DAVA TÜRÜ : Tanıma beyanının tespiti DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 23.11.2015 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, babalığın tanınması isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 27.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA KONUSU : Tanıma Ve Tenfiz|Babalık (Tanıma Beyanının Tespiti) KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Şebinkarahisar ilçesi Uğurca köyü nüfusuna kayıtlı bulunduğunu, Davalı T2 eşi ve Elif ise evlilik dışı doğan çocuğu olduğunu, eşi Havva davalı T5 ile kayden evli olmasına rağmen eşi ile yaşadığı geçimsizlik nedeniyle ayrıldığını, ayrı yaşamaya başladığını ve bu arada kendisi ile gayri resmi evlendiğini bu evliliklerinden 26/01/2015 doğumlu, T.C....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın hükmen tanıma davası olduğu, davacının çocukla arasında soybağı kurulmasını talep ettiği ve dava derdest iken Nüfus Müdürlüğüne müracaat ile çocuğu tanıdığı anlaşılmakla yargılama yapılmasına gerek olmaması ve talep edilen hususun nüfus müdürlüğüne tanıma ile gerçekleştiği, esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, davanın hükmen tanımaya ilişkin olması ve bu tür davalarda Aile Bakanlığının davalı olarak gösterilmesinin gerek olmadığı, bu tür davada Aile Bakanlığının davaya ilişkin bir husumeti bulunmadığı, çocuk ile ilgili tedbirler alınacağı yahut evlatlık ilişkisi kurulacağı zaman anne ve babasının rızasının/görüşünün alındığı, davalı ......
Olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme hakime ait olduğundan; davacının aile mahkemesine yönelik dava dilekçesindeki bu talebinin aynı zamanda tanıma istemini de içerdiği kabul edilmelidir. Türk Medeni Kanununu'nun 296/1. maddesinde mahkemeye yapılan tanıma beyanının babanın ve çocuğun kayıtlı olduğu nüfus memurluğuna bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. O halde mahkemece kanundaki tanıma koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığı da değerlendirilip, tanıma konusunda bir işlem gerçekleştirilmeden (HMK m.295,296), yazılı şekilde hüküm kurulması da usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.), (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.03.2017(Salı)...
Çocuk ile baba arasındaki soybağı, ana ile evlilik, tanıma ya da hakim hükmüyle kurulabilmektedir. (TMK m.282/2). Davacı ile davaya konu küçük Cemre Gürdap arasında açıklanan şekillerde bir soybağı ilişkisinin kurulmadığı anlaşılmaktadır. Tanıma, babanın aile mahkemesine yazılı başvurusu ile de yapılabilir (TMK m.295/1). Olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme hakime ait olduğundan; davacının aile mahkemesine yönelik dava dilekçesindeki bu talebinin aynı zamanda tanıma istemini de içerdiği kabul edilmelidir. Türk Medeni Kanununu'nun 296/1. maddesinde mahkemeye yapılan tanıma beyanının babanın ve çocuğun kayıtlı olduğu nüfus memurluğuna bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. O halde mahkemece kanundaki tanıma koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığı da değerlendirilip, tanıma konusunda bir işlem gerçekleştirilmeden (HMK m.295,296), yazılı şekilde hüküm kurulması da usul ve kanuna aykırıdır....
Çocuk ile baba arasındaki soybağı, ana ile evlilik, tanıma ya da hakim hükmüyle kurulabilmektedir. (TMK m.282/2). Davacı ile davaya konu küçük Cemre Gürdap arasında açıklanan şekillerde bir soybağı ilişkisinin kurulmadığı anlaşılmaktadır. Tanıma, babanın aile mahkemesine yazılı başvurusu ile de yapılabilir (TMK m.295/1). Olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme hakime ait olduğundan; davacının aile mahkemesine yönelik dava dilekçesindeki bu talebinin aynı zamanda tanıma istemini de içerdiği kabul edilmelidir. Türk Medeni Kanununu'nun 296/1. maddesinde mahkemeye yapılan tanıma beyanının babanın ve çocuğun kayıtlı olduğu nüfus memurluğuna bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. O halde mahkemece kanundaki tanıma koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığı da değerlendirilip, tanıma konusunda bir işlem gerçekleştirilmeden (HMK m.295,296), yazılı şekilde hüküm kurulması da usul ve kanuna aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma Beyanının Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın ... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Mahkemece 22.3.2016 tarihli ek karar ile temyiz isteminin reddine karar verilmiş, bu defa ek kararın ... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 02.10.2018 tarihli ve 2017/7785 Esas, 2018/16614 Karar sayılı ilamı ile ek kararın onanmasına karar verilmesi üzerine, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma Beyanının Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 17.09.2018 gün ve 2017/7899 Esas, 2018/15825 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: ..K. A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK'un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, anılan Kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı HUMK'un 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 370,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak ...'...
Mahkeme; 4.3.1998’de ölen eşin, kendisi tarafından tanıma yönünden dava açılmadığını, bu hakkın şahsa bağlı olduğunu belirterek ikinci eş tarafından açılan davanın reddine karar vermiştir. 2675 Sayılı Yasanın 42. maddesi; yabancı mahkeme ilamının kesin hüküm ve kesin delil olarak kabul edilmesinin yabancı ilamın, tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlı olduğunu, tanımada sözü edilen yasanın 38. maddesinin (a) ve (d) bentlerinin aranmayacağını öngörmüştür. Boşanma, babalık, soybağının reddi, tanımanın iptali gibi davalar yenilik doğurucu davalar olup, tespit niteliğini taşımaktadır.Nüfusa işlenmesi içinde tanıma kararı gerekmektedir. Tanıma isteğinde, 2675 Sayılı Yasanın 38. maddesinin (a) ve (d) bendi dışındaki şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması zorunludur....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Küçük ..., annenin evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı 12.03.2013 tarihinde tanıma (TMK. md. 295) ile kurulmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 337. maddesine göre evlilik dışı doğan çocuğun velayet hakkı anneye aittir. Anne küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim çocuğun menfaatine göre çocuğa bir vasi atar veya velayeti babaya verir. Mevcut olayda küçük ...’ın annesi ... 26.11.1997 doğumlu olup küçüktür. Baba ile soybağı tanıma ile kurulduğuna göre, babanın velayeti alma hakkı mevcuttur. Aslolan velayet olduğuna göre, davanın babaya ihbar edilmesi, beyanının alınması, onun tarafından velayetin kendisine verilmesi yönünde dava açılması halinde sonucunun beklenmesi, velayeti baba talep etmediği takdirde işin esası incelenerek çocuğa vasi atanması gerekir....