"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Asıl dava; gaiplik, tapu iptal ve tescil, karşı dava (birleşen dava); şahsi hakka dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, birleşen dava davacısı temyiz etmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 02.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL,ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Asıl dava zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil, birleşen dava elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın reddine karar verilmiş, asıl davanın davacıları tapu iptal ve tescil yönünden temyiz etmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 8.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 04.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, tapu iptal tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkin olup, mahkemece tapu iptal ve tescil isteğinin reddine tenkis isteğinin kabulüne karar verildiği; kararın davalı Celil Borazan mirasçıları tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 16.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 11.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL VE TESCİL -KARAR- Dava genel kadastro ile oluşan, tapu kaydına dayalı olarak kadastrodan önceki nedenlerle açılan ve Asliye Hukuk Mahkemesince karara bağlanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. 27.1.1998 tarih 5-698 sayılı Başkanlar Kurulu Kararı ile bu tür davalarda verilen kararlara yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi 3.2.1998 tarihinden itibaren kadastro dairelerine verilmiştir. Hal böyle olunca dosyanın ilgisi yönünden Yüksek 7.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 31.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptal ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm kadastro öncesi tapu kayıtlarına dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, ...Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı kararı gereğince inceleme görevi ...7. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli ... 7. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.10.2011 (Pzt.)...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/680 E. 2015/485 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacısı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Çiftlikköy İlçesi, Gacık köyü, 186 ada 79 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile yeniden tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 25/05/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....
Somut olayda; dava konusu taşınmazın ıslah imar uygulaması sonucu oluştuğu, ancak bu uygulamanın idari yargı yerinde iptal edildiği ileri sürülerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunulmuştur. Dava dilekçesinde, idari işlemin iptali yönünde talep bulunmadığı gibi, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilip, kararın kesinleştiği açıkça belirtilmektedir. O halde, dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davanın sicile yönelik olduğu ve mülkiyet hakkından kaynaklandığı açık olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği kuşkusuzdur. Bu durumda eldeki tapu iptali ve tescil davasının Adli Yargıda görülmesi ve çözüme kavuşturulması gerekir. Öte yandan; kesin hükümden söz edilebilmesi için, tarafların, hukuki sebebin ve konunun aynı olması zorunludur....
Bundan başka, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Zira, kesinleşen kadastro işlemi sonrasında, bu işlem esas alınarak tapu sicili oluşturulmaktadır. Bu itibarla, tapu sicili kavramı geniş anlamda kadastro işlemlerini de kapsamaktadır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında Mahkemece tapu kaydınn iptali sebebiyle davacıların oluşan zararından Hazinenin sorumlu olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamadığından Hazinenin bu yöndeki temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır. Tapusu iptal edilen taşınmazların arazi niteliğinde oldukları hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi olan 2014 yılı resmî rakamları esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulması doğru değildir....
Bu itibarla, tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin malvarlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tespit edilebileceği miktar olmalıdır....