Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapulu taşınmazların satışı TMK'nun 706, BK'nun 213 (6098 sayılı BK. nun 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmazlar ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil şartı bir ispat şekli olmayıp bir geçerlilik şartıdır. Bu nedenle davacı tarafın dayandığı resmi memur önünde yapılmayan harici satış senedine değer verilemez ve buna dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulamaz. Davacı vekilinin, tapu iptali ve tescile yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan buna ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, Ne var ki, davacı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde hisse bedelinin hüküm altına alınması isteğinde bulunmuşlardır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, gayrimenkul satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

    DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Davacı vekili, müvekkilinin de hissedar olduğu taşınmazda davalıların hissesini noterde yapılan satış vaadiyle aldığını bedelini nakden ve tamamen ödediğinden bahisle satış vaadine konu tapu kayıtlarının 805 ve 385 parsel sayılı taşınmazlardaki davalıların paylarının iptali ile davacının adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde 35.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tapu iptal ve tescil talebinin reddine, alacak yönünden 8.970,93 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermiş, verilen kararı davalılar vekili istinaf etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.05.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 02.09.2002 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademedeki istek ise satış vaadine konu bağımsız bölümün rayiç değerine karşılık fazla haklar saklı kalmak üzere 10.000 TL’nin tahsili istemleriyle açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir....

      Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı,dava dışı üvey annesi ... ile Noterder 12.05.2008 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını,14 gün sonra ...., ın satış vaadine konu edilen taşınmazları 26.05.2008 tarihinde yine Noterden Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalıya sattığını ve tapuya şerh verildiğini,12.05.2008 tarihli garimenkul satış vaadi sözleşmesinin önceki tarihli olduğunu ileri sürerek davalı ile ... arasında yapılan 26.05.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali ile bu sözleşme ile ilgili tapuya verilen şerhin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ,davanın reddini dilemiştir....

          Çünkü, TMK’nun 1024. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanakları yoktur ve yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından hakkı zedelenen üçüncü kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanması mümkündür. ./.. 2011/8265 - 2011/9611 -3- Somut olaya gelince; davada dayanılan 06.08.1984 günlü satış vaadi sözleşmesinin tarafları davacı ile annesi ve kardeşleri olan davalılar ..., ... ve ...'tir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden vaat borçlularının davalılar satış vaadine rağmen 23.12.2004 tarihinde çekişme konusu taşınmazlardan 947, 1556, 1550 parsel sayılı taşınmazları diğer davalı ...'e temlik ettikleri anlaşılmıştır. Davacı, davalı ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.10.1994 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 08.11.2007 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 29.11.2011 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 29.12.1976 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı 47 sayılı parselin satış vaadine konu 2000 m2’sinin ifrazen tescili, olmadığı takdirde paylı tescil istemlerine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"Davacılar ... vs. ile davalı ... arasındaki davadan dolayı Iğdır 2.Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 29.11.2006 gün ve 288-428 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadine dayalı tapu iptali ve tazminat istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.12.2003 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 362 parsel sayılı taşınmazda davalıların miras bırakanı ... ...’un 5/20 payını 09.08.1994 tarihinde Bilal Mehmet Yürekli’ye, onun da 19.07.1995 tarihinde bayii...’e satış vaadi sözleşmeleri ile sattığını, kendisinin 5/20 payın 12.000 metrekarelik kesimini 25.07.1995 günlü satış vaadi sözleşmesi ile...’den satın aldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu