Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.02.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal tescil olmadığı takdirde alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptal tescil talebinin reddine alacak talebinin kabulüne dair verilen 03.03.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı SS Konak Konut Yapı Kooperatifi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, yüklenici konumundaki davalı kooperatifin temlik işlemine dayalı tapu iptali tescil, ikinci kademedeki istek ise dava konusu bağımsız bölümün rayiç bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. Davalı kooperatif cevap vermemiş, yargılamalara katılmamıştır. Davaya dahil edilen ... kendisinin de kooperatiften alacaklı olduğunu, davanın reddini savunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile ... (...) ve dahili davalı ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...6. Aile Mahkemesinden verilen 30.12.2010 gün ve 302/1075 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı ... (...) taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde tarafların birlikte çalışmaları ile elde ettikleri gelirlerle edinilen iki parça taşınmazın davalıya ait tapu kayıtlarının iptali ile yarı paylarının davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... ..., davacı ile aralarında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğunu, alımlarda davacının katkısı olmadığını, taşınmazlardan birinin de müşterek çocukları ... adına tapuda kayıtlı bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

      Davalı-karşı davacılar Erdoğan ve arkadaşları vekili, davacının alacakj davasını kabul ettiklerini, ancak davacının da 676 parselin tapu devrini yap madiğini belirterek tapu kaydının iptaliyle müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tarafların kabulü nedeniyle davacının alacak, karşı davacıların iptal ve tescil davalarının kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerini temyiz etmeyeceklerini bildirmeleri sonucu 27.01.1995 tarihinde kesinleşmiş, hüküm yetki yönünden kanun yararına temyiz edilmiştir. Dava alacak, karşı dava ise gayrimenkule dair tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Gayrimenkulun aynına ilişkin davalar HUMK'nın 13. maddesine göre taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkindir ve kesindir. Mahkemece re'sen gözönünde tutulmalıdır. Taraflarca bu husus hakkında yapılan yetki sözleşmesi geçerli olmaz. Dava konusu 676 parsel, Bursa ili, Yıldırım ilçesi, Arabayatağı mevkiinde bulunmaktadır....

        a 10 daire verileceğinin kararlaştırıldığı, mahkeme kararı ile 8 adet bağımsız bölümün tesciline karar verildiği, ... ve ... mirasçıları olan davacıların dava konusu 5. kat 18 no.lu bağımsız bölüm ile 8. kat 31 no.lu bağımsız bölümün tapu iptal tescil istemelerinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacılar ile birleşen Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/188 Esas sayılı dosyasındaki davacıların tapu iptal tescil taleplerinin kabulüne, birleşen Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/330 Esas sayılı dosyasında tapu maliki ... olduğundan davalı ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAHPU İPTALİ VE TESCİL -ALACAK Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Davacılar, mirasbırakan babaları ...'in bankadan temin ettiği kredi ile davaya konu ..., ...., .... Köyü, 122 ada 21 parsel sayılı taşınmazı satın aldığı halde, muvazaalı olarak davalı ikinci eşi adına tescil ettirdiğini, davalının da bu taşınmazı daha sonra dava dışı.... isimli kişiye sattığını, son temlikin muvazaalı olup olmadığını bilmedikleri için tapu iptal ve tescil istemediklerini ileri sürüp taşınmazın gerçek değeri üzerinden miras paylarına karşılık olarak şimdilik 15.000....

            Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Asıl dava; tapu iptal- tescil olmadığı taktirde tenkis ve birleştirilerek görülen dava ise alacak isteğine ilişkin olup mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu 1189 ada, 55 parsel sayılı taşınmazın, ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir çap (mülkiyet durumunu gösterir tapu kaydının) kaydının ve akit tablolarının, özellikle ara malik oldukları anlaşılan mirasbırakanlar ....'nın, anılan taşınmazı ½ payla iktisap etmelerine ilişkin akit tablosunun ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, verilen yanıtın dosya arasına alınması, geri çevirmeyle istenilen kayıtların eksiksiz dosya arasına alınıp-alınmadığı denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mal rejiminden kaynaklı açılan alacak davalarında Aile Mahkemelerinin tapu iptali ve tescil kararı verme yetki ve görevinin bulunmadığı, buna ilişkin davanın ilk önce görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp verilecek tapu iptal ve tescil kararının kesinleşmesi halinde ilgili taşınmazın, mahkeme kararı doğrultusunda davalı eş adına tescil edileceği için mal rejimi tasfiyesine konu olabileceği, görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesinin tapu iptal ve tescil talebini reddetmesi durumunda ise, mal rejiminin tasfiyesi sırasında TMK.nun 225/2. maddesi gereğince taşınmazların sadece satıldığı tarihteki değeri üzerinden tasfiye alacaklarının hesaplanabileceği, buna göre mal rejiminden kaynaklı olan davalarda kanunda sayılan sınırlı haller dışında talep sahibine ayni yönden hak isteminde bulunma yetkisi verilmediği, bu haliyle mal rejimi tasfiye davasını görmekte olan mahkeme tarafından tapu iptal tescil davasının sonucu beklenerek verilecek karara göre yukarıda belirtildiği şekilde tasfiye kararı...

              Mahkemece, tanık beyanlarına itibar ile taşınmazın davalı tarafından zamanında davacıya teslim edilmek istenmesine rağmen davacı yanca teslim alınmaktan kaçınıldığı ve teslim alınmadığı kabul edilerek tapu iptal tescil ve kira kaybı talebi red edilmiş,yalnızca davacı yanca ödenen miktarın iadesi gerektiği kabul edilerek davanın alacak talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 97. maddesinde "Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir" hükmü düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre somut olayda ifa önceliği, daireyi teslim etmek istemesine rağmen davacı yanca alınmadığını savunan davalı taraftadır. Ancak, mahkemece bunun aksine davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil Olmadığı Takdirde Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, alacak isteğinin kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/04/2018 tarih ve 2014/405 Esas 2018/142 Karar sayılı kararı olduğunu, ilam incelendiğinde birleşen dosyalardan birinin tapu iptal davası olduğu ve tapu iptal ve tescil kararı verildiğini, gayrimenkulün aynına ilişkin hüküm kurulduğunu, kesinleşmeden icra takibi yapılamayacağını, hüküm kısmının ilk fıkrasında talebin kısmen kabulü ile 182.850,00 TL nin dava tarihi olan 20/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsil edilerek davacılara ödenmesine, asıl alacak depo edilmekle karar kesinleştiğinde asıl alacağın depo edilen bedelden ödenmesine şeklinde hüküm kurulduğunu, bu miktarın davacı şirket tarafından mahkeme veznesine yatırıldığını, depo edilen bedelden ödenmesine karar verildiğini, bu alacak kalemi için ayrıca icra takibi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, hangi alacak için hangi tarihler arası için faiz talep edildiğini ve hangi alacak için ne miktarda faiz talep edildiği takip talebinde ayrıca belirtilmediğini...

                  UYAP Entegrasyonu