WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Talebin dayanağı olan bu kararın henüz tenfiz edilmediği tarafların iddia ve savunmaları ile dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 60 maddesinde kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararları tenfiz edilebileceği düzenlenmiştir. Bu hükme göre yabancı bir ülke hakem heyeti tarafından verilen kararın geçerli olabilmesi için usulüne uygun Türk Mahkemelerince tenfiz edilmiş olması gerekli ve zorunlu bulunmaktadır. Bir başka deyişle Türk Mahkemeleri tarafından usulünce tenfiz edilmeyen kararların ilâm niteliğinde sayılması mümkün bulunmamaktadır....

    MÖHUK md. 54: “Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir: a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği -------- dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması." şeklindedir. ------ ----------- ile Tazminata İlişkin Cezaî Konularda Verilmiş Kararların Tanınması ve Tenfizi; 1.-------- her biri, diğer-------- verilmiş aşağıdaki kararları, işbu Anlaşmada öngörülen hükümler altında tanıyacak ve tenfiz edecektir. a. Hukukî konulara ilişkin adlî kararlar, b.Tazminata ilişkin olarak cezaî konularda verilmiş kararlar. 2. ---- sadece işbu--- yürürlüğe girmesinden sonra verilen kesinleşmiş adlî kararlar tanınacak ve tenfiz edilecektir." 36. Maddesi ise; "Kararların Tanınması ve Tenfizi Şartları İşbu Anlaşmanın 35. maddesinde belirtilen kararlar, aşağıdaki şartları olmaları halinde diğer ------ tanınır ve tenfiz edilir: a....

      Hukuk Dairesinin 01.02.2016 tarih, 2015/8907 E. ve 2016/1305 K. sayılı kararıyla, 5718 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinde tenfiz dilekçesine eklenecek belgelerin sayıldığı, 54 üncü maddede ise tenfiz şartlarının belirtildiği, yabancı mahkeme kararının o ülke adli makamlarınca uygulanan yabancı usul hukuku uyarınca usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesinin yeterli olduğu, kesinleşme usulünün kamu düzenine aykırılığının somut olayda bulunmadığı, mahkemece, kararın kesinleştirilmesinin davalıya kararın tebliğ edilmemesi nedeni ile kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesi ile tenfiz isteminin reddine karar vermesinin yerinde olmadığı, diğer tenfiz şartları bulunup bulunmadığının incelenmesi gerektiğine işaret edilerek bozulmuştur. C....

        İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) Tenfiz İstemi başlıklı 52 nci maddesi şöyledir: "Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi dilekçe ile olur. Dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir....

          kararına karşı tenfiz isteminde bulunulduğu takdirde MÖHUK'un 55/2....

            Davalı vekili, taraflar arasındaki sorunun çözümünde Türk Mahkemelerinin münhasır yetkiye haiz olduğunu, yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinin 15.02.2010 tarihi göründüğü halde müvekkiline tebliğinin ise, 22.07.2010 tarihi olduğu bu durumun açıkça kamu düzenine aykırı olduğunu, kararda faiz oranı belirtilmediği için faiz yönünden tenfiz kararı verilmesinin karışıklığa neden olacağını, İtalyan mahkemesinin vermiş olduğu kararda KDV ve Sosyal Güvenlik Katkısı ve genel masrafların götürü bedeller üzerinden tanzim edilmesi için harç ve ücretlerde %12 ,50'lik bir artıştan da müvekkilinin sorumlu olacağının belirtildiğini, bu talebin de tenfiz dışında bırakılması gerektiğini savunmuştur....

              Bu davada MÖHUK 54. ve devamı maddeleri gereğince tanıma ve tenfiz şartların oluşup oluşmadığı incelenmekte olup tanıma ve tenfizi istenen kararın münhasıran velâyet düzenlemesine yönelik olmasının bir önemi bulunmamaktadır. MÖHUK’da tanıma ve tenfize ilişkin davalarda temyiz edilemezlik durumuna ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte; MÖHUK 57/2. maddesinde tenfiz isteminin kabul veya reddi hususunda verilen kararların temyizinin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. HMK’ da tanıma tenfiz davalarının temyiz edilemeyeceğine dair düzenleme de bulunmamaktadır. A.İ.H.S.nin 6. maddesi ve Anayasa’nın 36. maddesi gereğince adil yargılanma hakkının genel unsurlarından biri de adalete erişim hakkıdır. Yasal düzenlemelerde açıkça yasa yolunun kapalı olduğuna dair bir düzenleme bulunmaması halinde adalete erişim hakkı gereğince yasa yolunun açık olduğunun kabulü gerektiğinden davalının temyiz talebinin incelenmesi gerektiği kanaatindeyim....

                Davalı vekili, taraflar arasındaki sorunun çözümünde Türk Mahkemelerinin münhasır yetkiye haiz olduğunu, yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinin 15.02.2010 tarihi göründüğü halde müvekkiline tebliğinin ise, 22.07.2010 tarihi olduğu bu durumun açıkça kamu düzenine aykırı olduğunu, kararda faiz oranı belirtilmediği için faiz yönünden tenfiz kararı verilmesinin karışıklığa neden olacağını, İtalyan mahkemesinin vermiş olduğu kararda KDV ve Sosyal Güvenlik Katkısı ve genel masrafların götürü bedeller üzerinden tanzim edilmesi için harç ve ücretlerde %12 ,50'lik bir artıştan da müvekkilinin sorumlu olacağının belirtildiğini, bu talebin de tenfiz dışında bırakılması gerektiğini savunmuştur....

                  Davalı vekili, 5718 sayılı MÖHUK’un 51. maddesine göre tanıma ve tenfiz davalarının kendisine karşı tenfiz istenen kişinin ikametgahının olduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, müvekkilinin merkezinin ...-... Karayolu .... K....ı –.... adresinde olduğunu, yetkili mahkemenin ..... Mahkemeleri olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuş, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkemenin kendisine karşı tenfiz istenen kişinin ikametgahının olduğu yer mahkemesi olduğu ve davalı vekilinin süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu, özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ........

                    Yerel mahkemece tenfiz kararı verilmiş değerli çoğunluk hükmü doğru bulmuştur. Yargıtay, evlilik birliği Türkiye’de açılan bir “boşanma davası” ile sona erdikten sonra tenfiz davası açılamayacağını oybirliği ile kabul etmektedir. Evlilik boşanma ile biterse tenfiz istenemez, ölüm ile biterse istenir görüşünü sergileyen Yargıtay yaman bir çelişkinin içindedir. Sona ermiş bir evliliğin yeniden sonlandırması istenemez. Ölüm ile oluşan haklar sağ eş davalıya 05.08.1996 tarihinde KENDİLİĞİNDEN intikal olmuştur. 17 yıl sonra açılan dava ile ölen erkek eş POST MORTAL BOŞANMA işlemine tabi tutularak dul eş statüsünden boşanmış eş statüsüne geçirilmiştir. Türk Miras Hukukunun 05.08.1996 tarihinde vermiş olduğu haklar 17 yıl sonra geri alınmıştır. Sonuç olarak; dava tarihinde “devam eden” bir evlilik olmadığına göre “olmayan bir evliliğin" sonlandırılması da mümkün değildir. .......

                      UYAP Entegrasyonu