Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın dosyadaki müfettiş raporuna göre eylemli orman olması nedeniyle, 2/B madde uygulamasına konu edilebilecek yer olmadığı ve eylemli orman alanları ile çevrili olduğu, taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhten dolayı taşınmazın niteliğini bilen davalıların Medeni Yasanın 1023 (931). maddesinden yararlanamayacağı, orman olan yerler hakkında oluşturlan tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceği, her nasılsa özel mülkiyet olacak şekilde sicil oluşturulmasının yasal dayanağının bulunmadığı ve yolsuz tescil niteliğinde olduğu, [Medeni Yasanın 1025 (933)], 2/B madde uygulama işleminin de mahkemece iptal edildiği, davalılar tarafından koşulları varsa sebepsiz zenginleşme kurallarına dayanarak satış bedelinin sorumlu kişi ya da kuruluşlar tarafından kendilerine ödenmesini isteyebileceği gözönünde bulundurularak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına...

    Büyükşehir Belediyesinin davada taraf olmaması, TMK'nın 713/4. maddesine sözü edilen yasal ve zorunlu ilanların yapılmamış olması ve hükümde Hazine adına tescil edilen taşınmazın niteliğinin belirtilmemiş olması da doğru görülmemiştir....

      Dava konusu taşınmazın 1942 yılı tahdidi içinde kalıp makiye ayrıldığı gerekçesiyle Hazine tarafından açılan tapu iptal tescil davasının reddine ilişkin sözü edilen kesinleşmiş mahkeme kararı, Orman Yönetimi tapu iptal tescil davasında taraf olmadığından ve bu kararla kesinleşmiş orman kadastrosu iptal edilmediğinden Orman Yönetimini bağlamaz. Orman Yönetiminin taraf olmadığı, Hazinenin tapu iptal tescil davasının reddine ilişkin mahkeme kararı karşısında, kesinleşen orman kadastrosu daha güçlü bir delil sayılır. Kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bulunan ve hukuken orman olan taşınmaz hakkında, kadastro yoluyla oluşturulan tapu kaydı yolsuz tescil niteliğindedir. Medeni Yasa mülkiyet hakkının doğumunu nedene (illete) bağlı bir hukuksal işlem olarak kabul etmiştir. Medeni Yasanın sistemine göre; tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur....

        Hükmüne uyulan Daire bozma kararında "yöntemince orman tahdit hattının uygulaması ve yapılan uygulama sonucu çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kaldığının saptanması halinde dahi taşınmazın niteliği eylemli orman olması ve bu haliyle devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle zilyetlikle kazanılamayacağının düşünülmesi"ne işaret edilmiş ve mahkemece de bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olduğuna göre, Hazine yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (9.5.1960 Gün.21/9 sayılı YİBK)....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2020 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşınmazın Orman Niteliğinin Çekişmeli Olması Nedeniyle)/Tazminat KARAR : Bodrum 3....

          Dava konusu taşınmazın 1942 yılı tahdidi içinde kalıp makiye ayrıldığı gerekçesiyle Hazine tarafından açılan tapu iptal tescil davasının reddine ilişkin sözü edilen kesinleşmiş mahkeme kararı, Orman Yönetimi tapu iptal tescil davasında taraf olmadığından ve bu kararla kesinleşmiş orman kadastrosu iptal edilmediğinden Orman Yönetimini bağlamaz. Orman Yönetiminin taraf olmadığı, Hazinenin tapu iptal tescil davasının reddine ilişkin mahkeme kararı karşısında, kesinleşen orman kadastrosu daha ... bir delil sayılır. Kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bulunan ve hukuken orman olan taşınmaz hakkında, kadastro yoluyla oluşturulan tapu kaydı yolsuz tescil niteliğindedir. -4- 2008/12354-16061 Medeni Yasa mülkiyet hakkının doğumunu nedene (illete) bağlı bir hukuksal işlem olarak kabul etmiştir. Medeni Yasanın sistemine göre; tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur....

            Ancak kanaatimce; öncelikle orman kadastrosunun yapılıp kesinleştiği yerlerde sonradan tesis (arazi) kadastrosu yapılması ve hukuken orman olduğu kesinleşen bir yerin ikinci kadastro olarak yapılan arazi kadastrosu ile mülkiyeti kazanılamayacağı için makul tazminat miktarı taşınmazın rayiç bedeli değil, bu kayda güvenerek tapu sahibinin imar ve ihya çalışmaları nedeniyle taşınmaza yapmış olduğu masraflar ve katmış olduğu müspet değer miktarında olmalıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi .. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında ... Köyü 103 ada 3 parsel sayılı 2.184,24 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden kargir cami ve arsası niteliği ile ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın idareye ait hizmet binası, lojman ve arsası durumunda iken 1983 yılında toplu koruma sistemine geçilmesi nedeniyle kullanılamadığı, taşınmazın orman niteliği ile hazine adına tapuya tescili, davalı köyün el atmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine yönelik verilen kararın temyizi üzerine bozulmuştur.Hükmüne uyulan Yargıtay 20....

                Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan dere vasfı ile kaydedilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile kadastro bilirkişisinin 03/08/2012 tarihli raporunda (C2) harfi ile gösterilen 1262,99 m²'lik alanın dere niteliğinin iptali ile tarla niteliğiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline; (C1) harfi ile gösterilen 1636,59 m²'lik bölümün ise orman niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili istemine yöneliktir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır....

                  ya da etmeme konusunda inceleme kurulları tarafından hiçbir araştırma yapılmadan, orman sınırlarının düzeltilmesi sonucu 2. maddenin ikinci fıkrası gereğince orman sınırları dışında bırakılması, çekişmeli taşınmazı içine alan ilk orman kadastrosu itirazsız kesinleşmiş olması, dayanılan tapu kaydının, taşınmaz orman sınırları içine alınmadan önce oluşturulması ve yüzölçümü ile geçerli olarak çekişmeli taşınmazı kapsaması, 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasa gereği devletleştirilmemiş olması, 3116 Sayılı Yasanın Muvakkat 1. maddesi ya da başka bir kamulaştırma Yasası gereğince kamulaştırılmamış olması, orman sınırlamasının düzeltilmesi sonucu orman sınırı dışında bırakma işleminin 1744 Sayılı Yasanın yürürlükten kalktığı 1 Ocak 1984 tarihine kadar tamamlanmış olması koşullarının birlikte aranacağı, somut olayda, çekişmeli taşınmazın öncesi orman sayılan yer iken nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, çekişmeli parselin ifraz edildiği...

                    UYAP Entegrasyonu