Çünkü, 1744 Sayılı Yasanın 2/2. maddesinde yazılı “Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine (aynı maddenin birinci fıkrası) uymadığı .... anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi sonucu orman sınırları dışına çıkartılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise, mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder” hükmü, sadece ilk orman kadastrosunun yapıldığı tarihten daha önceki zamanlarda ve öncesi de orman olmayan yerler için oluşturulan tapu kayıtlarına ilişkindir. Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez....
Çünkü, 1744 Sayılı Yasanın 2/2. maddesinde yazılı “Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine (aynı maddenin birinci fıkrası) uymadığı .... anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi sonucu orman sınırları dışına çıkartılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise, mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder” hükmü, sadece ilk orman kadastrosunun yapıldığı tarihten daha önceki zamanlarda ve öncesi de orman olmayan yerler için oluşturulan tapu kayıtlarına ilişkindir. Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez....
taşınmazın eylemli durumu gerek tahsis tarihi gerekse tespit tarihi itibariyle eylemli şekilde orman olup olmadığı, üzerindeki zeytin ağaçlarının adedi ve yaşı ile dağılımı, taşınmazın öncesinden beri tarım arazisi olarak kullanılıp kullanılmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmaza yönelik tahsis kararı bulunmadığı sonucuna varıldığı takdirde davacı Orman Yönetimi tarafından askı ilan süresi içinde 2/B uygulamasına itiraz edilmediği ve böylelikle uygulamanın kesinleştiği gözetilerek davacı Orman Yönetiminin kullanım kadastrosundan veya 6292 Sayılı Yasa gereğince yapılan satış işleminden sonra kesinleşen 2/B uygulamasını dava etme imkanı bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın orman olarak kullanılmak üzere Orman Yönetimine tahsis edildiği veya eylemli orman olarak belirlendiği takdirde 178 Sayılı KHK'nın 13/d ,6292 Sayılı Yasa'nın 5/1 ve 6292 Sayılı Yasa hükümlerine göre davalı gerçek kişi adına satışın ve sonucunda gerçek kişi davalı...
Dairenin bozma kararında özetle; "yörede yapılan makiye ayırma işleminin geçerli olmadığı, taşınmazın öncesinin tapuda kayıtlı Devlet Ormanı olup, kadastro sırasında bu kesinleşen orman kadastro sonucu oluşturulan tapu kaydı revizyon gösterilerek 1100 sayılı parsel olarak tesbit tutanağı düzenlendiği, kişilerin açtığı dava sonucu 1951 yılında yapılan maki işlemine değer verilmeyerek hükmen orman tapu kaydı oluşturulduğu, davalıların tutunduğu tapu kaydının orman parseli içinde ... tevzi yoluyla oluşmuşsa da 4753 Sayılı Yasada ormanların tevzi edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından ... tevzi tapusunun yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu gibi, 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin bir kısım hükümlerinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, iptal edilmeyen hükümlerinin de 5403 Sayılı Yasa ile tamamen yürürlükten kaldırıldığı, öncesi orman olan taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle 1988 yılında Hazine adına orman dışına çıkartılmasının yasaya uygun olduğundan, davanın kabulüne karar verilmesi...
Mahkemece, temyize konu 126 ada 1 - 3, 162 ada 1, 161 ada 4 ve 158 ada 5 parsel sayılı taşınmazların davacıların dayandığı Temmuz 1954 tarih ve 71 sıra sayılı tapu kaydının kapsamında kaldığı gerekçesiyle davacıların davasının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.08.1953 tarih ve 1953/21-19 sayılı tescil ilamı ile oluşan ve tescil krokisi de bulunan tapu kaydının uygulamasını gösteren ve ... Bilirkişi Necdet Bilen tarafından düzenlenen 15.08.2008 tarihli rapor ekindeki kroki ile tescil krokisinin bir birine benzememektedir. Uygulanan tapu kaydının doğusu-batısı ve kuzeyi hendek ve güneyi Kahmiran yolu okumaktadır. Tescil krokisinde de parselleri çevreleyen hendekler ve yol gösterilmiştir. Kadastro paftasında ise tapu kaydında belirtilen hendek ve yolun 162 ada 1 - 2, 126 ada 1 - 2 ve 3 parselleri içine alan bölüm tescil krokisi ile benzeşmektedir....
önceki maliklere devir işleminin yanlış olduğunun tespit edildiği iddiası ile, 14.05.1992 tarihli Orman Bakanlığı oluru ile ancak tamamen yanlış bir gerekçe ile iptal ederek geri alındığını, 1948 yılında yapılan orman tahdidinin Aplikasyon ve 2B çalışmaları 9 no'lu Orman Komisyonunca 20.07.1982 tarihinde ilan edildiği, 19.08.1982 tarihindeki itiraz ile ilgili olarak; itirazların değerlendirilmesine ilişkin 7 günlük kanuni süre sonunda da ilanda değişiklik yapılmadığından ilan edilen Aplikasyon ve 2B çalışmasının kesinleşmesine rağmen; kanuni düzenlemelerin hilafına 1990 yılında, 27 No'lu Orman Kadastro Komisyonunca, 9 No'lu Komisyonu'nun yaptığı aplikasyon ve 2B çalışmasının kesinleştiği gerçeği göz ardı edilerek, ayrıca 1957 yılında tapu sahiplerine kanun gereği iade edilen Sarnıç Çiftliği idare'nin kendi raporuna ve yasaların hilafına 1992 yılında Bakanlık Oluru alınarak idari işlemle iade işleminin iptal edildiğinden bahisle kanuna aykırı ve mükerrer olarak yapılan Aplikasyon ve 2B...
Bölge Adliye Mahkemesince; "Davacılar vekilinin orman niteliği ile Hazine adına tescilli olan 421 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptal edilmesini ve 26/03/2016 tarihinde ilan edilen 2/B uygulamasına itiraz ederek kullanımlarında olan taşınmazlarının orman sınırı dışına dışına çıkartılmasını talep etmiş olduğu, Mahkemece davanın sadece tapu iptali ve tescil davası olarak kabul edilmesinin doğru olmadığını, davacının kadastro öncesi zilyetliğe ilişkin tapu iptal ve tescil talepli davası hakkında hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, orman tahdidi içinde bulunan taşınmazların orman sınırları dışına çıkartılması isteğiyle orman idaresini zorlayıcı nitelikte davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı, hal böyle olunca davacı yanın 26.03.2016 tarihinde ilan edilen orman kadasrosu, aplikasyon ve 2/B uygulamasına itiraz davasının da reddine karar verilmesi gerektiği, bu hatanın yeniden yargılama yapmaya gerek olmadan düzeltilmesinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, 17.04.2006 tarihli dava dilekçesiyle ... Köyü (Mahallesi) 25670 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içerisindeyken, 1989 yılında 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu kesinleşen işlemle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını, taşınmazın orman sınırları içinde olduğu göz önünde bulundurulmadan tapuya tescil edilip daha sonra ifraz edilerek dava konusu parselin davalılar adına tapu kaydı oluşturulduğunun, hukuki dayanaktan yoksun ve yolsuz tescil niteliğindeki davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir....
Çekişmeli taşınmaz, yurdu terkeden kişilerden Hazineye kalan yerlerden olduğundan, 1938 yılında 2510 Sayılı İskan Yasası hükümlerine göre kişi adına tapu kaydı oluşturulmuş, satın alma sonucu davacıya geçmişse de, eski tarihli resmi belgelerin uygulanması sonucu öncesinin orman olduğu, 2510 Sayılı Yasanın 21. maddesinde ormanların dağıtılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından, orman olan taşınmazlar hakkında oluşturulan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğundan yasal değerinin bulunmadığı, orman sınırları dışına çıkartılmış ve çıkartılacak yerlerde zilyetliğe, tapuya ve iskan kayıtlarına değer verileceğine ilişkin 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesindeki hükümler Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K., 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edildiği, iptal edilmeyen hükümlerin de 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı, yolsuz olarak oluşturulan tapu kaydının davacılara hiçbir zaman mülkiyet ... kazandırmayacağı...
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden sonra 07.06.2006 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1981 yılında yapılıp, 04.02.1982 tarihinde kesinleşmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 07/12/2009 gününde oybirliği ile karar verildi....