Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA: Dava 6831 sayılı yasanın 3302 sayılı yasa ile değişik 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkindir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dosya içeriğinden çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde , 3116 sayılı yasaya göre orman tahdidinin 1940 yapılıp kesinleştiği, 1985 yılında 2896 sayılı yasayla değişik 2B uygulaması yapıldığı çekişmeli taşınmazın PVII nosuyla orman sınırları dışına çıkarıldığı, orman idaresi tarafından Beykoz Kadastro mahkemesinin 1989/262 esas sayılı dosyasında çıkarma işleminin iptali davası açıldığı, bu davanın yargılaması devam ederken 1988 yılında 3302 madde 2B uygulamasının yapıldığı ve ilan edilerek 31/09/1988 tarihinde kesinleştiği, davalı olması nedeniyle çekişmeli taşınmazın herhangi bir uygulamaya konu olmadığı, Beykoz Kadastro Mahkemesi' nin 06/12/1989 gün ve 1989/271 sayılı kararıyla PVII nolu 2B parselinin iptal edildiği, bu kararın 2006 yılında 4999 sayılı yasa uygulaması sırasında orman kadastro paftalarına işlendiği anlaşılmaktadır....

Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1996 yılında orman kadastrosu ve 2/B uygulaması yapılmış, dava konusu taşınmazlar orman sınırları içinde bırakılmıştır. Kadastro Mahkemesi, uyuşmazlığın çözümünde kendisini görevli görerek işin esası hakkında hüküm kurmuşsa da çekişmeli yerin kesinleşen ve tapuya tescil edilen orman sınırları içinde kalması nedeniyle kadastro tutanağı düzenlenmediği, 3402 Sayılı Yasanın 22/son maddesi gereğince kesinleşen ve tapuya bağlanan orman parseli içinde olması nedeniyle tapu kütüğüne aynen aktarılması amacı ile ada ve parsel numarası verildiği, bu nedenle 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevli olmadığı (HGK'nun 28.11.2007 gün ve 20-909/891 S.K.) gözönünde bulundurularak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; T.C.D.D.'...

    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1996 yılında orman kadastrosu ve 2/B uygulaması yapılmış, dava konusu taşınmazlar orman sınırları içinde bırakılmıştır. Kadastro Mahkemesi, uyuşmazlığın çözümünde kendisini görevli görerek işin esası hakkında hüküm kurmuşsa da çekişmeli yerin kesinleşen ve tapuya tescil edilen orman sınırları içinde kalması nedeniyle kadastro tutanağı düzenlenmediği, 3402 Sayılı Yasanın 22/son maddesi gereğince kesinleşen ve tapuya bağlanan orman parseli içinde olması nedeniyle tapu kütüğüne aynen aktarılması amacı ile ada ve parsel numarası verildiği, bu nedenle 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevli olmadığı (HGK'nun 28.11.2007 gün ve 20-909/891 S.K.) gözönünde bulundurularak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; ....'...

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken yine kesinleşen 2/B madde uygulaması sonucu kısmen Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir....

        taşınmazın eylemli durumu gerek tahsis tarihi gerekse tespit tarihi itibariyle eylemli şekilde orman olup olmadığı, üzerindeki zeytin ağaçlarının adedi ve yaşı ile dağılımı, taşınmazın öncesinden beri tarım arazisi olarak kullanılıp kullanılmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmaza yönelik tahsis kararı bulunmadığı sonucuna varıldığı takdirde davacı Orman Yönetimi tarafından askı ilan süresi içinde 2/B uygulamasına itiraz edilmediği ve böylelikle uygulamanın kesinleştiği gözetilerek davacı Orman Yönetiminin kullanım kadastrosundan veya 6292 Sayılı Yasa gereğince yapılan satış işleminden sonra kesinleşen 2/B uygulamasını dava etme imkanı bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın orman olarak kullanılmak üzere Orman Yönetimine tahsis edildiği veya eylemli orman olarak belirlendiği takdirde 178 Sayılı KHK'nın 13/d ,6292 Sayılı Yasa'nın 5/1 ve 6292 Sayılı Yasa hükümlerine göre davalı gerçek kişi adına satışın ve sonucunda gerçek kişi davalı...

        Şöyle ki, dava, 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre, orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı Orman Genel Müdürlüğünce açılacak davalarda hasım, hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler ile Çevre ve Orman Bakanlığıdır (Orman ve Su İşleri Bakanlığıdır). Orman Yönetimi ise, sadece Hazineyi taraf göstererek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece de, hak sahibi gerçek veya tüzel kişiler ile Çevre ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığının) davaya katılımı sağlanarak husumetin yaygınlaştırılması gerektiği hususu ve tescil veya tapu iptali ve tescil talebi hakkında kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözardı edilmiştir....

          maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yerin orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemeyeceği ve o yerin mülkiyetinin tapu sahiplerine intikal etmeyeceği, 1744 Sayılı Yasanın 2/6 maddesi gereğince çıkartılan ve 22 Temmuz 1974 tarihli Resmi Gazete Yayınlanarak yürürlüğe giren "Orman Sınırları Dışına Çıkartılacak Yerler Hakkında Tüzüğün"ün 34. maddesinin "Orman Kadastro ekipleri; düzenleyecekleri tutanaklarda orman sayılmaması gerektiği ve tapulu bulunduğu halde, orman sınırları içine alınmış ve sahibi tarafından itiraz edilmediği için orman sayılan yer haline dönüşmüş ve fakat 6831 Sayılı Orman Yasasının değişik 2. maddesine göre orman sınırı dışına çıkarılması gerekli olan yerleri, tapu sahibi kimliğini, tapunun tarih ve numarasını yazmak suretiyle...

            önceki maliklere devir işleminin yanlış olduğunun tespit edildiği iddiası ile, 14.05.1992 tarihli Orman Bakanlığı oluru ile ancak tamamen yanlış bir gerekçe ile iptal ederek geri alındığını, 1948 yılında yapılan orman tahdidinin Aplikasyon ve 2B çalışmaları 9 no'lu Orman Komisyonunca 20.07.1982 tarihinde ilan edildiği, 19.08.1982 tarihindeki itiraz ile ilgili olarak; itirazların değerlendirilmesine ilişkin 7 günlük kanuni süre sonunda da ilanda değişiklik yapılmadığından ilan edilen Aplikasyon ve 2B çalışmasının kesinleşmesine rağmen; kanuni düzenlemelerin hilafına 1990 yılında, 27 No'lu Orman Kadastro Komisyonunca, 9 No'lu Komisyonu'nun yaptığı aplikasyon ve 2B çalışmasının kesinleştiği gerçeği göz ardı edilerek, ayrıca 1957 yılında tapu sahiplerine kanun gereği iade edilen Sarnıç Çiftliği idare'nin kendi raporuna ve yasaların hilafına 1992 yılında Bakanlık Oluru alınarak idari işlemle iade işleminin iptal edildiğinden bahisle kanuna aykırı ve mükerrer olarak yapılan Aplikasyon ve 2B...

            Dairenin bozma kararında özetle; "yörede yapılan makiye ayırma işleminin geçerli olmadığı, taşınmazın öncesinin tapuda kayıtlı Devlet Ormanı olup, kadastro sırasında bu kesinleşen orman kadastro sonucu oluşturulan tapu kaydı revizyon gösterilerek 1100 sayılı parsel olarak tesbit tutanağı düzenlendiği kişilerin açtığı dava sonucu 1951 yılında yapılan maki işlemine değer verilmeyerek hükmen orman tapu kaydı oluşturulduğu, davacıların tutunduğu tapu kaydının orman parseli içinde toprak tevzi yoluyla oluşmuşsa da 4753 Sayılı Yasada ormanların tevzi edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından toprak tevzi tapusunun yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu gibi, 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin bir kısım hükümlerinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, iptal edilmeyen hükümlerinin de 5403 Sayılı Yasa ile tamamen yürürlükten kaldırıldığı, öncesi orman olan taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle 1988 yılında Hazine adına orman dışına çıkartılmasının yasaya uygun olduğundan, davanın kabulüne...

              olması nedeniyle, çekişmeli parsel yönünden Hazineyi bağlamadığı gibi, kesinleşmiş orman kadastro sınırları içindeki taşınmaz için, arazi kadastrosu yada Orman Yönetimi ve Hazinenin taraf olmadığı Tapulama Mahkemesi kararı ile hükmen oluşan tapu kayıtlarının hukuki değerinin bulunmadığı, 2896 ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince, orman rejimi dışına çıkarma işleme sadece Hazine adına yapılacağından, bu tür yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla da edinilemeyeceği, orman ve orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde 2981 ve 3194 Sayılı Yasa uygulaması yapılacağı konusunda hiç bir yasa hükmü bulunmadığı, aksine 3194 Sayılı İmar Yasasının 4. maddesindeki "... diğer özel yasalar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu (imar) yasanın özel yasalara aykırı olmayan hükümleri uygulanır" hükmü ve 2981 Sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik geçici 2. maddesinin (e) bendi hükmünü iptal eden Anayasa Mahkemesinin 27.09.1995 gün ve...

                UYAP Entegrasyonu