Bu olgu gözönüne alındığında kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi, mahkemelerce de muhdesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatların mülkiyetinin tespiti isteminin muhdesatın meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği göz önüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşullarının varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhdesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine, mülkiyet tespiti isteminin ise reddine karar verilmesi gerekir....
NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİÖLÜM TARİHİNİN TESPİTİ 5490 S. NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU [ Madde 33 ] 5490 S. NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU [ Madde 36 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Temyiz incelemesine konu dava, nüfus sicilinde sağ gözüken kişinin gerçekte ölü olduğunun tespiti yanında, sicilde "sağ" olarak belirtilen kaydın "ölü" olarak düzeltilmesini de amaçlayan; bu kişinin ölmüş olduğunun tespiti durumunda mirasçısı olacak kişi tarafından açılmış "ölümün tespiti davası" niteliğindedir. Dava bu hukuksal niteliğiyle; mirasçılık haklarını etkileyeceğinden Türk Medeni Kanunu'nu, nüfus sicilindeki eksik veya hatalı kaydın düzeltilmesini de amaçladığından 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nu ilgilendirmektedir....
Şti. temsilcisi ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/02/2016 gününde verilen dilekçe ile delil tespiti istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; hukuki yarar yokluğundan talebin reddine dair verilen 26/02/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ... İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. temsilcisi ... tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. İstem, delil tespiti niteliğinde olup bu nedenle de Değişik İşler defterine kaydedilerek sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Delillerin tespiti bir dava olmayıp, ileride açılacak davalarla ilgili delillerin kaybolmasını önlemek için önceden toplanıp güvence altına alınmasını sağlamak üzere başvurulan bir yoldur. Delil tespiti kararına, delil tespiti şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle itiraz mümkün ise de, nihai bir karar olmadığından temyiz edilemez....
Dosya arasında bulunan kira bedeli ödeme belgelerine göre kiralanan taşınmazların kira bedellerinin kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesi davalarının davacıları olan şirketler tarafından ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece tahliye davaları yönünden davalılar ... ve ... aleyhine açılan davaların kabulüne kiracılığın tespiti ve çekişmenin giderilmesi davalarının reddine karar verilmiş ise de tahliye davaları ile kiracılığın tespiti davalarının birlikte görülmesi doğru değildir. Öncelikle tahliye ve kiracılığın tespiti davalarının tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK.nın geçici 1.maddesi de nazara alınarak görev hususunun değerlendirilmesi kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesi davasının bekletici mesele yapılarak kiracılığın tespiti hususunda bir karar verildikten sonra varılacak sonuca göre tahliye davaları yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Bankası aralarındaki delil tespiti davası hakkında ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 16.07.2013 gün ve 2013/347-347 D. İş sayılı hükmün tespit isteyen vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Dava, delil tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, tespit isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 400. maddesinde düzenlenen delil tespiti, ileride açılacak veya açılmış olan bir dava ile ilgili delillerin bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp emniyet altına alınmasını sağlamak için kabul edilmiş bir kurumdur. Tespit davası başlı başına bir dava iken delil tespiti bir dava içinde kullanılacak delillerin tespiti için başvurulan bir yoldur....
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, bu dava ile birlikte hizmet tespiti davası açıldığı, alacak ve hizmet tespiti dosyalarının son duruşmada tefrikine karar verildiği, hizmet tespiti davasının karar tarihinde halen derdest olduğu, mahkemece hizmet tespiti davasının sonucu beklenmeden işçilik alacaklarının hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, hizmet tespiti davasında verilecek kararın kesinleşmesi beklenerek davacının hizmet süresini belirleyip işçilik alacaklarını bu hizmet süresi gözetilerek hesaplatıp çıkacak sonuca göre karar vermektir. Davacının hizmet süresinin belirlenmesi amacıyla açtığı ve halen derdest olan hizmet tespiti davasının sonucu beklenilmeden hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı muarazanın giderilmesi ve kiracılığın tespiti davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracılığın tespiti,muarazanın giderilmesi, kiralanan arsa üzerindeki tüm yapı ve müştemilatın davacıya ait olduğunun tespiti ve davacı hakkının tapu kütüğüne şerh verilmesi istemlerine ilişkindir....
nın Türk vatandaşlığına geçmediği, kayıtlar arasında resmi irtibat kurulamadığı, öncelikle mirasçılığın tespiti davasında bu hususun araştırılması gerektiği, bunun da asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, davacının Türk Vatandaşı olmadan ölen İran asıllı babasının kızı olduğunun nüfus kayıtlarında tespiti ile mirasçılığın tespiti istemine ilişkindir. Davacı ... , Bakanlar Kurulunun 21.07.1966 gün ve 6/6772 sayılı kararı ile, daha önce İran vatandaşı iken, Türk vatandaşlığına alınmıştır. Davacının babası ... ise, hiç Türk vatandaşı olmadan, İran vatandaşı olarak ölmüştür. Bu nedenle de Türk nüfus kayıtlarında kaydı bulunmamaktadır. ../......
Taraflar arasındaki kira ilişkisi, 01.04.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanmakta olup, tespiti istenilen dönem 01.04.2013 tarihinden itibaren başlayan döneme ilişkindir.Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre,akdin kurulduğu tarihten itibaren ilk 3 yıl endeks dönemi olup,bu 3 yılın sonunda ise kira tespiti hak ve nesafet kurallarına göre yapılacaktır. Olayımıza gelince; davacı tarafından ikinci artış yılı olan 01.04.2013 tarihinden itibaren kira bedelinin tespiti istendiğine göre, mahkemece yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilmek suretiyle tespiti talep edilen dönemin endeks dönemi olduğu kabul edilerek, bir önceki yıl ödenen kira bedelinin ÜFE endeksi oranında arttırılarak davalı tarafından en son ödenen bedelden az olmamak üzere kira bedelinin tespiti gerekirken yazılı gerekçe ile hak ve nesafete göre kira bedelinin tespiti doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Bu itibarla; bedeli davalı idare tarafından ödenen seraların davalı tarafından götürülüp götürülmediğinin tespiti için taraflardan tüm delilleri sorularak, gerektiğinde davalı idare tarafından düzenlenen 17.10.2015 tarihli tutanakta imzası bulunan muhtar da dahil tanık dinlenerek; seraların davalı tarafından alınıp alınmadığı belirlendikten sonra, seraların davalı tarafından alındığının tespiti halinde; seraların götürülmesinin davalıya sağladığı ekonomik değerin tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, 2015 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre yıpranma payı düşülerek tespit edilen sera bedelinden, bu değerin mahsubu ile bedel tespiti gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davacı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca...