Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair .... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ....02.2014 gün ve 92/63 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 154 ada ... parselin ....400 m2'lik bölümüne ilişkin olarak, kendisinin ve sahibi evvellerinin ... yılı aşkın süredir malik sıfatı ile nizasız ve fasılasız zilyetliklerinin bulunduğunu, tapu malikleri ..., ......., ..... ve .....'nün en az 30 sene evvel öldüğünü açıklayarak sözkonusu parselden ....400 m2'lik yerin ifrazen iptaliyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davada dayanılan hukuki sebebin TMK'nun 713/......

    Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 193 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapuda Yani kızı ...(...) adına kayıtlı iken Hazine'nin açtığı dava sonucu tapu malikinin gaipliği nedeniyle taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescil edildiği görülmektedir. Türk Medeni Kanununun 705. maddesi hükmüne göre kural olarak taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Ancak, anılan hükmün 2. fıkrası gereğince miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde mülkiyet tescilden önce kazanılır. Fakat bu gibi durumlarda malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır. Davacı Hazine'nin kayıt maliki sıfatı ile ve mülkiyet hakkına dayanarak kaydın beyanlar hanesindeki vakıf şerhinin kaldırılması istemi tasarruf işlemi niteliği olduğundan bu hakkını kullanabilmesi mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır....

      Satış veya nihai devre ilişkin kararlar İdare tarafından kamuoyuna duyurulmak üzere Resmi Gazetede yayımlattırılır" hükmü mevcut ise de, TMK’nın 705/2 nci maddesi uyarınca mülkiyetin tescilden önce kazanılabilmesi için bu hususun Kanun ile düzenlenmesi gerektiği, bu nedenle dava konusu olayda anılan yönetmelik hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, TMK’nın 732 nci maddesi uyarınca da önalım hakkının payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin kurulmasının yeterli olmadığı, satışın, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanacağı, davacının davaya konu payın davalı adına tescil edildiği 29.11.2016 tarihinden sonra TMK’nın 733/son maddesi uyarınca iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davayı açma hakkının bulunduğu, davacı tarafından süresinde bedelin depo edildiği ve TMK’nın 732 ve devamı maddelerinde düzenlenen önalım hakkından kaynaklı tapu iptali ve tescil koşullarının oluştuğu gerekçesiyle...

        Mahkemece, asıl davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın ise kanıtlanamadığından reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine, birleşen dava ise sahtecilik iddası ile açılan mülkiyetin iadesi yoluyla tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Gerçekten de tapu kaydı incelendiğinde; 29.03.1974 tarih 735 yevmiye nolu işlem ile satış vaadi sözleşmesine konu payın tapuda davacılara devredildiği, Kadastro Mahkemesinin kararının kesinleşmesi ile de aynı payın bu kez hükmen davalı-davacı ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesine konu olan payın aynı zamanda tapudan da devrinin yapıldığı gerekçesi ile davanın konusu kalmadığı gerekçesi ile karar verilmiş ve birleşen davada reddedilmiş ise de, davacıların adına yapılan tescilin dayanağı 03.10.1961 tarihli satış vaadi sözleşmesi ve bu sözleşme ile verilen vekalet yetkisidir....

          Bir başka ifade ile, hukuki el koyma kavramı yerine, daha doğru bir tanımlama ile "taşınmazın kamulaştırılmaması" suretiyle tasarruf hakkının kısıtlanmasına ilişkin davalar, idari yargıda açılacak iptal ve tam yargı davasının konusudur. İmar Kanununun 10. maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin sonunda kamulaştırmama işlemi iptal davasının; idarenin hareketsiz kalması nedeniyle 5 yıllık sürenin bitiminden kamulaştırma tarihine ya da mülkiyetin idareye geçtiği tarihe kadar varsa uğranılan zararın tazmini ise idari yargıda açılan tazminat davasının konusudur. Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL, TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava dışı Milli Gençlik Vakfı aleyhine bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olarak açmış olduğu davada, 8, 9 ve 11 parsel sayılı taşınmazların adına tesciline karar verildiğini, çekişme konusu taşınmazların başka taşınmazla tevhit edilerek 17 parsel numarasını aldığını, ancak sözü edilen vakfın dağıtılmasına ve malvarlığının davalıya devrine karar verildiğini, bu nedenle iptal ve tescile ilişkin kararın infaz edilemediğini ileri sürerek, öncelikle taşanmazların tevhidine ilişkin işlemin iptali ile eski hale getirilmesine ve davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, vakfın dağıtılmasına ilişkin kararın kesinleşmesiyle mülkiyetin vakıflar idaresine geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre iddialar sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir....

              Dava, TMK'nın 713/1. fıkrasındaki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve 2. fıkrasında yer alan, “…maliki 20 yıl önce ölmüş…” hukuki sebeplerine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Somut olayda; Her ne kadar Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; Dosya arasında bulunan tapu kaydının incelenmesinden, davaya konu taşınmazın 3/8 hissesinin... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan ve taraf teşkiline esas alınan veraset ilamı ise, ...'a ait olup, tapu kayıt maliki ile dosya arasında veraset ilamı bulunan ...'ın aynı kişi olup olmadığı konusunda dosyada herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi, bu hususta Mahkemece de herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, re'sen dikkate alınmalıdır. Hal böyle olunca Mahkemece yapılması gereken iş; kayıt maliki... ile dosyaya veraset ilamı ibraz edilen ...'...

                Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk ... Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun çekişmeli 109 ada 124, 107 ada 56, 80 ve 107 ada 82 (ifrazla 107 ada 388) parsel yönünden esastan reddine, 107 ada 57 ve 109 ada 26 parsel yönünden ise kabulü ile kararın kaldırılması ve yeniden inceleme yapılması için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile mümkün olmadığı taktirde mülkiyetin tespiti istemiyle açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.01.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne dair verilen 14.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 29.03.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ...... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

                      UYAP Entegrasyonu