"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği değerden reddedilip, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve pay oranında tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkis ve alacak isteklerine ilişkindir. Asıl davada davacı ..., mirasbırakanı ...........'ın 419 parsel sayılı taşınmazını oğlu ...............'ye, 338 parsel sayılı taşınmazını oğlu Ali'ye satış göstermek suretiyle, 3001 parsel sayılı taşınmazını ise vasiyetname suretiyle eşit paylarla .... ve .....'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ: Tapu iptali ve tescil, muhtesatın tescili ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil, muhtesatın tescili davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 08.03.2012 gün ve 123/33 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteminin gider olmadığından reddine karar verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, dava dilekçesinde ada ve parsel numarası yazılı 11 parça taşınmazın ortak muristen kaldığını, 1952 yılında yapılan taksim sonunda vekil edenlerinin miras bırakanı ...’a kaldığını, vekil edenlerinin taşınmazları aralarında fiilen taksim ederek kullandıklarını, ancak kadastro çalışmaları sırasında 1/2 oranında davalıların miras bırakanı adına tespit edildiğini açıklayarak, tapu kayıtlarının iptaliyle kullanım durumu dikkate alınarak ifrazen ayrı parsel...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil KARAR Yargıtay Başkanlar Kurulunun 09/02/2018 tarihli ve 2018/1 sayılı kararı ile 21/02/2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay'ın Ceza ve Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin bakmakta olduğu, Taşınmaz mallara ilişkin tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi, yıkım(kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesinin Dairemizin görevine girdiğine ilişkin karar verilmiştir. Eldeki dava, kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkin olup, yukarıda yazılı dosyaların devri sırasında gönderildiği ve verilen kararın temyiz incelemesinin 16....
Her ne kadar tespitten önceki zilyetliğe dayalı iddia hak düşürücü süreye uğramış ise de davacı vakıf tarafından kadastro tespitinden sonraki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine de dayanılmış olmakla Mahkemece davanın kadastro sonrası nedene dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak nitelendirilerek Vakıflar Kanunu'nun 12. maddesi de nazara alınarak M.K'nın 713/2 maddesindeki şartların davacı vakıf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmamış ve değerlendirme dışı bırakılmıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. 3. Değerlendirme Somut olayda, dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği 28.03.1994 tarihi ile davanın açıldığı 27.11.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. VI....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, süreden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.11.2013 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilenler vekili Avukat geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir....
Her ne kadar davacı davasını imar yoluyla oluşan ... ada ... parsele yönelik açmış ise de, taşınmazın öncesi ... sayılı kadastro parseli olduğundan bu hali ile dava; tespitten önceki nedene dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescile yöneliktir. Hal böyle olunca; mahkemece, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. Söz konusu hak düşürücü süre dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. 3.3. Değerlendirme Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 02/03/1973 tarihi ile davanın açıldığı 06/12/2017 tarihi arasında 3402 sayılı Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği açık olup, dosya içeriğine, toplanan delillere, Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. VI....
Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak hem tespitten önceki hem de tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmıştır. Taşınmazın tespit sırasında hakkında kadastro tespit tutanağının düzenlenmemiş olması, öncesinde var olan zilyetliği kesmeyeceği gibi gerek Kadastro Kanunu'nda ve gerekse de diğer yasalarımızda, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden tespit öncesi hakka dayanılarak dava açma hakkını süreyle sınırlayan bir düzenleme de bulunmamaktadır. Kadastro tutanağı düzenlenip kesinleşen yerlerde dahi 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen 10 yıllık süre içerisinde dava açılabildiğine ve yasada tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre de öngörülmediğine göre mahkemenin bu yöndeki kabulünde isabet bulunmamaktadır....
Dava bozma sonrası, TMK’nın 713/2. fıkrasında yer alan maliki yirmi yıl önce ölmüş ve tapu kaydının bu nedenle hukuki değerini yitirmesi hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nın 713/1, 2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. TMK.nın 713/2. fıkrasıyla, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15/2. fıkraları karşısında 19.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulama olanağı görülmemektedir....