Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...'ın 336 parsel sayılı taşınmazını satış göstermek suretiyle oğlu olan davalı ...'...

    Temyiz Nedenleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebepleri tekrarla, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, yargılama sırasında ıslahla tazminat istemine dönüştürülmüştür. 2. İlgili Hukuk 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” 3. Değerlendirme 1....

      Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitlerinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, tespitten önceki nedenlere dayanılarak tespite karşı dava açılamaz. Sözü edilen süre, hak düşürücü olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda; çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 25.02.1976 tarihinde kesinleşmiş dava ise, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 05.09.2011 tarihinde açılmıştır....

        DELİLLER: İddia, savunma, yapılan keşif, tutanak örneği, tapu kayıt örneği, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, öncelikle kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde TMK'nın 724. maddesi uyarınca temliken tescil istemine dayalı tapu iptali ve tescile ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesine göre; "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. "Zamanın geçmesiyle bir hak ortadan kalkıyorsa buna hak düşürücü süre (sükut-u hak süresi) denir. Yasada öngörülen 10 yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu tartışmasızdır....

        alanın kadastro tespiti sırasında davalı parseli içerisinde bırakıldığı davacının ise bu yerin 60 yıldır zilyetliğinde olup tapusunun iptali gerektiğini savunduğu yani kadastro tespiti ile oluşan ve dava tarihine kadar değişmeyen sınırların hatalı olmasından ötürü eldeki davayı açtığı anlaşılmakla davacının istemi kadastro sonrası oluşan durum değil kadastro öncesi ve kadastro sırasında oluşan sınırların hatalı olduğundan bahisle açılan tapu iptal ve tescil davası olup, taşınmazların ilk tesis tarihinden itibaren sınırlarında bir değişiklik bulunmadığı, esasen davacıların dava konusu ettikleri 3.907,27m²lik alanın davalı parseli içerisinde kalmasına rağmen davalının satın aldığı tarihe kadar herhangi bir ölçüm veya husumet bulunmadığından davacılar tarafından krokilerden anlaşıldığı üzere sürüldüğü ve ekildiği, davacının isteminin kadastro tespitinden önceki nedene dayalı olup hak düşürücü sürenin bu yönden geçmiş olduğu gibi tapulu bir taşınmazın uzun yıllardır kendisi tarafından kullanılması...

        ilişkin işlemin kesinleştiği tarihten itibaren idari yargı yerinde dava açma süresinin de geçtiği, imar uygulamasının iptalinden sonra davanın açılması öngörüldüğü takdirde hak arama yolunun da kapanmış olacağı, tüm bu nedenler ve kadastro tespitinden önceki nedene dayalı olarak dava açılmış bulunması sebebiyle taraflar arasındaki mülkiyete ilişkin bulunan uyuşmazlığın, imar uygulaması iptal ettirilmeden adli yargıda görülme imkanının bulunduğu, aksi halde kadastrodan önceki nedenlere dayalı hakkın özünün ortadan kaldırılmış olacağı, öte yandan dava konusu parselle ilgili Kadastro Mahkemesinin kararının kesinleştiği tarihten, davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin henüz geçmediği, kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı olarak on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan davalarda, sonradan taşınmazın imar görmüş olmasının sonuca etkili görülmediği, Mahkemece, dava konusu imar parsellerinin esası olan 223...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ KARAR Mahkemenin önceki tarihli ret kararı, Dairemizce hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle kadastro öncesi nedene dayalı dava yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davacı tarafın 4721 sayılı TMK' nın 713/2. maddesine dayalı davası yönünden bir karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyularak sözü edilen iddia yönünden karar verilmiş olup, açıklanan hususlara göre eldeki uyuşmazlık, 4721 sayılı TMK' nın 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği olup, temyiz inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin 23.1.2020 tarih 1 sayılı kararı uyarınca Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 17.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Kadastro sırasında 1048 parsel sayıl 546750 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera olarak sınırlandırılmış ve kadastro tutanağının 07.01.1981 tarihinde kesinleşmesi ile özel siciline tescil edilmiş, 12.08.1997 tarihinde ise idari yoldan Hazine adına tapu kaydı oluşturulmuştur. Davacı ..., 25.10.2007 tarihinde, kadastro tespitinden önce oluşmuş tapu kaydına dayanarak dava açmıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kadastro tespitinden sonra Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescili davası sırasında tapu kaydının davalı tarafından davacıya devredileceğine dair yapılan anlaşmaya uyulmaması sebebine dayalı tapu iptal ve tescil davası olup, temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro tespitinden önceki satın almaya dayanarak, kadastro sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...

                  UYAP Entegrasyonu