Dosya içindeki belge kayıtlar incelenmiş, taraf vekillerinin dosya içerisine ibraz ettiği vekaletnamelerde tanıma ve tenfiz davalarını takip yetkisi bulunmadığı görülmüştür.Öncelikle bu hususta taraf vekillerine (tanıma ve tenfiz davası için özel yetki taşıyan) vekaletnamelerinin aslını veya onaylı örneğini sunmaları için kesin süre verilmesi (HMK m. 77), bu süre içinde özel vekaletname verilmez veya taraflar yapılan işlemleri kabul ettiklerini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtar edilmesi ve kararın bu ikinci halde taraflara tebliği ile asile (özel yetkiyi içeren) vekaletnamesinde bulunmayan vekili tarafından yapılan işlemleri kabul edip etmediği yönünde beyanda bulunması, beyanda bulunmaz ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtarını içerir tebligat yapılmasından sonra istinaf incelemesine gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....
Dosya içindeki belge kayıtlar incelenmiş, davacı vekilinin dosya içerisine ibraz ettiği vekaletnamede tanıma ve tenfiz davalarını takip yetkisi bulunmadığı görülmüştür.Öncelikle bu hususta vekile (tanıma ve tenfiz davası için özel yetki taşıyan) vekaletnamenin aslını veya onaylı örneğini sunması için kesin süre verilmesi (HMK m. 77), bu süre içinde özel vekaletname verilmez veya asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtar edilmesi ve kararın bu ikinci halde asile tebliği ile asile (özel yetkiyi içeren) vekaletnamesinde bulunmayan vekili tarafından yapılan işlemleri kabul edip etmediği yönünde beyanda bulunması, beyanda bulunmaz ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtarını içerir tebligat yapılmasından sonra istinaf incelemesine gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....
Tanıma ve tenfiz yargılamasına bakan mahkemenin görevi temelde 5718 sayılı yasanın 62. maddesindeki red sebeplerinin olup olmadığını irdelemek ve 4686sayılı MTK hükümlerine göre tanıma ve tenfiz talebini kabul ya da reddetmektir. O halde, somut olayda taraflar arasındaki sözleşme ve tahkim yargılaması, aradaki alacak borç ilişkisini ödünç para manasına gelen “kredi” olarak nitelendirdiğine göre, tanıma ve tenfiz yargılamasını yapacak mahkeme de bu niteleme ile bağlıdır. Yabancı memleketlerde, kredi verme işlemlerinin ülkemizde olduğu gibi banka ve finans kuruluşlarının tekelinde olmaması, başkaca özel yatırımcı kişi ya da şirketler tarafında da, gerek yatırım ortağı alırken ve gerekse de sair surette kredi kullandırılması, yani ödünç para verilmesi de bu durumu değiştirmez. Taraflar tüzel kişi tacir olup, aradaki ilişki iç mevzuatımız yönünden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1(f) maddesinde belirtildiği gibi ödünç para verme işlemidir....
Tanıma tenfiz davalarında yurt dışında mahkemelerce verilen kararların tanıma ve tenfizinin yapılabileceği, Türk Hukukunda boşanma kararlarının mahkemeler tarafından verildiği, bu konuda yürütmenin yetkisinin olmadığı, dolayısıyla yurt dışında mahkeme dışındaki birimler tarafından verilen boşanma kararlarının Türk kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil ettiği ve bu nedenle tanıma tenfizinin mümkün olmadığı, buna göre tanıma tenfiz istenilen tarafların boşanmalarına ilişkin kararın Devlet İdaresi tarafından verilmiş karar olduğu, boşanma kararının idari merciler tarafından verildiği, Türk hukuku açısından bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı anlaşılmakla, söz konusu ilamın tanınmasına ve tenfizine karar verilmesi kamu düzenine aykırılık nedeniyle mümkün değildir....
Kanunun 50 ilâ 57.maddeleri “tenfiz” e, 58 ile 59.maddeleri ise “tanıma”ya ilişkindir. 5718 sayılı Kanunun;“Tenfiz Kararı” başlıklı 50.maddesinin 1.fıkrasında:“Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” “Tenfiz İstemi” başlıklı 52.maddesinin 1.fıkrasının 1.cümlesinde: “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir..”...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; Almanya Landshut Eyalet Mahkemesinin 27.11.2014 tarih ve 21 O 3425/11 sayılı alacak ilamının tanıma ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; tanıma ve tenfiz koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanıma ve tenfiz koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz DAVA TARİHİ : 13/07/2021 KARAR TARİHİ : 25/11/2021 G. K.YAZILDIĞI TARİH: 10/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : 1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkili şirketin, davalı şirket ... Cumhuriyeti şubesi aleyhine 01.03.2016 tarihli RTS –Atila-07-2016 nolu sözleşmeye dayanarak ... LTD.ŞTİ. tarafından yapılmış işlerin karşılığı olarak ödenmesi gereken bedeli ödenmemesi neticesinde, Azerbeycan 2 Nolu Bakü İdari-İktisat Mahkemesi kararı ile resmi kayıtlara geçirdiğini, kararın kesinleştiği ve kesinleşme şerhine ilişkin belgelerin ve onaylı tercüme örneklerinin dilekçe ekinde sunulduğunu, ayrıca her birinin apostil şerhini havi olduğunu, ... 2....
Tanıma; “Bir mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin yabancı ülkede kabulü”; tenfiz ise; “Bir mahkeme kararının, sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin sonucu olarak, maddi icra muamelelerini gerekli kılan kamu gücünü harekete geçiren vasfı”dır. Her mahkeme kararı hem kesin hüküm, hem de icra kabiliyetini birlikte taşımamakta; bazı kararlar nitelikleri gereği yalnız kesin hüküm teşkil etmekte, fakat icra kabiliyetleri bulunmamaktadır. İşte bu tür yabancı mahkeme kararları yalnız tanınabilir; tenfiz edilemezler. Çünkü icra kabiliyetleri yoktur. Tanıma yabancı mahkemece verilen kesinleşmiş bir kararın kabul edilmesi işlemi olup; tanımada amaç, sadece kararın maddi anlamda kesinliğinden yararlanılmasıdır. O halde, tanıma kararı verilebilmesinin ön koşulu bir yabancı mahkeme kararının varlığı ve bu kararın kesinleşmiş olmasıdır. Herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın yabancı mahkeme kararının tanınmasında “hukuki yararı” bulunan kişiler tanıma ve tenfiz isteminde bulunabilirler....
Yabancı bir mahkeme kararının bu kararın verildiği ülke dışında hüküm ve sonuç doğurması ilgili kararın tanınmasına veya tenfiz edilmesine bağlıdır. Kural olarak tanıma ve tenfiz açılacak ayrı bir dava ile gerçekleştirilebilir .Tanıma veya tenfiz kararı verilmesiyle birlikte yabancı mahkeme kararı, mahalli mahkeme kararı kuvvet ve niteliğini kazanır ( Şanlı, C./Esen, E./Figanmeşe Ataman, İ.:Milletlerarası Özel Hukuk, İstanbul 2014, s. 467 ). 5718 Sayılı MÖHUK'un 50. maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o Devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır....
Uyuşmazlık, tenfiz talebine konu kararın kamu düzenine aykırı olup olmadığı, tenfiz şartlarının oluşup oluşmadığı ile mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Yabancı bir mahkemede verilen ilam niteliğindeki kararın Türk Mahkemelerinden tanınması ve tenfiz edilmesi bakımından gerekli şartlar MÖHUK'ta düzenlenmiştir. MÖHUK özel olarak tanıma ve tenfiz taleplerinde ispat kuralı aracı ve ölçüsü tanımlamamıştır. Tanıma ve tenfiz taleplerinde hâkim, şartların var olup olmadığını resen inceleyecektir. Tanıma ve tenfizde incelenmesi gereken şartlar kural olarak hâkimin resen incelemesi gereken şartlar olmakla birlikte, davanın usule uygun incelenmediği, tebligatın yapılmadığı gibi taraflar ile doğrudan ilişkili vakıaların incelenmesi ise taraflarca getirilme ilkesi doğrultusunda yapılacaktır....