ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/825 Esas KARAR NO: 2023/139 DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/11/2021 KARAR TARİHİ: 09/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ------yürüttüğünü-------ticaret yapan diğer şirket ve firmalara paketleme, faturalandırma, ambalajlandırma gibi yardımcı ekipmanlarını da saylayıcısı olarak katkı sunmakta ve --- oluşturmakta ve ticareti artırdığını, elektronik ortamda tanınmak bilinmek, eskiye kıyasla daha yüksek önem arz etmekte, tüm sektörlerde e-ticaret ve bu alanda olumlu tanınma kritik önem arz ettiğini, İnternet üzerinden--- bu yönde hızla ilerlerken,--- bulunan görsellerin, ürünler ve bilgilerin müvekkilinin izni ve onayı alınmadan müvekkili ile birebir aynı ----tarafından---- teşkil edecek şekilde kullanıldığını, Davalı -----, müvekkiline ---- içeriğini birebir...
Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın Didim 1.Asliye Hukuk Mahkemesi dava dosyasının celbi yönündeki talebinin bu dosya ile ilgisinin olmadığını, Lünen Mahkemesi tarafından boşanma kararı verildiğini, bu kararın da kesinleştiğini, müvekkili tarafından bu kararın tanınma ve tenfizinin talep edildiğini, Didim 1.Asliye Hukuk Mahkemesi' ndeki davanın derdest olup olmadığının sorulmasının eldeki bu dava açısından önemli bulunmadığını, yine Didim l.Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında da derdestlik itirazında bulunulup bulunulmadığından dava açısından bir önemi olmadığını, davalı tarafa ilk derece mahkemesince yapılan tüm billdirimler ile tebligatların usulune uygun olarak tebliğ edildiğini, yurt dışına yapılan tebligatların uzun sürmesi nedeniyle sırf bu nedenle 2 yılı aşkın bir süre davanın sürdüğünü, davalı tarafın davacı müvekkilinin açmış olduğu davayı sürüncemede bırakmak için ve mümkünse uzatarak, müvekkiline zarar vermek için haksız...
İlk Derece Mahkemesince, yabancı mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin kararın kesinleştiği, dava dilekçesi ile yabancı mahkeme kararının taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, MÖHUK 58. maddedeki tüm şartların oluştuğu kararın tanınma ve tenfizinin şartlarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, yerel mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü tüm istinaf sebepleri yerinde olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, yabancı mahkeme kararının tanıması istemine ilişkindir....
Görüldüğü üzere, bilirkişi tarafından düzenlenen kök ve ek raporda açıkça farklı rakamlara ulaşılmasına rağmen, ek raporda, bir takım soyut ifadeler kullanılarak, somut ve özel bilimsel veriler kullanılmadan, rapor düzenlenmiş, Mahkemece de, ek rapora üstünlük tanınarak hüküm kurulmasına rağmen, bahsi geçen rapora üstünlük tanınma nedeni de açıklanmamıştır. Yine, dava dilekçesinde, 17.03.2009-17.04.2014 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil talep edilmesine rağmen, ecrimisilin son dönemi olarak dava tarihi olan 02.05.2014 tarihinin esas alınmasıyla, talep edilen son dönem yönünden HMK'nin 26. maddesine aykırı olarak talep de aşılmak sureti ile karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 120 17 595 III nolu dosya, 21.03.2018 tarihli kararı ile boşanmalarına karar verildiği, davacının dilekçesine yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile ilamın kesinleştiğini gösteren ve yabancı ülke makamlarınca usulen onanmış yazıyla birlikte onanmış tercümesini eklediği, anılan kararın 19.04.2018 tarihinde kesinleştiği, yabancı mahkeme ilamında Türk kamu düzenine açıkça aykırı bir yönün bulunmadığı, yabancı mahkemedeki davanın davalısına savunma hakkının tanındığı, gerekli tebligatların tarafına yapıldığı, savunma hakkının kısıtlandığı ileri sürülerek yabancı mahkeme önünde istinaf yahut temyiz yoluna da başvurulmadığı, tanınma ve tenfiz koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle söz konusu yabancı mahkeme kararının boşanma, velâyet ve nafakaya dair hükmün Türkiye'de tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir. IV....
Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği'nin 7. maddesinde; reklamların doğru ve dürüst olması, ekonomik ve sosyal sorumluluk bilinci içinde ve haksız rekabete yol açmayacak şekilde hazırlanması, ortalama tüketicinin algılama düzeyi ile reklamın tüketici üzerindeki olası etkisi göz önünde bulundurularak hazırlanması, tüketicinin güvenini kötüye kullanmaması, ya da onun tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar etmemesi, reklamların, hiçbir konuda tüketiciyi doğrudan veya dolaylı olarak yanıltabilecek ifade ya da görüntüler içeremeyeceği, bu kapsamda resmi tanınma ya da onay, madalyalar, ödüller, diplomalar ve benzeri belgeleri içeremeyeceği, 8. maddesinde; karşılaştırmalı reklamların ancak aldatıcı ve yanıltıcı olmaması, haksız rekabete yol açmaması, rakiplerin mallarını, hizmetlerini, faaliyetlerini veya diğer özelliklerini kötülememesi veya itibarsızlaştırmaması koşullarıyla yapılabileceği, 10. maddesinde; reklamların hiçbir kişi, kurum veya kuruluşu, ticari ya da mesleki...
Tanınma kabiliyeti yüksek olan işaretler güçlü markaları – ki bu uzun yıllar kullanım ve yoğun bir reklamla bu güç elde edilir- meydana getirdikleri için, ihlale maruz kalma oranlarının daha yüksek olması nedeniyle, onlara sağlanacak olan koruma alanının da zayıf işaretlere nazaran daha geniş olması gerekeceği şüphesizdir.” Tanınmışlık konusunda, WIPO’nun Tanınmış Markalar Uzmanlar Komitesi tarafından belirlenen kıstaslar; markanın ilgili sektörde bilinme/tanınma derecesi; markanın kullanım süresi, derecesi ve coğrafi bölgesi; markanın uygulandığı ürün ya da hizmetlerin fuar veya sergilerdeki tanıtımları, reklam ve sunumlarının süresi, derecesi ve coğrafi bölgesi; markanın tanınmasını ya da kullanımını etkileyen başka tescillerinin ve/veya tescil başvurularının süresi ve coğrafi bölgesi olarak özetlenebilir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2014/550 Esas 2015/657 Karar sayılı ilamı ile tanınmasına ve tenfizine karar verildiği, kararın 18/03/2016 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasında evlendikleri tarih olan 17/08/1992 tarihinden 01/01/2002 tarihine kadar mal ayrılığı, 01/01/2002 tarihinden yabancı mahkeme ilamının tanınma ve tenfizi kararının kesinleştiği tarih olan 18/03/2016 tarihine kadar başkaca mal rejimini seçmediklerinden edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, dava konusu Mersin İli, Yenişehir İlçesi, Çiftlik Mahallesi, 235 ada 1 parsel, 3.kat, 3 nolu bağımsız bölümün davalı kadın adına 01/09/2003 tarihinde satış edinme sebebine dayalı olarak edinildiği, ilk derece mahkemesi tarafından dava konusu taşınmazın değer tespitinin yaptırıldığı, yapılan değer tespitine göre davacı vekili tarafından 12/03/2019 tarihli dilekçeyle dava değerinin 85.000,00TL daha artırılarak 110.000,00TL'ye çıkarıldığı, ıslah edilen miktar üzerinden harcın tamamlandığı, ilk derece mahkemesi tarafından...
Dava; tanınma ve tenfiz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un "Dilekçeye eklenecek belgeler" başlıklı 53. maddesinde "(1) Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir: a)Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi. b)İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi." hükmü bulunmaktadır....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Almanya Düren Yerel Aile Mahkemesinin kararıyla boşandıklarını, mahkemenin müvekkilinin davalıya 11.179.31 Euro ödemesine karar verdiğini, sonra davalı tarafından müvekkili aleyhine boşanma kararının tanınma ve tenfizi ile alacağının %5 faiz ile hüküm altına alınması için Bigadiç Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, dava açılmadan önce bu paranın 3.644.31Euro'nun Almanya'da ödendiğini, kalan borç için de resmi belge ve tanık huzurunda müvekkilinin müşterek araba ve evdeki eşyalardaki hissesine karşılık anlaştıklarını, eşya ve arabanın davalıda kaldığını, yukarıda bahsedilen dosyadan alacak davasının tefrik edilerek devam edildiğini, davayı takip etmediğini ve taraflarınca davanın hüküm altına alınmasını talep ettiklerini, davanın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, böylelikle davacı tarafa borcun kalmadığını, davalının bu parayı talep hakkının olmadığını, buna rağmen ilamı takibe koyarak kötü niyetli olduğunu belirterek...