Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01/08/2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine 25/04/2018 tarihli, 2017/14-1746 Esas, 2018/981 sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11/11/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede davacının maliki olduğu 286 ada 19 parsel numaralı taşınmaz yararına davalıya ait 286 ada 17 parselden geçit tesisi istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....

      Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....

        Somut olayımıza gelince; dosya arasında mevcut tapu kaydına göre davaya konu lehine geçit hakkı istenen Antalya ili, Elmalı ilçesi, Bayındır Mahallesi 450 parsel sayılı taşınmazın tarla niteliği ve 6.600,00 m2 yüzölçümü ile davacı adına tapuda kayıtlı olup kadastro krokisine göre genel yollara cephesinin bulunmadığı mutlak geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen hükümde, Antalya ili, Elmalı ilçesi, Bayındır Mahallesi 447 parsel numaralı taşınmazın bilirkişi raporunda P harfi ile gösterilen kısmı üzerinde geçit hakkı tesisine karar verilmiş ise de 447 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydı getirtilmemiştir. Geçit hakkı tesisine ilişkin davalarda aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilen bütün taşınmaz maliklerinin davada taraf olması gerektiğinden tapu kaydı getirtilerek tapu maliklerinin davada taraf olup olmadıkları denetlenmeksizin anılan parsel yönünden de geçit hakkı tesisine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

        Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yola kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine ''mutlak geçit ihtiyacı'' veya ''geçit yoksunluğu'', ikincisine de ''nispi geçit ihtiyacı'' ya da ''geçit yetersizliği'' denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz, paylı mülkiyete konu ise dava, paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....

          Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir. Bu tür davalarda kesintisizlik ilkesi gereğince kurulacak geçit ile lehine geçit tesis edilen taşınmazdan genel yola ulaşımın kesintisiz olarak sağlanması gereklidir. Somut olayda davacı tarafa Rize ili, Güneysu ilçesi, Çamlıca köyü, 112 ada, 62, 64 ve 65 parsel lehine geçit hakkı kurulmuş ise de, fen bilirkişisinin raporunda "C" ve "D" harfi ile gösterilen alanlardan geçit hakkı kurulmadan geçit 162 ada 63 parselde bırakılmıştır. Bu durumda geçit hakkının kesintisiz olarak yola kadar ulaştığının kabulü mümkün değildir. Mahkemece bu yön gözetilmeden kesintisizlik ilkesine aykırı olacak biçimde geçit hakkı kurulması usul ve yasaya uygun değildir. "...Tescil harici bırakılmış bir kısımdan geçit hakkı tesisi mümkün değildir..." (Yargıtay 7....

          Somut olaya gelince; mahkemece, davacıya ait (eski 138) 105 ada 130 parsel sayılı taşınmaz lehine (eski 135 parsel) 105 ada 7 parsel ve (eski 184 parsel) 105 ada 129 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurularak; daha önce 136 parsel lehine 133 ve 134 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı tesis edilmiş olan alana bağlandığı, lehine geçit hakkı kurulan taşınmazın kesintisiz olarak genel yola ulaşacak şekilde geçit tesis edilmediği, kesintisizlik ilkesinin gözetilmediği anlaşılmaktadır....

            Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu" , ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı " ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

              Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

              Fıkrası uyarınca miktar ve değeri itibariyle kesin olan kararlar, taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin kararlardır. Eldeki davada taşınmazın aynı dava edildiğinden, yasanın miktar veya değer itibariyle uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin temyiz talebinin reddine ilişkin 11.01.2011 tarihli kararının bozularak kaldırılmasına karar verildikten sonra, davalının çekişmenin esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dava, geçit hakkı tesisi isteğine ilişkindir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....

                UYAP Entegrasyonu