Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliğ, bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunmasıdır. İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği, bu durumda da dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Diğer taraftan, yargı merci ilerince verilen kararlar yöntemine uygun şekilde kesin hüküm niteliğini kazandığında uygulanabilir hale gelirler. Fiili durumda ortaya çıkan güçlükler ve infaza ilişkin sıkıntılar kesinleşen yargı kararları doğrultusunda idarece yeniden yapılacak imar düzenlemeleriyle çözümlenebilir. Ancak bu güçlük ve sıkıntılar gerekçe yapılmak suretiyle yolsuz tescilin korunamayacağı da kuşkusuzdur....

    (E.M.Y. 934 - İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'nın 1023....

      İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet ... kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'nın 1023....

        (E.M.Y. 934 - İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'nın 1023....

          kaydı sonradan gerçek malik adına kaydedilmiş ise de, tapu kütüğünde ve TAKBİS veri sisteminde yapılan bu değişiklikler hukuki sebepten yoksun olduğundan bu işlemlerin de yolsuz tescil hükmünde olduğu, dolayısıyla dava konusu taşınmazın üzerinde yapılan işlemler tümüyle yolsuz olduğundan ve taşınmazın tapu kaydının en son halinde yolsuz nitelikte işlemler bulunduğundan taşınmaz tapu kaydındaki yolsuzluklar giderilebilmesi için mahkemece usulüne uygun bir şekilde kurulan tescil kararı gerektiği, dolayısıyla dava konusu taşınmaz hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı T4 Hasanbeyli ilçesinde tapuda yapılan yolsuz işlemlere konu birçok dava dosyasında davalı olarak ismi geçmekte olduğunu, çok sayıda yolsuz işlemlerde adlarının geçmesinin hayatın olağan akışına aykırı olup tapu kayıtlarının yolsuz hale gelmesinde kusurlarının bulunduğunu, yargılama giderlerinden sayılan ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk...

          Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”, 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır. " düzenlemelerine yer verilmiştir....

            Mahkemece, davacılar tarafından imar uygulamasının iptali için dava açılmadığı, İdare Mahkemesince verilen iptal kararının davacılar yararına uygulanmasının mümkün olmadığı, idari yargı kararlarının sadece ilgilileri bağlayacağı gerekçesiyle, "davanın aktif dava ehliyeti olmaması sebebiyle reddine" karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır....

              Tapu iptal ve tescil davası, bir taşınmazın tapusunun mahkeme kararı ile devrini sağlayan davalardandır. Bir başka deyişle bir taşınmazın tapudaki tescilinin herhangi bir nedenle yolsuz ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile açılan ve yolsuz tescilin iptali ile taşınmazın hukuka uygun şekilde tescilinin talep edildiği dava türüdür. Görüldüğü gibi, tapu iptal ve tescil davası açılabilmesi için ortada öncelikle yolsuz bir tescil bulunması gerekmektedir. Bunun tek istisnası olağanüstü zamanaşımı yoluyla açılan tapu iptal ve tescil talebidir. Yine bir kişiye karşı tapu iptal ve tescil davası açılabilmesi için o kişinin tapuda malik olarak görülmesi gerekmektedir. Davacı tarafından ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Cadde, Dış Kapı No:... ... ada ... parsel ... nolu bağımsız bölümü tapusunun kendisi adına tescili istenmektedir. ... Tapu Müdürlüğünden gelen 08.05.2023 tarihi yazı cevabında ... İlçesinde bulunan ... ... parsel ... nolu bağımsız bölümün bulunmadığı belirtilmiştir....

                Hukuk Dairesi tarafından uyuşmazlık, mahkeme tarafından nitelendirmenin zilyetliğe dayalı olarak Kadastro Mahkemesi kararı ile davalı adına tescil edilen taşınmazda davacıların miras bırakanlarının kadastro öncesi hakkına dayalı olarak tapu iptal ve tescil talebi isteği olduğu, kadastro önceki nedenlere dayalı iptal tescil isteği olarak nitelendirildiği ve kadastro öncesi miras bırakanın zilyetliğine dayalı olarak iptal ve tescil kararı verildiği açıklanarak Yüksek Hukuk Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekirken 16.02.2012 tarih ve 2011/12478 Esas, 2012/1567 Karar sayılı ilamı ile 8. Hukuk Dairesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dosyası görevsizlikle Dairemize gönderilmiştir. Daireler arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının Yüksek Hukuk Başkanlar Kurulunca çözümlenmesi için dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Hukuk Dairesinin 29.03.2011 tarihli ve 2010/1291 Esas, 2011/3617 Karar sayılı bozma ilamına uyularak tapu kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek tapu kayıtlarının dayanıksız hale geldiği ve kaydın yolsuz tescil durumuna düştüğü gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile tapu sicili dayanıksız kalarak yolsuz tescil durumuna düşecektir. Dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastrol parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekir. Somut olaya gelince; kök parselin ihyasına karar vermek gerekirken kök parselden geldiği saptanan taşınmaz parçalarının ayrı ayrı ada ve parsel numaraları ile davacı adına tesciline karar verilmesi doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu