olmadığını gerekçe göstererek taşınmazı diğer davalı babasına devretmesinde ve davalı Kamil'in de bu şekilde devralmasında iyiniyetten bahsedilemez.O halde davalılardan Ceylan'ın taşınmazı diğer davalı babasına satışı işleminin davacının kesinleşen boşanma ve boşanmanın ekleri ile birlikte tanıma ve tenfizi yolu ile elde ettiği mülkiyet-intifa hakkına erişimi engellemeye yönelik kabul edilerek davalılardan Kamil adına olan tapunun iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/42 Esas KARAR NO:2021/348 DAVA:Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti DAVA TARİHİ:20/01/2021 KARAR TARİHİ:22/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı ... ... A.Ş. arasında idare tarafından yapılan ihale neticesinde davacı şirketin davalıya kablo tedariki taahhüdünde bulunduğunu, ... tarafından taahhüt edilen kablo satışının teminatı olmak üzere davacı şirket tarafından kesin ve süresiz teminat mektubu verilmesi hususunda mutabakata varıldığını, bu itibarla ... tarafından, 22/12/2005 tarihli ... Bankası tarafından düzenlenmiş ... seri numaralı 5.190,00-Eski TL miktarlı kesin ve süresiz teminat mektubu, 23/12/2005 tarihli ......
Anılan yasanın (e) bendindeki tanıma göre tüketici: bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan ... veya tüzel kişiyi, (f) bendindeki tanıma göre de satıcı: kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetler kapsamındaki tüketiciye mal sunan ... veya tüzel kişileri ifade eder. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 23.maddesi hükmüne göre de, bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü itilaflara Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerekir. Somut olayda da; davacı tüketici yüklenicinin temlikine dayalı tapu kaydı iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir Tüketici Mahkemesi varsa çekişmenin Tüketici Mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan zorunluluktur....
nın biyolojik babası olmadığını ileri sürerek tanıma işleminin iptaline karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Dava sonradan evlenme yoluyla oluşan soybağına itiraz istemine ilişkindir. Davalı ... 01.12.1994 doğumlu olup 08.08.2011 tarihinde nüfusa tescil edildiği, ...'nun davacının annesi Vilma Keguhi ile 12.06.1962 de evlendiği 12.11.1992 tarihinde boşandığı ve Anna'nın annesi olan Susanna ile 24.07.2000 tarihinde evlendiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. TMK'nın 292. maddesine göre ''Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi halinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olur.'' 293. maddesi ''Eşler, evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirmek zorundadırlar....
KARAR Davacı, davalıdan 31.05.2013 tarihinde noterde düzenlenen resmi satış sözleşmesi ile 122.000,00 TLbedel ödeyerek satın aldığı aracın yasal olmayan yollardan ithal edildiğinden bahisle 14.04.2014 tarihinde emniyet görevlilerince el konulduğunu ve bu nedenle aracın 1 yıl boyunca kullanılamadığını, kullanılamayan döneme ilişkin yararlanma bedelinin hesaplanarak satış bedelinden tenzil edilmesi gerektiğini ileri sürerek satış sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslahla talebini 62.260,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2012/3978 sayılı takip dosyasından takibe koyduğunu, bu senetlerin davalılar ... ve ...’nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla sahte olarak tanzim edildiğini, müvekkilinin herhangi bir alacağının olmadığını ileri sürerek, senetlerin hükümsüzlüğünün tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., ... ve ... vekili, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkilleri ... ile ...’nin davacıya borçlu olduklarını, diğer davalı ...’un ise davalı sıfatının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2023/171 Esas KARAR NO: 2024/402 DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ: 08/03/2023 KARAR TARİHİ: 06/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda GEREKÇE: Mahkememize açılan dava, TTK 447 madde gereğince Genel Kurul Kararının hükümsüzlüğünün tespitine ilişkin olup, davacı taraf 30/12/2013 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısına katılmamasına rağmen katılmış gibi gösterilip yerine imza atıldığını iddia etmiş bu nedenle alınan kararların hükümsüz olduğunun tespiti gerektiğini bildirmiştir.Dava basit yargılamaya tabi olup ancak 1 kez işlemden kaldırılabilir.19/10/2023 tarihli 2.celsede dava işlemden kaldırılmış olup davacı tarafça süresinde yenilenmiştir....
Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.02.2014 tarih ve 2013/235-2014/43 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin MODA LİFE ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalıların kötü niyetli olarak müvekkilinin markasıyla iltibas yaratan ve ayrıca onun tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterine zarar verecek şekilde MODA LİFE ibareli 25. sınıf ürünleri içeren markayı adlarına tescil ettirdiklerini ileri sürerek davalılara ait markanın hükümsüzlüğünün tespiti ile sicilden terkinine ve hükmün ilanına karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davalıların ikametgahının ...'...
"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen davada verilen 17/09/2012 gün ve 2011/178-2012/168 sayılı kararı onayan Daire’nin 26/09/2013 gün ve sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, “” unsurlu markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının “ibaresinin tescili için başvurduğunu, müvekkilinin başvuruya yaptığı itirazın tarafından nihai olarak kısmen reddedildiğini, davalının ibaresinin tescilinin 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesine aykırı bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek, kısmen red kararının iptaline, davalı markası tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünün tespiti ile sicilden...
e temlik ettiğini, bu temlik kapsamında alacağın teminatını teşkil eden ipoteklerin de temlik edildiğini, böylece alacak üzerinde hukuki tasarruf hak ve yetkisi kalmadığını, ipoteğin fekkini de talep edemeyeceğini, ipoteğin temlik/fek işleminin Tapu Sicil Müdürlüğünce gerçekleştirilmemesinde hiçbir sorumlulukları bulunmadığını bildirerek davanın husumetten reddini istemiştir....