Mali müşavir bilirkişi tarafından tanzim edilen ... tarihli bilirkişi raporunda özetle; takip tarihi itibariyle davalının davacıya takibe konu faturalardan kaynaklı ...-TL borcunun olduğunun ve bu borç için 6183 sayılı kanun hükümlerine göre hesaplanan gecikme bedeli ve gecikme bedeli KDV toplamının ...-TL olduğu, asıl borç ve gecikme bedeli toplamının ...-TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ... tarih ...-......
Dava dilekçesi, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporları, abonelik sözleşmesi, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ... kullanılmak üzere elektrik abonelik sözleşmesi imzalandığı, davalının ... yılı ...dönem ( ... ) ayına ait faturayı ödememesi üzerine hakkında icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere borç taksitlendirildiği halde taksitlerin hiçbirinin ödenmediği, son ödeme ve takip tarihi itibariyle işlemiş faiz ve KDV hesaplamasının yapıldığı, bilirkişi raporunun hükme esas alamaya elverişli ve üst mahkemenin denetimine uygun olduğu görülmekle rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne ayrıca alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının Antalya ... İcra Müdürlüğünün ... E....
Dava, elektrik aboneliğine ilişkin fatura bedeline dayalı tahakkuk bakımından itirazın iptali istemine ilişkindir. Elektrik sözleşmesini imzalayan ve daha sonra aboneliğini iptal ettirmeyen abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, abonenin ölümünden sonra murise ait aboneliği sonlandırmayan veya mirası reddetmemiş olan mirasçılar da murise ait aboneliğe ilişkin fatura borçlarından sorumludur....
Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre, abone sözleşmesi ve taşınmazın kiralandığına dair kira sözleşmesindeki imzaların davalı borçlunun eli mahsulü olmadığı, takibe konu elektriğin davalı tarafından kullanıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının kira sözleşmesiyle başvurması üzerine kimlik fotokopisinin alınarak kendisiyle elektrik abonman sözleşmesi imzalandığını iddia etmiş ve davalıya ait kimlik fotokopisini de sözleşmeyle birlikte dosyaya sunmuştur. Davalı vekili de takibe itirazında müvekkilinin kira sözleşmesi imzaladığını, ancak sonradan vazgeçtiğini bildirmiştir. Elektrik enerjisi bedelinden abone ile birlikte elektriği kullanan da müştereken ve müteselsilen sorumludur....
Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, elektrik faturasından kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgelerin tetkikinden; davacı ile davalı arasında biri 11.05.2012 tarihinde imzalanan 8060349 abone numaralı, diğeri de 12.08.2013 tarihinde imzalanan 70066699 abone numaralı iki abonelik sözleşmesi olduğu, davacı adına 2013/12 döneme ilişkin 765651 sayaç numarası ile 3.776,90 TL fatura düzenlendiği, davacının sayaç numarasının kendisine ait olmadığını belirterek faturadan sorumlu olmadığına ilişkin iş bu davayı açtığı, dosyanın elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin mahallinde inceleme yaparak hazırladığı raporda, davacının 12.05.2012 tarihinde yaptığı sözleşmeden sonra gelen faturalarda belirtilen ... numaralı sayacın davacının bulunduğu binada olmadığı, yapılan borç sorgulamasında daha önceki ... numaralı aboneliğe ait borç bulunmadığı, ... numaralı...
ın müvekkili şirkete abone olduğu tarihten itibaren kullandığı elekirik faturalarının ödenmemesinden kaynaklı olarak 16.06.2020 tarihinde aboneliğinin iptal edildiğini ve hakkında icra takibi açılmıştır. Söz konusu aboneliğin iptalinin hemen ertesi günü 17.06.2020 tarihinde davalı ... aynı adres için abonelik başvuru yaptığını, davalının talebi doğrultusunda müvekkili şirketin iyi niyetli olarak davrandığını ve ... adına abonelik tesis ettiğini, ancak daha sonra müvekkil şirket tarafından harici yapılan saha araştırmasında davalı ile daha önceki abone sahibi ...'ın aynı adreste (... Mah. ... sok no: ...'...) ticari işletmenin hiç değişmediğini ve aynı iş kolunda faaliyetini yürütüğünü ve önceki aboneliğini 01/02/2020 tarihinden itibaren hiçbir fatura borcunu ödemeyerek 2-3-4-5-6 aya ait fatura borçlarının olduğunu, fatura borçlarını ödememek borçtan kurtulmak ve müvekkil kuruma zarar vermek maksadıyla hareket edildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı ... ile davacı şirket arasında ... abone no ve ... sözleşme hesap numaralı Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığı, İşbu sözleşmeye bağlı olarak davalı ticarethanesinde elektrik enerjisi tüketiminde bulunduğu, davalının Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi gereğince üzerine düşen yükümlükleri gereği gibi ifa etmediği, taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde kullanmış olduğu enerji tüketim bedellerini ödemediği, davalıya ait enerji tüketimine ilişkin ödenmeyen fatura bedellerinin toplamı ve gecikme faiziyle birlikte toplam 439,68 TL tutarlı borcun tahsili amacıyla ... ......
Davalının elektrik abone sözleşmesi yapma yükümlülüğü bulunmasına rağmen, abone kaydı olmadan kaçak elektrik kullanması haksız fiil niteliğinde olduğuna göre, meydana gelen zararın, abone sözleşmesine dayalı elektrik kullanan kişilere uygulanan aynı tarifeden değil, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğine göre hesaplanacak kaçak elektrik bedeline hükmedilmesi gerekir.Bu durumda, mahkemece; bilirkişi raporunda hesaplanan kaçak elektrik bedeline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı Şirket tarafından tahakkuk edilen bu bedeller haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup EPDK Yönetmeliğine aykırı tahakkuk eden toplam 397.542,93 TL' nin iptali gerektiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile Öncelike; Güncel kullanılacak elektrik faturalarının ödenmesi koşulu ile teminatsız veya uygun görülecek teminat karşılığında dava sonunu kadar “elektrik enerjisinin kesilmemesine ve dava konusu tahakkuk ettirilen faturalardan kaynaklı borca ilişkin icra takibi başlatılmamasına yönelik tensip ile birlikte ihtiyati tedbir kararının verilmesine; devamında; Müvekkile ait .....nolu aboneliğe düzenlenen .....tarihli .....kodlu fatura ile 397.542,93 TL kaçak tutanağını ve bu tutanağa istinaden yapılan kaçak tahakkukunun iptaline karar verilmek üzere davanın kabulü ile tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir....
A.Ş.’dir) serbest tüketici olan davacı şirketle imzaladığı ikili anlaşma gereği enerji tedarik ettiğini, davacı şirketin abone grubunun tespiti ve abone grubu değişikliği faaliyet gösterdiği bölgedeki görevli dağıtım şirketi olan ...A.Ş. (...) tarafından yapıldığını, Tarife Uygulamalarına ilişkin Usul ve Esasların 3. maddesinin 2. fıkrası ile 8. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacı şirketin abone grubunun tespitini ‘sanayi’ olarak yapan ..., 2017 yılı 10 ve 11. fatura dönemlerinde değişikliğe giderek davacının abone grubunun ‘ticarethane’ olduğunu müvekkili şirkete bildirdiğini, müvekkilinin de Usul ve Esasların 21. maddenin 3. fıkrası kapsamında işlem yaparak ...’ın ticarethane abone grubu üzerinden kendisine fatura ettiği bedelleri davacıya yansıttığını, icra takibi öncesinde davacı tarafından müvekkili şirkete keşide edilen ihtarnameye verilen 27.12.2017 tarih, 12027 sayılı cevapta bu hususlar açıklandığını, mahkemenin gerekçesinin yargılama aşamasında sunulan mevzuat hükümleriyle...