Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-Dava, kooperatif ortaklığına bağlı tapu iptal ve tescil, mümkün olmazsa tazminat, manevi tazminat ve kira alacağı istemlerine ilişkindir. Yapı kooperatiflerinin amacı anasözleşmeye uygun olarak akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri halinde anasözleşmeye uygun oturmaya elverişli bir konut teslim etmektir. Kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortakların tapu iptali ve tescil isteme hakları bulunmamaktadır. Anasözleşme uyarınca akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklar ise kooperatiften ... uygulamaları doğrultusunda tazminat isteyebilirler. Somut olayda, davacının normal ödeme yapan bir ortağa göre ödemelerinin eksik olduğu, bu nedenle tapu iptali tescil talebinde bulunamayacağı açıktır. Bu durumda, aşağıda formüle edilen şekilde tazminat hesabı yapılarak sonuca gidilmelidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.02.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil, olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademedeki istek yine aynı sözleşmeye dayalı tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece kesin hüküm nedeniyle dava reddedilmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir. Mahkemenin 2001/1121 Esasında kayıtlı dava yine 19.01.1989 günlü sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

      HUKUK DAİRESİ Dava, sözleşmeden kaynaklanan tapu iptal tescil olmadığı taktirde tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan niteliğine ve özellikle temyizin kapsamının reddedilen tapu iptal ve tescil talebine de yönelik olduğunun anlaşılmasına göre hükmü temyizen inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin görevsizlik ilamı ile Dairemize gönderilmiş olduğundan, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21. maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 10/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Birleşen davada; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu Yalova İli, Çınarcık İlçesi, Ortaburun Köyü 107 ada 69 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında verilen kararın kesinleşmesi sonrasında taşınmazın tapu kaydının iptal edilmesi nedeniyle davacının uğradığı zarardan TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'nin sorumlu olduğunu belirterek 36.243,00 TL maddi tazminatın tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, tazminat şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemiyle değerlendirme yapılarak gerçek değer belirlenmelidir....

        saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL maddi zararın tapu iptal karırının kesinleşme tarihiden itibaren yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptal - tescil, tazminat davasında, yerel mahkemece davanın kısmen kabul- kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, miras yolu ile intikal eden taşınmazların satışı için uzaktan akrabası olan davalı ...'in yönlendirmesi ile dava dışı 585 ve 329 parseller ile dava konusu 624 parsel sayılı taşınmazın satışı için davalı ... ve dava dışı kişilere.... Noterliğinin 28/06/2012 tarih 13320 yevmiye nolu vekaletnamesini verdiğini, davalı ...'...

          Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir....

            Davalı ..., çekişme konusu taşınmazların değerini ödeyerek satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, tapu devrinin daha sonra yapıldığını, diğer davalı ile davacılar arasındaki iç ilişkiyi bilmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Tazminat isteği bakımından davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece, "...Borçlar Kanununun 37. ve 398. maddelerinde öngörülen unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması, ondan sonra önce iptal ve tescil konusundaki isteğin gözetilmesi, iptal ve tescilin mümkün görülmemesi halinde davalı ...'in, hükmü temyiz etmediği nazara alınarak, usulü kazanılmış hak hükümleri de dikkate alınmak suretiyle, tazminat talebinin sonuca bağlanması " gereğine değinilerek bozulmuş, Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonucunda tazminat isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili ve davalı ... vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'...

              Sahte vekaletname kullanılmak suretiyle yapılan satışta ilk el davalı ...’ a yapılan işlemin, sicilin dayanağını teşkil eden belgenin sahte olması nedeniyle, yolsuz tescil niteliğini taşımakla geçersiz olup, bu şekilde oluşan sicil kaydı 4721 sayılı TMK'nın 1025. maddesinde düzenlenen yolsuz tescil niteliğindedir. Ne var ki sonraki malikler için TMK m.1023 anlamında iyiniyetten yararlanacakları da sabittir. Tapu iptal ve tescil talebinin, sonraki kayıt maliklerinin iyiniyetli olması sebebiyle reddi kararı dosya içeriğine göre doğrudur. Ancak, davacı dava dilekçesinde tapu iptal ve tescil talebinin yanında terditli olarak tazminat talebinde de bulunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu