ın 21.01.1987 tarihinde anne hanesine evlilik dışı tescil edildiği, 12.08.1987 tarihinde ise dedesinin Sorgun Noterliğince düzenlettirmiş olduğu tanıma senedine istinaden baba hanesine ... soyadı ile tescili yapılmıştır. Tanıma senedine göre ...'in anne hanesindeki kaydının baba hanesine taşınması gerekirken baba hanesine tekrar tescili yapılarak mükerrer kayda sebebiyet verilmiştir. ...'in yaşamını ... kaydı ile sürdürdüğü de dikkate alınarak annesinin hanesindeki mükerrer ... kaydının iptaline karar verilmesi gerekirken, ... ve ...'in aynı kişi olduğunun tespiti ile yetinilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in yapmış olduğu vasiyetnamenin hükümsüzlüğünün tespitine karar verileceği yerde vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; Bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir. (HUMK.md. 138/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın hüküm fıkrasının l. paragrafının sona cümlesindeki “vasiyetnmamenin iptali” kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına yerine “vasiyetnamenin hükümsüzlüğünün tesbitine” kelimelerinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.03.2008...
in olduğu, davalının çocuğu tanımaması üzerine davacı tarafından 07.05.2012 tarihinde nüfusa tescil ettirildiği ve 17.05.2012 tarihinde babalık davası açıldığı, yargılama sırasında 15.06.2012 tarihinde tanıma senedi ile davalı tarafından ...'in tanındığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davalının yargılama sırasında 15.06.2012 tarihinde tanıma senedi ile çocuğu tanıması sonucu davacı tarafından açılan babalık davası konusuz kaldığından bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı gerekçeyle babalık davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davadaki talebin davacı adına tescilli ve koruma altındaki ... markasına yapılan tecavüzün önlenmesi , bu tecavüzün dayanağı da sicilde kayıtlı bir marka olduğundan o tescilin hükümsüzlüğünün tespiti ve terkini talebine ilişkin olduğunu, davacının sınai mülkiyet hakkı sahibi olduğunu, bu anlamda davalı markasının tescilli olup olmadığının önemi olmadığını, tecavüzün önlenmesi ve hükümsüzlüğünün tespiti talep edilen marka veya sahibinin hakkına dayanılmadığını, sınai mülkiyet hakkı sahibi olan davacının bu hakka dayanarak açtığı davada 3. kişi olarak kabulünün yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalının markasının da tescilli olmasının, davacıyı 3. kişi yapmayacağını, talebin niteliği itibariyle davaya bakmaya yetkili mahkemenin SMK.nun 156/3 maddesi uyarınca davacının yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, mahkemenin bu maddeyi yanlış yorumlayarak verdiği yetkisizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın...
de iptali gerektiğini beyan ederek davalı ... üzerinde bulunan müvekkillerine ait hisseleri ve şirket adına kayıtlı ----Cadddesi--- pafta, 465 Ada, 4 Parselde kayıtlı hakkında ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve ilgili kurumlara tebliğine, sahte imzalarla yapılan genel kurul kararı neticesinde davalı kurum tarafından yapılan Vergi Numarası---- , mersis numarası----- olan------pay devri tescil işleminin iptaline, sahte imzalarla alınan genel kurul kararının ve pay devir sözleşmesinin butlanına ve hükümsüzlüğünün tespitine, müvekkillerine ait hisselerin devrine yönelik sicil kaydının iptali ile ------ sicil nolu) kaydının önceki şekilde hisselerinin aynen tesciline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İptal davalarında davanın sabit olması halinde, dava konusu tasarruf işleminin alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek sözkonusu işlemin "hükümsüzlüğünün tespitine" karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de bu yanılgının giderilmesi 6100 sayıl HMK'nun geçici 3/2.maddesi göstermesiyle HUMK'nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarıın kabulü ile hüküm fıkrasının "numaralı bendindeki "..yönelik işlemin.." ibaresinden sonra gelen "...hüküm sürdüğünün tespitine" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine"..takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olacak şekilde iptaline" cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'...
Noterliği'nde yevmiye defterine kayıt yapan görevlinin tanık sıfatıyla dinlenilerek yevmiye defterindeki hatanın sebebinin araştırılması, katılanın kimlik bilgilerini kullanan meçhul kişi hakkında yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma bulunup bulunmadığının ve katılana ait taşınmazların sahte vekaletname ile satılmasına ilişkin ...paşa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2012/32505 numaralı soruşturma akıbetinin araştırılarak dava açıldığının tespiti halinde dosyaların getirtilip incelenmesi ve olanaklı ise birleştirilmeleri, birleştirilememeleri halinde bu dosyayı ilgilendiren delillerinin onaylı bir örneği alınıp dosya arasına konulması, ayrıca eyleme konu vekaletnamede fotoğrafı bulunan kişinin yerel emniyet müdürlüğü ile Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarından yüz tanıma sistemi kullanılarak tespiti, hakkında soruşturma dosyası olup olmadığı araştırılarak sanığın bu kişilerle iştirak halinde hareket edip etmediğinin ve sahtecilik kastı bulunup bulunmadığının tespiti ile sonucuna göre sanığın...
Söz konusu karar icrai mahiyette olup TTK'nın 329/4. maddesi uyarınca yönetim kurulu toplantısının çağrısız yapılması halinde önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yaplması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartı olarak sayıldığından eldeki dosyada üye salt çoğunluğu ile karar alınmasına rağmen önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmasına dair geçerlilik koşulu yerine getirilmediğinden alınan kararların hükümsüzlüğünün tespitine dair verilen karar doğrudur. Dava konusu yönetim kurulu kararının 8 nolu bendi yönünden verilen kabul kararı onanması gerekip, davacılar vekilinin dava konusu yönetim kurulu kararının 8 nolu bendine ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 19.11.2014 gün 2014/10686 Esas 2014/17891 Karar sayılı yönetim kurulu kararının 8 nolu bendi yönünden bozma kararı kaldırılarak yönetim kurulu kararının 8 nolu bendinin hükümsüzlüğünün tespitine dair verilen kararın onanması gerekmiştir....
Noterliği'nin 11/10/1999 tarih ve 31032 yevmiye no'lu tanıma senedi ile çocuğu tanıdığını, davalı Emine'nin gerçek durumu yıllarca davacıdan gizlediğini, davalının küçük Şevval'in kendisinden olmadığını 2017 yılı haziran ayında öğrendiğini beyanla, davacı ile T6 arasındaki tanıma işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T3 vekili, cevap dilekçesinde özetle; Şevval'in davalı Emine'nin ilk evliliğinden olma çocuğu olduğunu, davalının dini nikahtan önce davacıya çocuğu kabul etmesi halinde onunla evleneceğini beyan ettiğini, davacının çocuğu kabul ettiğini ve dini nikahtan üç ay sonra çocuğu tanıdığını, davacının çocuğun kendisinden olmadığını 2017 yılında öğrenmediğini, öncesinde de bildiğini ve hak düşürücü sürenin dolduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T6, davaya cevabında özetle; davacının kendisinin biyolojik babası olmadığını öncesinde de bildiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkememizdeki davada tanıma/tenfiz talep eden ise ----- Davalı ise iflas davasına dahli olmayan ---- kendisinin ---- yapılan yargılamaya katılmadığı ve savunma haklarını kullanmadığını iddia etmektedir. Tanıma ve tenfizi istenen iflas kararının ---- başka bir alacaklısının talebi üzerine ---- hukukuna göre yapılan bir çekişmesiz yargılama sonucunda verilmiştir. Bu nedenle davalı ---- şirketi bu yargılamaya katılmamıştır. Bu bakımdan, işbu tanıma ve tenfiz davasındaki davalı----- katılmadığı bir davada verilen hakka uymak yükümlülüğü olmadığından davamız açısından davalının pasif husumet ehliyetinin olmadığı tartışmasızdır....