İstinaf eden tarafın sıfatı dikkate alınarak yapılan incelemede; davacıların da hissedarı olduğu davaya konu taşınmazın tapu kaydının bir kısmının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği, her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu, (bakz. Y. 20....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/256 E. 2014/388 karar sayılı kararın incelenmesinde; davacı T4 tarafından iş bu dosyanın davacıları aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Karacabey İlçesi, Boğazköy mah. 348 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verildiği, kararın 17/02/2016 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....
İMAR KANUNU [ Madde 18 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki “ “tapu iptal ve tescil” ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziosmanpaşa 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.7.2005 gün ve 227-510 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 5.6.2007 gün ve 3127-3552 sayılı ilamı ile; (... Davacılar vekili, mülkiyeti vekil edenlerine ait taşınmazların imar uygulanması sonucu 4552 ada 4 parsel numarasıyla davalılar adına tapuya tescil edildiğini açıklayarak tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Belediye vekili, dava konusu parselin oluşumuna esas olan idari işlem iptal edilmeden iptal ve tescile karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı gerçek kişiler yargılama oturumlarına katılmamışlardır....
Mahallesi, 152 ada 7 parsel numaralı taşınmazın, davalı ... adına kayıtlı olan ... hissesinin satın alınmasına ilişkin 25/09/2014 tarihli 7524 yevmiye numaralı tapu kaydının iptali ile iptal edilen hissenin feragat edenler dışındaki davacılar adına tesciline, ... İli ... İlçesi, ... Mahallesi, 152 ada 7 parsel numaralı taşınmazın, davalı ... adına kayıtlı olan ... hissesinin satın alınmasına ilişkin 28/11/2014 tarihli 9218 yevmiye numaralı tapu kaydının iptali ile iptal edilen hissenin feragat edenler dışındaki davacılar adına tesciline, ... İli ... İlçesi, ... Mahallesi, 152 ada 7 parsel numaralı taşınmazın, davalı ... adına kayıtlı olan ... hissesinin satın alınmasına ilişkin 03/02/2015 tarihli 802 yevmiye numaralı tapu kaydının iptali ile iptal edilen hissenin feragat edenler dışındaki davacılar adına tesciline, ... İli ... İlçesi, ......
Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2019/277 E., 2020/64 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava her ne kadar 154 ada 1 parsel arsa vasfındaki taşınmaz ile 154 ada 8 parsel orman vasfındaki taşınmaz hakkında ise de davacılar davalarını 154 ada 1 parsel yönünden tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedel iadesi, 154 ada 8 orman parseli yönünden ise tapu iptal tescil talebi olmaksızın sadece orman parseli olan bu taşınmazı kendilerine satan ...'e ödedikleri bedelin iadesi davası olarak açmışlardır Dolayısıyla eldeki davanın ; orman parseli olan 154 ada 8 parsel yönünden orman araştırması gerektiren , Hazine ve Orman İdaresinin dahil olduğu bir tapu iptal tescil davası olmayıp sadece bedel iadesine, 154 ada 1 parsel ise şahıslar arasında açılmış adi yazılı satış sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde bedel iadesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile toplam 124.708,67-TL tazminat bedelinin yasal faiziyle ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir. Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu Yalova 1....
Mahallesi 1714 ada 8 parselin tamamının, 1714 ada 9 parselin 226,13 metrekarelik kısmı ile 1714 ada parselin ise 114 metrekarelik bölümünün kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kalması nedeniyle tapu kayıtlarının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 2011/95-211 sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine davacı tarafından tazminat istemli işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davalı Hazine harçtan bağışık olduğundan harç alınmamasına, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R – Dava, davalıların miras bırakanları adına kayıtlı taşınmazın bir bölümünün kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasıdır. Asliye Hukuk Mahkemesince; dava devam ederken çekişmeli taşınmaz hakkında 3402 sayılı yasanın 22-A maddesi uyarınca davalı olarak tutanak düzenlendiğinden kadastro mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Kadastro Mahkemesi ise; davanın mülkiyete ilişkin tapu iptal ve tescil davası olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Davalılar vekili, çekişmeli taşınmazların vekil edenlerinin kök mirasbırakanları adına kayıtlı olduğunu, taraf tapu kayıtlarının aynı sınır ve miktarda olduğunu, ancak davacıların tapularının yolsuz tescil edildiklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ilk hükümle, ortada çifte tapu mevcut olduğu, gerçek kaydın anlaşılabilmesi için tapu iptal davasının açılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1....
Mahkemece, dava konusu taşınmaza ait tüm payların halen davacı üzerinde kayıtlı olduğu, iptal edilecek davalılara ait herhangi bir tasarruf yetkisini içerir tapu kaydı bulunmadığı, tapu iptal ve tescil kararının verildiği mahkeme kararının infazı için yetki talep edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 705. maddesi uyarınca taşınmaz mülkiyeti kural olarak tescille kazanılır. Bu genel kuraldan ayrık olarak, anılan maddenin ikinci fıkrası gereğince; "Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olması şartına bağlıdır"....