Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/11/2014 tarih ve 2014/420 esas 2014/466 karar sayılı kararı ile dava konusu 235 m ² yüzölçümlü 1347 parselin tamamının kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığının tespit edildiği ve dava konusu olan gayrimenkulün mevcut tapu kaydının tamamen iptali ile tescil harici bırakılmasına dair hüküm kurulduğunu, buna göre müvekkilinin yukarıda açık sicil bilgileri yazılı gayrimenkulün belirtilen kısmı üzerindeki mülkiyet hakkını mahkemenin kesinleşme kararı itibariyle kaybetmiş olduğunu, müvekkili davacının anılan hükümlerin kesinleştiği tarihler itibariyle her bir parselin iptale konu kısımlarının mülkiyet haklarını kaybetmiş ve bu sebeple yitirdikleri her bir parsellerin tapu iptal ve tescil harici bırakma hükümlerinin kesinleşme tarihleri itibariyle gerçek değerleri tutarında zararlarının doğmuş olduğunu, buna karşın devletin de anılan zarardan dolayı sorumluluğun oluştuğunu beyan ederek 6.431,68 TL nin tapu iptal terkin kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.02.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, bağış nedeniyle tapu iptali ve tescil, ıslah yoluyla Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil, olmazsa tazminat istemlerine ilişkindir. Davalılar, tapu iptali ve tescil davalarının kayıt malikine yöneltilmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuşlardır....
fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL'sinin tapu iptal tescil kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (YHGK'nun 05/03/2003 gün ve 2003/19- 152 E. - 2003/125 K.; 29/09/2010 gün ve 2010/14- 386 E. - 2010/427 K.; 15/12/2010 gün ve 2010/13- 618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle;'' faizin başlangıç tarihi tazminat davasının tarihi değil tapu iptal ve tescil davasının kesinleşme tarihi olan 08.09.2016 tarihi olması gerektiğini; taşınmaz kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından dolayı açılmış ve 3621 sayılı Kıyı Kanunun ve 3402 sayılı Kadastro Yasası ve Türk Medeni Kanunu uyarınca kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden sayıldığı, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan ve 3621 sayılı kanunun 4. Maddesi uyarınca kıyı olarak tanımlanan taşınmazların tapuya tescil olanağı bulunmadığı gibi kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının tespiti ile birlikte öncesinde tapuya kayıtlı bulunan taşınmazlara ait tapu kayıtlarının iptali gerektiğinden bu doğrultuda sonuçlandırılmış bir davadır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan KIYI ların özel mülkiyete konu edilmesi hukuken imkansız ve yok hükmündedir....
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.12.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava ve birleştirilen dava tapu iptal tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ - TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin reddine tazminat isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, davalı ...'ya ... 2. Noterliğinin 04/08/1997 tarihinde adına kayıtlı taşınmazların satışını da içerir şekilde vekaletname verdiğini, ... 2....
DAVA KONUSU : Tazminat (Tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ : Davacılar vekili dava dilekçesi ile; davacıların hissedarı oldukları Samsun İli Tekkeköy İlçesi Karaoğlan Mah. 1382 ada 60 sayılı parselin 7.936,65 m2'lik kısmının tapu kaydının Samsun 2. ASHM'nin 2019/106- 530 E ve K sayılı kararı ile iptal edilerek orman vasfı altında Hazine adına tescil edildiğini, anılan kararın 14/01/2020 tarihinde kesinleştiğini, bu durumun TMK'nun 1007 maddesine aykırı olduğunu ve tazminat gerektirdiğini belirtip fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak sureti ile hak edile tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsilini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Samsun 4....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/371 Esas sayılı dosyasında açtığı tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazların el değiştirmesi nedeniyle seçimlik hakkını eski malike karşı tazminat olarak kullandığını, sonradan tekrar dava açarak iptal ve tescil istemesinin olanaklı olmadığını, hem tazminat hem de iptal ve tescil talebinin mükerrer talep olduğunu, derdestlik nedeni ile davanın reddi gerektiğini, öte yandan taşınmazları iyiniyetle edindiklerini, işlem sırasında taşınmazların davalı olduğuna dair kendilerine bir bilgi verilmediğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, aynı taşınmazlar için açtığı tapu iptali ve tescil davasını 1086 sayılı HUMK'nun 186. ve 6100 sayılı HMK'nun 125. maddeleri uyarınca önceki malike karşı tazminat davasına dönüştüren davacının, artık yeni malike karşı tapu iptali tescil isteğinde bulunamayacağı gerekçesi ile davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....