Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerçekten, anılan hüküm uyarınca; “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.” Bu tür bir hakkın zemin üzerindeki binanın veya ağaçların yok olması gibi bazı nedenlerle ortadan kalkacağı kuşkusuzdur. Diğer taraftan, Türk Medeni Kanununun 1012. maddesi hükmü gereğince de, kaydın terkini kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına bağlı olarak yapılabilir. Bu husus Tapu Sicil Tüzüğünün 81. maddesinde de "Tapu sicilinde değişiklik, hak sahibinin veya yetkili makamın istemi ya da mahkeme kararına dayalı olarak yapılır." şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda; dava konusu 24 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde, muhdesatın dava dışı ... ve davalı ... ...'ye ait olduğuna dair belirtme bulunmaktadır....

    Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yeralan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma öncesi hüküm altına alınan bedele ilk karar tarihine kadar, bozma sonrası tespit edilen ve karar kesinleştiğinde hak sahibine ödenmesine karar verilen fark bedele kararın kesinleşme tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde bozma öncesi tespit edilmiş olan bedele yönelik faiz hükmü kurulmaması ve fark bedele son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasın ayrı bir bent olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yeralan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının faize ilişkin 4. bendinin çıkartılmasına, yerine kamulaştırma davasının 4 ay içerisinde tamamlanmamış...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, VAKIF ŞERHİNİN TERKİNİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 84 ada 9 parsel sayılı zemini Şehzade Mehmet Vakfından mukataalı taşınmazın miras bırakanı Kariton Modelli adına kayıtlı iken, malikin gaip olması ve 10 yıldan fazla kayyımla idaresi nedeniyle hükmen Hazine adına tescil edildiğini, ancak kendisinin Kariton Modelli'nin tek mirasçısı olduğunun hasımlı veraset ilamı ile belirlendiğini, taşınmaz kaydında mevcut vakfın da sahih vakıflardan olmadığını ileri sürüp, tapunun iptali ile adına tescili ve vakıf şerhinin taviz bedeli ödenmeksizin terkini isteklerinde bulunmuştur. Davalı ... İdaresi vekili, çekişmeli taşınmazın Şehzade Sultan Mehmet Vakfından mukataalı olduğundan, taviz bedeli ödenmedikçe vakıf kaydının terkin edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalı Hazine vekili, davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini beyan etmiştir....

        Ancak; Tapu kaydında davalı ... payı üzerinde bulunan haciz şerhinin bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına, ayrı bir bent olarak (Davalı ... payı üzerinde bulunan haciz şerhinin bedele yansıtılması) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının ...ye irad kaydedilmesine, 05/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.04.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.07.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1571 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 1 no'lu bağımsız bölümün maliki olduğunu, bu taşınmazın adına tescili için ... aleyhine açtığı dava derdest iken ...'ün borcundan dolayı diğer davalı ... ...'ın yaptığı icra takibi sonucu taşınmazın tapu kaydına haciz şerhi işlendiğini ileri sürerek şerhin terkinini istemiştir. Davalı ... ..., davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... ... temyiz etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydında davacıların hisseleri üzerinden vakıf şerhinin silenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 10.02.2014 gün ve 2013/13708 2014/1666 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriği gereği, Dairemizin uyulan 30.05.2014 tarihli bozma ilamının gerekçesinde belirtildiği üzere TMK'nın 1027. maddesi gereğince ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça tapu sicilindeki yanlışlık ancak mahkeme kararı ile düzeltilebilir. Tek taraflı işlemle kayda işlenen şerhin terkini açıklanan nedenle doğrudur. Davalı ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.02.2014 gününde verilen dilekçe ile beyanlar hanesindeki şerhin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki muhdesat şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacılar vekili, dava konusu 513 ada, 2 nolu parselin tapu kütüğündeki beyanlar hanesinde bulunan "üzerine yapılan inşaatın ...'ye ait olduğu" şeklindeki şerhin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılardan ... ve ..., taşınmaz üzerindeki yapının yıkıldığını, daha sonra davacıya sattıklarını bildirmişlerdir. Diğer davalı ... ise, davanın reddini savunmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.03.2011 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın görev yönünden reddine dair verilen 23.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, ... Beldesinde bulunan 3651 parsel C Blok 2 numaralı bağımsız bölüm ile 451 ada 1 parsel ve 1479 parsel sayılı taşınmazların tapu iptali tescil davasına konu iken ihtiyati tedbir şerhinin işlendiğini, tapunun iptal edilerek adlarına tescil edildiğini, kayıtta tedbir kararı bulunmasına rağmen konulan haciz şerhinin terkinini talep etmişlerdir....

                  Ancak; 1) Dava konusu taşınmazın kamulaştırılarak yol haline dönüştürülen ve fen bilirkişi raporunda b harfi ile gösterilen kısmının 4721 sayılı TMK’nun 999. maddesi gereğince yol olarak terkini yerine, davacı idare adına tesciline karar verilmesi, 2) Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının birinci bendindeki (davacı ... adına Tapuya Tesciline) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (4721 sayılı TMK’nun 999. maddesi gereğince yol olarak terkinine) ibaresinin yazılmasına, b) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) ibaresinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine,...

                    Diğer yandan, tapu kaydında yazılı olan vakıf şerhinin silinmesine ilişkin bu tür davalarda vekalet ücretinin dava diğerine bakılmaksızın maktu tayin ve takdiri gerekir. Değinilen yön bir yana bırakılarak dava değeri üzerinden nispi avukatlık ücreti hesaplanması da doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de,düşülen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden hükmün HUMK.nun 438/VII.maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu