Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER : İddia, savunma, kadastro tutanak örneği, tapu kayıtları ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

Temyiz Nedenleri Davacı, taşınmazı malik sıfatı ile zilyet ettiğini, kadastro tespitinin hatalı olduğunu, yerel ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi 3.3....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazın zilyedinin davacı ... olduğu hususunun şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacının kullanımında olduğu gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespiti 21.08.1995 yılında kesinleşmiş ve taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı şerhi yazılmamıştır. Kadastro Müdürlüğünün 29.12.2015 tarihli yazı içeriğinden de anlaşıldığı şekilde taşınmaz imar uygulamasına tabi tutulduğundan güncelleme çalışması kapsamına alınmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece, dava konusu taşınmazla ilgili olarak 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi kapsamında yeni bir çalışma yapılmamıştır. Davacı kadastro tespit tarihinden önce taşınmazda zilyet olduğunu ileri sürerek dava açtığına göre kesinleşen kadastro tespitinden önceki nedene dayandığı kuşkusuzdur....

      Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, kadastro öncesi yapılan taksim ve zilyetlik hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere, tutanağın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz....

        de söz konusu eski tapu kayıtları hakkında  tapu iptali ve tescil hükmü kurulamayacağı, davacı tarafın talebi de kadastro öncesi eski tapu kaydının iptali ve tesciline yönelik olduğundan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/4.maddesi gereğince dinlenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 ve 12/4.maddeleri göz önüne alınarak usulden reddine karar verilmiştir. ...

          HUKUK DAİRESİ Çekişmeli 204 ada 14 ve 15 parsel sayılı taşınmazların geldi kaydı olan 204 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 13.04.1990 tarihinde yapılmıştır. Davacılar ... ve ..., 20.05.1991 tarihli taahhütname başlıklı noter senedine dayanarak, çekişmeli taşınmazları paydaşlar arasında fiilen taksim ettiklerini ve bu taksime göre kullandıklarını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Davacılar kadastro tespitinden sonraki nedene dayandıklarına göre bu nitelikteki davayı temyizen inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin 23.1.2020 tarih 1 sayılı kararı ile Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 31.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2022 NUMARASI : 2022/99 2022/418 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Mut 2....

            Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının kadastro tespitinden sonra mirasçılar ile arasında harici miras taksim yapıldığı ve fiili olarak devam ettiğinin açık olduğunu, davanın birden fazla sebep ile açıldığını,mirasçılar arasında fiil taksimin yapılıp yapılmadığı değerlendirilmeden karar verildiğini, davalı ...'ün kabulü hakkında bir karar verilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun; 12/3. Maddesinin ilgili kısımları şöyledir; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” 3....

              Ancak, dava kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olup, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesine göre reddedildiğine ve bu nitelikteki davalarda "zamanaşımı" söz konusu olmayıp, anılan yasal düzenlemedeki süre mahkemece re'sen dikkate alınması gereken "hak düşürücü" süre olduğuna göre, hüküm kısmında "davanın zamanaşımı nedeniyle reddine" şeklinde karar verilmiş olması isabetsiz ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1. bendinde yer alan cümlenin tamamen çıkartılmasına yerine "davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle reddine" sözlerinin yazılmasına ve hükmün açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ancak, dava kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olup 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesine göre reddedildiğine ve bu nitelikteki davalarda "zamanaşımı" söz konusu olmayıp, anılan yasal düzenlemedeki süre mahkemece re'sen dikkate alınması gereken "hak düşürücü" süre olduğuna göre, hüküm kısmında "davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine" şeklinde karar verilmiş olması isabetsiz ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 1. bendinde yer alan cümlenin tamamen çıkartılmasına yerine "davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle reddine" sözlerinin yazılmasına ve hükmün açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu