdahilin davaya davalı olarak katılmasını sağlamak, davacı tercih hakkını eski malike karşı tazminat davası olarak kullanırsa bu isteğini değerlendirmek, ancak her iki durumda da yukarıda yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesinin sonuçları ile dava konusu taşınmaz tapu kaydındaki ipotek, haciz ve ihtiyati tedbir gibi şerhlerle ilgili açıklamaları dikkate alarak sonucuna uygun bir hüküm kurmak olmalıdır. Mahkemece, özellikle taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiği gözden kaçırılarak davanın yazılı gerekçelerle reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır" gerekçesiyle bozulmuştur....

                  Mahkemece, davada dayanılan 27.03.2000 günlü sözleşme tapuya şerh edilmediğinden dava konusu taşınmaz da cebri icra sonucu satıldığından, şahsi hak sağlayan sözleşmeye dayanılarak tescil talebinde bulunulamayacağından söz edilerek dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Burada öncelikle, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesinin sonuçları, satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz tapu kaydında ipotek, haciz ve ihtiyati tedbir gibi kayıtların bulunmasının sözleşmeye etkisi üzerinde durulması gerekmektedir. Gerçekten, tapu kütüğüne esas itibarıyla mülkiyetin veya sınırlı ayni hakların iktisabına veya bunların kaybedilmelerine ilişkin tesciller yazılır. Geniş anlamda tescil ise kütüğe yazılan her husustur.Nitekim kütük sahifesinde mülkiyet,rehin ve irtifak hakları kolonları dışında bir de “şerh” ve “beyanlar” adı altında iki kolon daha vardır....

                    UYAP Entegrasyonu